Sonunda ce olan 4 harfli 14 kelime var. CE ile biten kelimeler listesini inceleyerek aradığınız kelimeleri bulabilirsiniz. Türkçe araştırmalarınızda, scrabble oyununda bu kelimeleri kullanabilirsiniz. Ayrıca İçinde ce olan kelimeler listesine ya da başında ce olan kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, işlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- NECE
-
-
[zarf]
Hangi dilde, hangi dilden?
- "Bu adam nece konuşuyor? Bu yazı necedir?"
-
[zarf]
Hangi dilde, hangi dilden?
- EVCE
-
-
[zarf]
Evcek
-
[zarf]
Evcek
- GECE
-
-
[isim]
Güneş battıktan gün ağarıncaya kadar geçen süre, tün, şeb, gündüz karşıtı
- "Kel Hasan kumpanyası o gece bir komedi dram oynuyordu." (Osman Cemal Kaygılı)
- "Bir şeye karar vermeden geceler gebedir, gibi bir felsefe yaptıktan sonra, ayrıldılar." (Halide Edip Adıvar)
- "... başaramayacağı kadar çok işlerin altına girmekten çekinmedi, geceyi gündüze katıp çalışmaya başladı." (Memduh Şevket Esendal)
-
Bu süre içindeki karanlık
-
Eğlence, anma vb. amaçlarla geceleyin düzenlenen toplantı
- "Bütün çalgıları, dansları, şarkıları ve bütün külfetleriyle o geceler geldi çattı." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
-
[zarf]
Gece vakti, geceleyin
- "Gece uyumalı, gündüz çalışmalı."
-
[isim]
Güneş battıktan gün ağarıncaya kadar geçen süre, tün, şeb, gündüz karşıtı
- İNCE
-
-
[sıfat]
Kendi cinsinden olanlara göre, dar ve kalınlığı az olan, kalın karşıtı
- "İnce minare. İnce değnek. İnce kitap."
- "Annesinin bu meseleyi nasıl ince eleyip sık dokuyacağını biliyordu." (Orhan Kemal)
-
Zayıf
- "Sarışın, kuru, ince bir kadındı." (Yahya Kemal Beyatlı)
-
Taneleri ufak, iri karşıtı
- "İnce un. İnce kum."
-
Aşırı özen gerektiren, kaba karşıtı
- "İnce nakış."
-
Ayrıntılı
- "Bugün temizlikçi geliyor. Şöyle ince bir temizliğe..." (Tomris Uyar)
-
Akışkanlığı çok olan, yoğun ve koyu olmayan (sıvılar)
-
Tiz (ses), pes karşıtı
- "İnce bir çocuk sesinin hırçınlaştığı, ağladığı işitildi." (Reşat Nuri Güntekin)
-
Hafif, gücü az
- "Hiçbir hareket bu gülüş kadar belirsiz ve ince değildir." (Sait Faik Abasıyanık)
-
İyiden iyiye, enikonu, ayrıntılı
- "Benim hasta olduğum günlerde her şey uzun uzun düşünülmüş, ince hesaplarla hazırlanmıştı." (Reşat Nuri Güntekin)
-
Düşünce, duygu veya davranış bakımından insanın sevgi ve saygısını kazanan, zarif, kaba karşıtı
- "Dostum şair, yazar Sabahattin Teoman, yazdığı ince bir mektupla durumu düzeltiyor."
-
[sıfat]
Kendi cinsinden olanlara göre, dar ve kalınlığı az olan, kalın karşıtı
- GÖCE
-
-
[isim]
Tarhana, bulgur yapmak için kullanılan kabuğu soyulmuş ve kırılmış buğday
-
Yarılmış ve kırılmış bulgurdan yapılan çorba
-
[isim]
Tarhana, bulgur yapmak için kullanılan kabuğu soyulmuş ve kırılmış buğday
- ÖNCE
-
-
[isim]
Baştaki, geçmişteki bölüm, geçmiş zaman
- "Demin söyledikleri bana sadece daha önce olup bitenleri düşündürdü." (Tarık Buğra)
-
[zarf]
İlk olarak, başlangıçta, sonra karşıtı
- "Önce hep birlikte basın suçunu tarif edelim." (Burhan Felek)
-
[isim]
Baştaki, geçmişteki bölüm, geçmiş zaman
- GÜCE
- ...
- CÜCE
-
-
[sıfat]
Boyu, normalden çok daha kısa olan (kimse)
-
Gelişmemiş (bitki)
- "Cüce ağaçlar."
-
[sıfat]
Boyu, normalden çok daha kısa olan (kimse)
- HECE
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Bir solukta çıkarılan ses veya ses birliği, seslem
- "Okumak sözünde üç hece vardır."
-
[isim]
Bir solukta çıkarılan ses veya ses birliği, seslem
- ERCE
-
-
[zarf]
Er gibi, ere yakışır biçimde
- "Şu değişik hâllerin hepsinden erce, erkekçe istifade etmelidir." (Ahmet Mithat)
-
[zarf]
Er gibi, ere yakışır biçimde
- LİCE
- ...
- YÜCE
-
-
[sıfat]
Yüksek, büyük, ulu, ulvi
- "Yüce duygular, derin düşünceler ona göre değildir." (Suat Taşer)
-
[sıfat]
Yüksek, büyük, ulu, ulvi
- BÖCE
-
-
[isim]
Böcü
-
[isim]
Böcü
- NİCE
-
-
[sıfat]
Kaç, ne kadar
-
Birçok
- "Yalılarda nice yük odaları, oda gibi büyük kilerler vardı." (Abdülhak Şinasi Hisar)
-
[zarf]
Nasıl
-
[zarf]
Uzun süreden beri
-
[sıfat]
Kaç, ne kadar