Başında ca olan 9 harfli 36 kelime var. Ca ile başlayan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe ile ilgili araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Ayrıca İçinde ca olan kelimeler listesine ya da sonu ca ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz.

Karmaşık harflerden başında ca bulunan kelimeleri bulmak için Kelime Bulma Makinesi'ni kullanabilirsiniz.

Harf Sayısına Göre Kelimeler


Kelime bulma makinesi

Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.



Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)

CAZIRTILI

  1. [sıfat] Cazırtısı olan

CARİYELİK

  1. [isim] Cariye olma durumu
    • "Bir erkek çocuğu doğuruncaya kadar bu yabancı adama cariyelik eder." (Falih Rıfkı Atay)

CAHİLİYET

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Bilgisizlik

CAMADANLI

  1. [sıfat] Camadan giymiş olan
    • "Mor camadanlı, kırmızı sırmalı cepkenli Yaver Ağa..." (Cahit Uçuk)

CANDAŞLIK

  1. [isim] Candaş olma durumu

CAFERİLİK
...
CADILAŞMA

  1. [isim] Cadılaşmak işi

CAKACILIK

  1. [isim] Cakacı olma durumu veya cakalı davranış

CAVLAKLIK

  1. [isim] Cavlak olma durumu, çıplaklık

CANAVARCA

  1. Canavar gibi
    • "Mektep çıkışlarında canavarca dövüşler olurdu." (Yahya Kemal Beyatlı)
  2. [zarf] Canavara uygun biçimde

CAYIVERME

  1. [isim] Cayıvermek işi

CAZIRDAMA

  1. [isim] Cazırdamak işi

CAYIRTILI

  1. [sıfat] Cayırtısı olan
    • "Yeni imajın eskiye oranla daha bağırgan, daha cayırtılı olmasına özen gösteriyorlar." (Tomris Uyar)

CAVALACOZ

  1. [sıfat] Değersiz, önemsiz, derme çatma

CASCAVLAK

  1. [sıfat] Saçsız (baş)
    • "Cascavlak bir baş."
  2. Çırılçıplak, örtüsüz
    • "Cascavlak bir alan."

CAYDIRMAK

  1. [-i] Cayma işini yaptırmak

CAZBANTÇI

  1. [isim] Cazcı
    • "Başımı çevirip bakınca gördüm ki evin bütün uşakları, cazbantçıları, oradakiler, hepsi Mustafa'yı zapt etmişler." (Aka Gündüz)

CAZİBEDAR

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [sıfat] Çekiciliği olma, alımlı
    • "Epeyce bozulmuş olmakla beraber o sevimli çirkinliği hâlâ cazibedardı." (Hüseyin Cahit Yalçın)

CAMLANMAK

  1. [nsz] Cam takılmak

CANKULAĞI

  1. [isim] Çok yakın dost, sırdaş
    • "Derdimizi dökecek bir dert ortağı, şikâyetimizi dinleyecek bir cankulağı bulunsun." (Abdülhak Şinasi Hisar)
    • "Atölyede duyduğum kelimeleri, cümleleri cankulağı ile dinliyor, bunları aynen Fransızlar gibi kullanmak için can atıyordum." (Bedri Rahmi Eyuboğlu)

Kelime Anlamları Kaynağı : Türk Dil Kurumu Güncel Türkçe Sözlüğü