Başında c olan 6 harfli 113 kelime var. C harfi ile başlayan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe ile ilgili araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Ayrıca İçinde c harfi olan kelimeler listesine ya da sonu c harfi ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz.
Karmaşık harflerden başında c bulunan kelimeleri bulmak için Kelime Bulma Makinesi'ni kullanabilirsiniz.
Harf Sayısına Göre Kelimeler
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- CEBELİ
-
-
[isim]
Osmanlı İmparatorluğu döneminde, savaş sırasında tımar, zeamet sahiplerinin dirlikleri oranına göre yanlarında götürmekle yükümlü bulundukları atlı asker
-
Aynı dönemde illerdeki atlı inzibat kuvveti
-
[isim]
Osmanlı İmparatorluğu döneminde, savaş sırasında tımar, zeamet sahiplerinin dirlikleri oranına göre yanlarında götürmekle yükümlü bulundukları atlı asker
- CABASI
- ...
- CANİCE
-
-
[zarf]
Cani gibi, caniye yakışır biçimde, caniyane
-
[zarf]
Cani gibi, caniye yakışır biçimde, caniyane
- CEVHER
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Bir şeyin özü, maya, gevher
- "Şu kuvvetin, cevherin sırrını öğrenmek için soruyorum." (Sait Faik Abasıyanık)
- "Sofrada biraz fazla kaçırdığı şarabın ateşiyle daha saatlerce cevherler yumurtlayacaktı." (Ömer Seyfettin)
-
Değerli süs taşı, mücevher
-
İyi yetenek
- "Avrupa aristokratı, cevheri tükenmeye yüz tutmuş bir insandır." (Peyami Safa)
-
Töz
-
[isim]
Bir şeyin özü, maya, gevher
- CANGIL
-
-
[isim]
Cengel
-
Karışıklık, kargaşa
-
[isim]
Cengel
- CENNET
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Dinî inanışlara göre dünyada iyilik yapanların, günahsızların, öldükten sonra sonsuz bir mutluluğa kavuşacakları yer, uçmak, behişt
- "Cennet cennet dedikleri birkaç köşkle birkaç huri / İsteyene ver sen anı, bana seni gerek seni." (Yunus Emre)
- "Bu cennet gibi yerler gözümde zindan kesiliyor." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
-
Herhangi bir şeyden fazlasıyla bulunan yer
- "Kitap cenneti."
-
[sıfat]
Çok güzel, huzur veren (yer)
- "Kim bu cennet vatanın uğruna olmaz ki feda?" (Mehmet Akif Ersoy)
-
[isim]
Dinî inanışlara göre dünyada iyilik yapanların, günahsızların, öldükten sonra sonsuz bir mutluluğa kavuşacakları yer, uçmak, behişt
- CAMLIK
-
-
[isim]
Camlı çerçeve ile bölünmüş yer
-
Çiçek, sebze vb. bitkileri dış etkenlerden korumak için yapılmış küçük limonluk, camekân
-
[isim]
Camlı çerçeve ile bölünmüş yer
- CIRMIK
-
-
[isim]
Tırnak izi
-
[isim]
Tırnak izi
- CANFES
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[isim]
Üzerinde desen bulunmayan, ince dokunmuş, parlak, tok, ipekli kumaş
- "Arabistan'dan getirdiği birtakım ipekler, canfesler ve kumaşlarla giyinir." (Abdülhak Şinasi Hisar)
-
[sıfat]
Bu kumaştan yapılmış
- "Canfes yastıklar üzerinde, müslinlere bürünmüş bir halayık portakal soyuyor." (Refik Halit Karay)
-
[isim]
Üzerinde desen bulunmayan, ince dokunmuş, parlak, tok, ipekli kumaş
- CUMHUR
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Halk
-
Topluluk
- "Kubben altında bu cumhura bakarken şimdi." (Yahya Kemal Beyatlı)
-
[isim]
Halk
- CAKALI
-
-
[sıfat]
Cakası olan, caka ile yapılan, gösterişli
- "Cakalı bir yürüyüş."
-
[sıfat]
Cakası olan, caka ile yapılan, gösterişli
- CERİDE
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Gazete
-
Tutanak, kayıt defteri
-
Süvari kolu
-
[isim]
Gazete
- CİDDEN
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[zarf]
Ciddi olarak, gerçekten
- "Adı o zaman, cidden kötüye çıkmıştı." (Atilla İlhan)
-
[zarf]
Ciddi olarak, gerçekten
- CELALİ
- ...
- CENGEL
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[isim]
Otlarla ve sık ağaçlarla örtülü geniş Hindistan ormanı, cangıl
-
[isim]
Otlarla ve sık ağaçlarla örtülü geniş Hindistan ormanı, cangıl
- CÜHELA
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Bilgisizler, cahiller
-
[isim]
Bilgisizler, cahiller
- CAMBAZ
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[isim]
Yerde ve tel, at, bisiklet, ip vb. üzerinde dengeye dayanan, tehlikeli, heyecan verici gösteriler yapan kimse, akrobat
- "Önüne getirilen ata bir cambaz çevikliğiyle atladı." (Ömer Seyfettin)
-
At alıp satan veya yetiştiren kimse
- "Bitişik komşumuz cambaz İbrahim -bizde at alıp satanlara cambaz derler- hacca gitti, geldi." (Memduh Şevket Esendal)
-
Usta, becerikli kimse
- "Söz cambazı."
-
Osmanlı Devleti'nde atlı olan ve savaşlarda padişahın önünde düşmana karşı ilk saldırıya geçen birlik
-
[sıfat]
Kurnaz, hileci, hilekâr
- "O cambaz adamdır, güvenilmez."
-
[isim]
Yerde ve tel, at, bisiklet, ip vb. üzerinde dengeye dayanan, tehlikeli, heyecan verici gösteriler yapan kimse, akrobat
- CİNSEL
-
-
[sıfat]
Cinsiyetle ilgili, cinsî, eşeysel, seksüel
-
[sıfat]
Cinsiyetle ilgili, cinsî, eşeysel, seksüel
- CANDAN
-
-
[sıfat]
İçten, yürekten, gönülden, samimi
-
[zarf]
İçtenlikle, istekle, ilgiyle
- "Onlar da ilk defa candan alkışlamanın o güzel tadını tadıyorlardı." (Tarık Buğra)
-
[sıfat]
İçten, yürekten, gönülden, samimi
- CAKACI
-
-
[isim]
Caka yapmayı seven kimse
-
[isim]
Caka yapmayı seven kimse