Sonunda ce olan 6 harfli 33 kelime var. CE ile biten kelimeler listesini inceleyerek aradığınız kelimeleri bulabilirsiniz. Türkçe araştırmalarınızda, scrabble oyununda bu kelimeleri kullanabilirsiniz. Ayrıca İçinde ce olan kelimeler listesine ya da başında ce olan kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, işlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- ZEKİCE
-
-
[zarf]
Zeki olarak, zekiye uygun bir biçimde
- "Ona göre, Habil'in Kabil'i öldürmesinde zekice bir yan aranmamalıdır." (Salâh Birsel)
-
[zarf]
Zeki olarak, zekiye uygun bir biçimde
- CANİCE
-
-
[zarf]
Cani gibi, caniye yakışır biçimde, caniyane
-
[zarf]
Cani gibi, caniye yakışır biçimde, caniyane
- SADECE
-
-
[zarf]
Yalnızca
- "Her millette olduğu gibi bizde de kelimeleri, şiir canlandırmış, nesir sadece kullanmıştır." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
-
[zarf]
Yalnızca
- ALİMCE
- ...
- ÖVÜNCE
-
-
[isim]
Övünmeye yol açan veya hak kazandıran şey, mefharet
-
[isim]
Övünmeye yol açan veya hak kazandıran şey, mefharet
- İKİZCE
- ...
- KORECE
- ...
- DAHİCE
- ...
- YENİCE
-
-
[sıfat]
Oldukça yeni
-
[zarf]
(yeni'ce) Yakın günlerde
- "Avrupa'da hukuk tahsil etmiş, yenice mebus intihap edilmiş gençlerden biri söz istedi." (Memduh Şevket Esendal)
-
[sıfat]
Oldukça yeni
- DERECE
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Bir süreç içindeki durumlardan her biri, basamak, aşama, rütbe, mertebe
- "Hukuk tahsilini Paris'te bitirmiş, birinci derece diploma almıştı." (Ömer Seyfettin)
-
[edat]
Denli, kadar
- "Beyoğlu'nda bu derece itibar görmemişti." (Ercüment Ekrem Talu)
-
Ölçü aletlerinin ölçeğinde belirtilmiş bulunan başlıca bölümlerden her biri
- "Sıcakölçerin dereceleri."
-
Sıcaklıkölçer
-
Bir çözeltinin yoğunluğunu ölçmede kullanılan birim
-
Bir çemberin üç yüz altmışta birine eşit olan açı birimi
- "Dik açılar doksan derecedir."
-
Başarı gösterme
-
[isim]
Bir süreç içindeki durumlardan her biri, basamak, aşama, rütbe, mertebe
- ÖYLECE
-
-
[zarf]
O biçimde, tam öyle
- "Dudaklarının kenarını kırıştıran bir nefret duygusuyla öylece kaldı." (Peyami Safa)
-
Öylelikle
-
[zarf]
O biçimde, tam öyle
- ÜLKECE
-
-
[zarf]
Ülke çapında
- "Sonraki yılların ülkece ünlü bir heykelcisi, kantinde garsonluk yapardı." (Aydın Boysan)
-
[zarf]
Ülke çapında
- NETİCE
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Sonuç
-
[isim]
Sonuç
- EĞRİCE
-
-
[sıfat]
Az eğri olan
-
[sıfat]
Az eğri olan
- FERACE
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Kadınların sokakta giydikleri, mantoya benzer, arkası bol, yakasız, çoğu kez eteklere kadar uzayan üst giysisi
-
Dervişlerin giydiği bol bir tür hırka
-
[isim]
Kadınların sokakta giydikleri, mantoya benzer, arkası bol, yakasız, çoğu kez eteklere kadar uzayan üst giysisi
- GÖRECE
-
-
[sıfat]
Bir şeye göre olan, varlığı başka bir şeyin varlığına bağlı olan, kesin olmayıp kişiden kişiye, zamandan zamana, yerden yere değişebilen, bağıl
-
[sıfat]
Bir şeye göre olan, varlığı başka bir şeyin varlığına bağlı olan, kesin olmayıp kişiden kişiye, zamandan zamana, yerden yere değişebilen, bağıl
- DİRİCE
-
-
[sıfat]
Biraz diri
-
[sıfat]
Biraz diri
- ENLİCE
-
-
Eni biraz geniş
- "Enlice bir kumaş parçası."
-
Eni biraz geniş
- AİLECE
-
-
[zarf]
Bütün aile birlikte, ailecek
- "Ailece gezmeye gideceğiz."
-
[zarf]
Bütün aile birlikte, ailecek
- HAİNCE
-
-
[sıfat]
Hain bir anlam taşıyan
- "Bürokrasinin haince kazıklarından birini yemiş olduğu hâlde böyle konuşabiliyordu." (Refik Erduran)
-
[zarf]
Hain bir biçimde
- "Karısına haince davranıyor."
-
[sıfat]
Hain bir anlam taşıyan