Başında c olan 4 harfli 40 kelime var. C harfi ile başlayan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe ile ilgili araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Ayrıca İçinde c harfi olan kelimeler listesine ya da sonu c harfi ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz.

Karmaşık harflerden başında c bulunan kelimeleri bulmak için Kelime Bulma Makinesi'ni kullanabilirsiniz.

Harf Sayısına Göre Kelimeler


Kelime bulma makinesi

Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.



Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)

CIDA

Kelime Kökeni : Moğolca

  1. [isim] Mızrak

CİLT

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Ten
  2. Formaları, yaprakları birbirine dikerek veya yapıştırarak kitap, defter, dergi vb.ne geçirilen deri, bez veya kâğıtla kaplı kapak
    • "Nakışlara, ciltlere, minyatürlere hayran kaldı." (Ömer Seyfettin)
  3. Bir eserin ayrı ayrı basılan bölümlerinden her biri
    • "İstanbul Ansiklopedisi'nin ilk dokuz cildinde bunların altmış yedi tanesi yer alır." (Salâh Birsel)

CURA

  1. [isim] Mızrap ile çalınan iki veya üç teli olan halk sazı
  2. Bir çeşit küçük atmaca
  3. [sıfat] Ufak tefek, gelişmemiş

CAMİ

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Müslümanların namaz kılmak için toplandıkları yer

CEZP

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Kendine çekme
  2. Etkileyerek kendine bağlama

CEFA

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Büyük sıkıntı, üzgü, eziyet, zulüm
    • "Esirlikte ve cefada, millet ruhunu tavlandıran bir sır olduğuna o akşam inandım." (Ruşen Eşref Ünaydın)
    • "Mektubumda yazmamış mıydım, senin yüzünden ne cefalar çektiğimi?" (Osman Cemal Kaygılı)
    • "Hediye istemezler, fazla kıskanmazlar, cefaya katlanırlar, can sıkmazlar." (Peyami Safa)

CİFE

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Leş
  2. [sıfat] İğrenç
    • "Sonunda öldü, bu cife dünyadan kurtuldu." (Hüseyin Rahmi Gürpınar)

CERH

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Yaralama
  2. Bir düşünce, inanç veya iddiayı çürütme

CIVA

Kelime Kökeni : Farsça

  1. [isim] Atom numarası 80, atom ağırlığı 200,5, yoğunluğu 13,59 olan, donma noktası -38,8 °C olduğundan, normal sıcaklıkta sıvı olarak bulunan, gümüş renginde bir element (simgesi Hg)

CABA

  1. [isim] Bir şey ödemeden, para vermeden alınan şey, bedava
    • "Bu mâni benden sana caba olsun." (Salâh Birsel)
  2. [zarf] Fazla olarak, fazladan, üstelik
    • "Kilometre başına bilmem ne kadar litre benzin dağıtılmış, yağ da caba!" (Sait Faik Abasıyanık)

CEHT

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Çaba, çabalama
    • "Ağlamamak için yaptığı büyük bir ceht gayesine varamadı ve gözyaşları boşandı." (Peyami Safa)

CİMA

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] İnsanlarda çiftleşme, cinsel ilişki

CART

  1. [isim] Sert bir şey yırtılırken çıkan ses
    • "Öldürecek adam öldüreceğim diye cart cart ötmez, sıkı ise gelir öldürür." (Haldun Taner)
  2. Hoşa gitmeyen, dikkat çeken renk

CANİ

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Cinayet işlemiş olan kimse, kıyacı
    • "Sırtlanlar demir kafeslere, caniler zindanlara kapatılır."
  2. [sıfat] Acımasız, gaddar

CILK

  1. [sıfat] Bozularak kokmuş (yumurta)
  2. Cıvık
    • "Çok çamurlu, cılk yollarda çoğu kadın olan köylüler, toplanmış bizi seyrediyorlardı." (Halide Edip Adıvar)
  3. İrinlenmiş
    • "Uyuzlunun bilekleri cılk yara içindeydi." (Sait Faik Abasıyanık)
  4. Sözünün eri olmayan

CENK

Kelime Kökeni : Farsça

  1. [isim] Kahramanca mücadele, çarpışma, savaş
    • "Kale burçlarında cenge çağrı davulları vuruldu." (Nezihe Araz)
    • "İçimdeki bu ifriti öldürmek, sükûnumu bulmak için kendimle cenk ettim." (Hüseyin Cahit Yalçın)
  2. Büyük çaba, uğraş, kavga, çekişme
    • "Her dakikam bir ayrı cenk ile geçiyor." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)

CEZA

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Uygunsuz davranışlarda bulunanlara uygulanan üzüntü, sıkıntı, acı verici işlem veya yaptırım
    • "Hırsızlıktan üç ay ceza çekti."
    • "Hasretten lime lime olmuş zavallı kalbinle oynayanlar cezalarını buldular." (Halide Edip Adıvar)
    • "Bu haylazlığının cezasını çeker." (Peyami Safa)
    • "Seni yalana tövbe ettirecek bir cezaya çarptırmalıyım." (Refik Halit Karay)
  2. Suç işleyen bir kimsenin yaşantısına, özgürlüğüne, mallarına, onuruna karşı yasaların öngördüğü yaptırım
    • "... kimse insan haysiyetiyle bağdaşmayan bir cezaya veya muameleye tabi tutulamaz." (Anayasa)

CİDE
...
CİRO

Kelime Kökeni : İtalyanca

  1. [isim] Bir ticaret senedinin alacaklı tarafından arkasına gereken yazının yazılıp imza edilerek üçüncü bir kişiye devredilmesi
    • "Ettiğim masrafın yüzde elli kârını bulsam Madam Elizabeth'in pansiyonuna ciro edeceğim." (Aka Gündüz)
  2. İş hacmi

CAİZ

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [sıfat] Din, yasa, töre vb. bakımdan işlenmesinde, yapılmasında sakınca olmayan, yapılıp işlenmesine izin verilen
  2. Uygun, yerinde sayılan, yakışık alan
    • "Akşama kalıp iskelenin üstü binbir ayakken gitmek caiz değildi." (Sermet Muhtar Alus)

Kelime Anlamları Kaynağı : Türk Dil Kurumu Güncel Türkçe Sözlüğü