Başında d olan 5 harfli 318 kelime var. D harfi ile başlayan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe ile ilgili araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Ayrıca İçinde d harfi olan kelimeler listesine ya da sonu d harfi ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz.
Karmaşık harflerden başında d bulunan kelimeleri bulmak için Kelime Bulma Makinesi'ni kullanabilirsiniz.
Harf Sayısına Göre Kelimeler
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- DALAK
-
-
[isim]
Midenin arkasında, diyaframın altında, sol böbreğin üstünde, yassı, uzunca, akyuvar üreten ve yıpranmış alyuvarları toplayan, damarlı, gevşek bir dokudan oluşmuş organ
-
Omurgalı hayvanlarda lenf bezine benzeyen ve kan damarları çok olan bir organ
-
Tekerlek biçimindeki kaşar peyniri
-
Bal peteği
-
[isim]
Midenin arkasında, diyaframın altında, sol böbreğin üstünde, yassı, uzunca, akyuvar üreten ve yıpranmış alyuvarları toplayan, damarlı, gevşek bir dokudan oluşmuş organ
- DÖKME
-
-
[isim]
Dökmek işi
-
[sıfat]
Bir yerden bir yere dökülen, aktarılan
- "Dökme su."
-
[sıfat]
Kapların içinde olmayan, yığın biçiminde ortaya dökülmüş olan
- "Dökme buğday. Dökme portakal. Dökme çimento."
-
[sıfat]
Kalıba dökülmek yoluyla yapılmış
- "Dökme soba."
-
[isim]
Dökmek işi
- DEMİN
-
-
[zarf]
Az önce
- "Demin aynanın arkasına baktım, bulamadım." (Mahmut Yesari)
-
[zarf]
Az önce
- DALAN
-
-
[isim]
Lobi
-
Biçim, şekil
-
[isim]
Lobi
- DEŞİK
-
-
[sıfat]
Deşilmiş olan
-
[isim]
Deşilmiş yer
-
[sıfat]
Deşilmiş olan
- DİNAR
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Bahreyn, Cezayir, Irak, Kuveyt, Libya, Tunus, Ürdün ve eski Yugoslavya'da kullanılan para birimi
-
Yaklaşık olarak altın liranın dörtte biri değerinde olan eski bir para
-
[isim]
Bahreyn, Cezayir, Irak, Kuveyt, Libya, Tunus, Ürdün ve eski Yugoslavya'da kullanılan para birimi
- DURMA
-
-
[isim]
Durmak işi
-
Eğleşme, eğlenme, tevakkuf
-
[isim]
Durmak işi
- DİTME
-
-
[isim]
Ditmek işi
-
[isim]
Ditmek işi
- DEĞİM
-
-
[isim]
Bir kimsenin, kendisine iş verilmeye hak kazandıran durumu, liyakat
-
[isim]
Bir kimsenin, kendisine iş verilmeye hak kazandıran durumu, liyakat
- DÜBEL
-
Kelime Kökeni : Almanca
-
[isim]
Vidanın daha sağlam yerleşmesi için duvarlarda açılan deliğe önceden çakılan plastik yuva
-
4-20 mm çaplarında, uçları yarık ve tırtıllı, baş tarafı uca doğru daralan delikli, orta sert veya sert plastikten yapılmış özel kavela
-
[isim]
Vidanın daha sağlam yerleşmesi için duvarlarda açılan deliğe önceden çakılan plastik yuva
- DUBLE
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Belirli miktarın veya büyüklüğün iki katı
- "İçi öyle yanıyordu ki elinde olmadan buğulu bira dubleleri, bardak çatlatan nar şerbetleri kuruyor." (Atilla İlhan)
-
Giysilerin iç bölümüne geçirilip kumaşla birlikte dikilen astar veya giysilerin içine ayrı olarak giyilen giyecek
-
[sıfat]
Bir kadeh miktarında olan
-
[sıfat]
İkili, gidiş ve gelişi ayrılmış (yol)
-
[isim]
Belirli miktarın veya büyüklüğün iki katı
- DOYMA
-
-
[isim]
Doymak işi
-
Yeğinliği gittikçe artırılan bir manyetik alanın içindeki bir çelik çubuğun alabileceği en çok manyetizmayı almış olması
- "Tungstenli iyi bir çelik 15000 gauss miktarında manyetizma ile doyma durumuna gelir."
-
Bir gazın, belli bir sıcaklıkta o sıcaklığa özgü olan en büyük basınç altında bulunması
-
Bir sıvının içinde belli bir cisimden eriyebilecek en çok miktarın erimiş bulunması, işba
-
[isim]
Doymak işi
- DEVİR
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Kendine özgü bir özellik taşıyan zaman parçası, dönem, periyot
- "Bana sorarsanız devrimiz nasihat devri olmaktan çıktı." (Burhan Felek)
-
[isim]
Kendine özgü bir özellik taşıyan zaman parçası, dönem, periyot
- DİLCİ
-
-
[isim]
Dil bilimci
-
Dille ilgili araştırmalar yapan kimse
-
[isim]
Dil bilimci
- DURGU
-
-
[isim]
Olmakta olan bir şeyin birdenbire durarak kesilmesi, sekte
-
Bir müzik eserinde, bitiş etkisi yapan armonik zincirlemeler bütünü
-
[isim]
Olmakta olan bir şeyin birdenbire durarak kesilmesi, sekte
- DALAŞ
-
-
[isim]
Kavga, gürültülü bağrışıp çağrışma
-
[isim]
Kavga, gürültülü bağrışıp çağrışma
- DANIŞ
-
-
[isim]
Önemli bir konuda birkaç kişinin bir arada konuşması, müşavere
-
[isim]
Önemli bir konuda birkaç kişinin bir arada konuşması, müşavere
- DİKME
-
-
[isim]
Dikmek işi
-
Ahşap yapılarda pencere ve kapı yanlarına dikilen direklerden her biri
-
Bir evde aileyi sürdürecek olan tek çocuk
-
Ağaç, direk
-
Fidan, yeni dikilmiş fidan
-
Yük kaldırmakta kullanılan bir direkli maçuna
-
Dikey olan doğru veya düzlem, amut
-
[isim]
Dikmek işi
- DURUŞ
-
-
[isim]
Durma işi veya biçimi
- "Ayol, bu kaçıncı duruş?" (Reşat Nuri Güntekin)
-
[isim]
Durma işi veya biçimi
- DOGMA
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Belli bir konuda ileri sürülen bir görüşün sorgulanamaz, tartışılamaz gerçek olarak kabul edilmesi
-
Doğruluğu sınanmadan benimsenen, bir öğretinin veya ideolojinin temeli yapılan sav, nas, inak
- "Dogmaların en geçerli olduğu alan din alanıdır, burada yalnızca inanılır." (Melih Cevdet Anday)
-
[isim]
Belli bir konuda ileri sürülen bir görüşün sorgulanamaz, tartışılamaz gerçek olarak kabul edilmesi