Başında ca olan 6 harfli 29 kelime var. Ca ile başlayan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe ile ilgili araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Ayrıca İçinde ca olan kelimeler listesine ya da sonu ca ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz.

Karmaşık harflerden başında ca bulunan kelimeleri bulmak için Kelime Bulma Makinesi'ni kullanabilirsiniz.

Harf Sayısına Göre Kelimeler


Kelime bulma makinesi

Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.



Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)

CAFERİ
...
CAKALI

  1. [sıfat] Cakası olan, caka ile yapılan, gösterişli
    • "Cakalı bir yürüyüş."

CANFES

Kelime Kökeni : Farsça

  1. [isim] Üzerinde desen bulunmayan, ince dokunmuş, parlak, tok, ipekli kumaş
    • "Arabistan'dan getirdiği birtakım ipekler, canfesler ve kumaşlarla giyinir." (Abdülhak Şinasi Hisar)
  2. [sıfat] Bu kumaştan yapılmış
    • "Canfes yastıklar üzerinde, müslinlere bürünmüş bir halayık portakal soyuyor." (Refik Halit Karay)

CARCAR

  1. [sıfat] Geveze, yaygaracı

CANGIL

  1. [isim] Cengel
  2. Karışıklık, kargaşa

CANSIZ

  1. [sıfat] Canını yitirmiş, ölmüş
    • "Cansız bir kuş."
  2. Canlı olmayan (varlık), camit
  3. [zarf] Güçsüz, mecalsiz bir biçimde
    • "Nil'in deminden beri avucumun içinde cansız duran eli kımıldadı, parmaklarımı sıkıyor." (Refik Halit Karay)
  4. İlgi uyandırmayan, sönük
    • "Cansız bir anlatış."
  5. Durgun
    • "Bu yıl buğday piyasası biraz cansız."

CANLAR
...
CARCUR

  1. [zarf] "Gelişigüzel konuşmak" anlamındaki carcur etmek birleşik fiilinde geçen bir söz

CARİYE

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Yabancı ülkelerden kaçırılıp özgürlükten yoksun bırakılan, alınıp satılabilen, her konuda efendisinin isteklerine bağlı bulunan genç kadın, halayık
    • "Ben dedi, zevce ile cariye arasındaki farkı hâlâ anlamış değilim." (Peyami Safa)

CAĞLIK

  1. [isim] Dokumacılıkta, çözgü makinesinde çözgü ipliği bobinlerinin desen ve renk sırasına göre yerleştirildiği sehpa

CAMLIK

  1. [isim] Camlı çerçeve ile bölünmüş yer
  2. Çiçek, sebze vb. bitkileri dış etkenlerden korumak için yapılmış küçük limonluk, camekân

CAYMAK

  1. [nsz] Sözünden, kararından dönmek, vazgeçmek
    • "Yonca düşündü, önce annesiyle alışverişe gitmek istedi, sonra caydı." (Oktay Rifat)

CAMSIZ

  1. [sıfat] Camı olmayan
    • "Çerçevesiz, camsız pencereden, ova ne durgun, ne mutlu görünüyor." (Halide Edip Adıvar)

CANİCE

  1. [zarf] Cani gibi, caniye yakışır biçimde, caniyane

CAZSIZ

  1. [sıfat] Cazı olmayan

CAYGIN

  1. [sıfat] Vazgeçip işin ardını bırakan
  2. Dönek

CAMGÖZ

  1. [isim] Deniz kıyısına yakın yaşayan, boyu 1,5 m kadar olan, eti lezzetli bir tür köpek balığı (Galeius canis)

CAZGIR

  1. [isim] Güreşecek olan pehlivanları yüksek sesle izleyicilere tanıtan ve dua okuyarak onları alana süren kimse
  2. Fitneci

CAKACI

  1. [isim] Caka yapmayı seven kimse

CAMBAZ

Kelime Kökeni : Farsça

  1. [isim] Yerde ve tel, at, bisiklet, ip vb. üzerinde dengeye dayanan, tehlikeli, heyecan verici gösteriler yapan kimse, akrobat
    • "Önüne getirilen ata bir cambaz çevikliğiyle atladı." (Ömer Seyfettin)
  2. At alıp satan veya yetiştiren kimse
    • "Bitişik komşumuz cambaz İbrahim -bizde at alıp satanlara cambaz derler- hacca gitti, geldi." (Memduh Şevket Esendal)
  3. Usta, becerikli kimse
    • "Söz cambazı."
  4. Osmanlı Devleti'nde atlı olan ve savaşlarda padişahın önünde düşmana karşı ilk saldırıya geçen birlik
  5. [sıfat] Kurnaz, hileci, hilekâr
    • "O cambaz adamdır, güvenilmez."

Kelime Anlamları Kaynağı : Türk Dil Kurumu Güncel Türkçe Sözlüğü