Başında ca olan 6 harfli 29 kelime var. Ca ile başlayan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe ile ilgili araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Ayrıca İçinde ca olan kelimeler listesine ya da sonu ca ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz.
Karmaşık harflerden başında ca bulunan kelimeleri bulmak için Kelime Bulma Makinesi'ni kullanabilirsiniz.
Harf Sayısına Göre Kelimeler
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- CAMBAZ
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[isim]
Yerde ve tel, at, bisiklet, ip vb. üzerinde dengeye dayanan, tehlikeli, heyecan verici gösteriler yapan kimse, akrobat
- "Önüne getirilen ata bir cambaz çevikliğiyle atladı." (Ömer Seyfettin)
-
At alıp satan veya yetiştiren kimse
- "Bitişik komşumuz cambaz İbrahim -bizde at alıp satanlara cambaz derler- hacca gitti, geldi." (Memduh Şevket Esendal)
-
Usta, becerikli kimse
- "Söz cambazı."
-
Osmanlı Devleti'nde atlı olan ve savaşlarda padişahın önünde düşmana karşı ilk saldırıya geçen birlik
-
[sıfat]
Kurnaz, hileci, hilekâr
- "O cambaz adamdır, güvenilmez."
-
[isim]
Yerde ve tel, at, bisiklet, ip vb. üzerinde dengeye dayanan, tehlikeli, heyecan verici gösteriler yapan kimse, akrobat
- CANİCE
-
-
[zarf]
Cani gibi, caniye yakışır biçimde, caniyane
-
[zarf]
Cani gibi, caniye yakışır biçimde, caniyane
- CANDAŞ
-
-
[isim]
Çok yakın dost
-
[isim]
Çok yakın dost
- CAFCAF
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[isim]
Gösteriş, şatafat
- "Cafcafından geçilmiyor."
-
[sıfat]
Ağız kalabalığı ile bir şeyi elde eden, şirret
-
[isim]
Gösteriş, şatafat
- CABASI
- ...
- CAMSIZ
-
-
[sıfat]
Camı olmayan
- "Çerçevesiz, camsız pencereden, ova ne durgun, ne mutlu görünüyor." (Halide Edip Adıvar)
-
[sıfat]
Camı olmayan
- CAVLAK
-
-
[sıfat]
Çıplak, tüysüz
- "Arkasına fırlayan külahını ben elimle tutup cavlak kafasına geçirdim." (Falih Rıfkı Atay)
- "Ne olacak a canım, hepimiz de ya bir kaza neticesinde veyahut kazasız olarak cavlağı çekeceğiz." (Halikarnas Balıkçısı)
-
[sıfat]
Çıplak, tüysüz
- CANDAN
-
-
[sıfat]
İçten, yürekten, gönülden, samimi
-
[zarf]
İçtenlikle, istekle, ilgiyle
- "Onlar da ilk defa candan alkışlamanın o güzel tadını tadıyorlardı." (Tarık Buğra)
-
[sıfat]
İçten, yürekten, gönülden, samimi
- CAKACI
-
-
[isim]
Caka yapmayı seven kimse
-
[isim]
Caka yapmayı seven kimse
- CANGIL
-
-
[isim]
Cengel
-
Karışıklık, kargaşa
-
[isim]
Cengel
- CAZİBE
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Çekicilik
- "O zaman Çamlıca'nın bir cazibesi, tamamen millî olmasıydı." (Abdülhak Şinasi Hisar)
-
Çekim
-
[isim]
Çekicilik
- CARCAR
-
-
[sıfat]
Geveze, yaygaracı
-
[sıfat]
Geveze, yaygaracı
- CANSIZ
-
-
[sıfat]
Canını yitirmiş, ölmüş
- "Cansız bir kuş."
-
Canlı olmayan (varlık), camit
-
[zarf]
Güçsüz, mecalsiz bir biçimde
- "Nil'in deminden beri avucumun içinde cansız duran eli kımıldadı, parmaklarımı sıkıyor." (Refik Halit Karay)
-
İlgi uyandırmayan, sönük
- "Cansız bir anlatış."
-
Durgun
- "Bu yıl buğday piyasası biraz cansız."
-
[sıfat]
Canını yitirmiş, ölmüş
- CARCUR
-
-
[zarf]
"Gelişigüzel konuşmak" anlamındaki carcur etmek birleşik fiilinde geçen bir söz
-
[zarf]
"Gelişigüzel konuşmak" anlamındaki carcur etmek birleşik fiilinde geçen bir söz
- CAMGÖZ
-
-
[isim]
Deniz kıyısına yakın yaşayan, boyu 1,5 m kadar olan, eti lezzetli bir tür köpek balığı (Galeius canis)
-
[isim]
Deniz kıyısına yakın yaşayan, boyu 1,5 m kadar olan, eti lezzetli bir tür köpek balığı (Galeius canis)
- CAMLIK
-
-
[isim]
Camlı çerçeve ile bölünmüş yer
-
Çiçek, sebze vb. bitkileri dış etkenlerden korumak için yapılmış küçük limonluk, camekân
-
[isim]
Camlı çerçeve ile bölünmüş yer
- CAYMAK
-
-
[nsz]
Sözünden, kararından dönmek, vazgeçmek
- "Yonca düşündü, önce annesiyle alışverişe gitmek istedi, sonra caydı." (Oktay Rifat)
-
[nsz]
Sözünden, kararından dönmek, vazgeçmek
- CARİYE
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Yabancı ülkelerden kaçırılıp özgürlükten yoksun bırakılan, alınıp satılabilen, her konuda efendisinin isteklerine bağlı bulunan genç kadın, halayık
- "Ben dedi, zevce ile cariye arasındaki farkı hâlâ anlamış değilim." (Peyami Safa)
-
[isim]
Yabancı ülkelerden kaçırılıp özgürlükten yoksun bırakılan, alınıp satılabilen, her konuda efendisinin isteklerine bağlı bulunan genç kadın, halayık
- CAĞLIK
-
-
[isim]
Dokumacılıkta, çözgü makinesinde çözgü ipliği bobinlerinin desen ve renk sırasına göre yerleştirildiği sehpa
-
[isim]
Dokumacılıkta, çözgü makinesinde çözgü ipliği bobinlerinin desen ve renk sırasına göre yerleştirildiği sehpa
- CAKALI
-
-
[sıfat]
Cakası olan, caka ile yapılan, gösterişli
- "Cakalı bir yürüyüş."
-
[sıfat]
Cakası olan, caka ile yapılan, gösterişli