Başında bü olan 5 harfli 25 kelime var. Bü ile başlayan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe ile ilgili araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Ayrıca İçinde bü olan kelimeler listesine ya da sonu bü ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz.
Karmaşık harflerden başında bü bulunan kelimeleri bulmak için Kelime Bulma Makinesi'ni kullanabilirsiniz.
Harf Sayısına Göre Kelimeler
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- BÜCÜR
-
-
[sıfat]
Ufak tefek ve kısa boylu (kimse)
-
[sıfat]
Ufak tefek ve kısa boylu (kimse)
- BÜTÇE
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Devletin, bir kuruluşun, bir aile veya bir kimsenin gelecekteki belirli bir süre için tasarladığı gelir ve giderlerinin tümü
- "Düğün sahibinin bütçesi ne kadar dar ve mütevazı olursa olsun, hokkabaz şarttı." (Samiha Ayverdi)
-
Devlet ve öteki kuruluş veya toplulukların belirli bir dönem içindeki gelir ve giderlerinin oranlama niceliklerini önceden belirleyen, onaylayan ve bu işlemlerin yapılmasına izin veren kanun veya karar
-
[isim]
Devletin, bir kuruluşun, bir aile veya bir kimsenin gelecekteki belirli bir süre için tasarladığı gelir ve giderlerinin tümü
- BÜZÜK
-
-
[sıfat]
Toplanarak büzülmüş
-
[isim]
Kalın bağırsağın sona erdiği yer, anüs
-
[isim]
Yüreklilik, cesaret
-
[sıfat]
Toplanarak büzülmüş
- BÜZGÜ
-
-
[isim]
Dikişte kumaşın bir ucundan istenilen yere kadar geçirilen bir ipliğin çekilmesi ile oluşan, kumaşın bolluğunu azaltan sık, küçük kıvrım
-
[isim]
Dikişte kumaşın bir ucundan istenilen yere kadar geçirilen bir ipliğin çekilmesi ile oluşan, kumaşın bolluğunu azaltan sık, küçük kıvrım
- BÜTEY
- ...
- BÜVET
-
-
Gölet
-
Gölet
- BÜKÜÇ
-
-
[isim]
Köşe
-
[isim]
Köşe
- BÜKME
-
-
[isim]
Bükmek işi
-
Bükülmüş kaytan veya iplik
-
Vücudun bir bölümünü yanındaki bölüm üzerine kıvırma, germe karşıtı
-
[isim]
Bükmek işi
- BÜRGÜ
-
-
[isim]
Baş örtüsü
-
Çarşaf
-
Atkı
-
İnce perde
-
[isim]
Baş örtüsü
- BÜĞLÜ
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Küçük büğlü, soprano büğlü, alto büğlü, bariton büğlü olarak dört türü bulunan, bakırdan, perdeli veya pistonlu müzik araçlarının adı
-
[isim]
Küçük büğlü, soprano büğlü, alto büğlü, bariton büğlü olarak dört türü bulunan, bakırdan, perdeli veya pistonlu müzik araçlarının adı
- BÜYÜK
-
-
[sıfat]
Boyutları, benzerlerinden daha fazla olan (somut nesne), makro, küçük karşıtı
- "Büyük ağaçların altında, gazinoya doğru gidiyoruz." (Yusuf Ziya Ortaç)
- "Mutlu değildi. Büyük başın derdi de sıkıntısı da büyük olur." (Burhan Felek)
- "Büyük sözüme tövbe, hatır ve hayalime bile getiremem." (Sermet Muhtar Alus)
- "Buralara kadar zahmet ettiniz, büyüklerin ellerinden, küçüklerin gözlerinden öperim." (Haldun Taner)
-
Çok, ortalamayı aşan (soyut kavram)
- "Büyük bir cevap sıkıntısı geçirdikten sonra itiraf etti." (Peyami Safa)
-
Niceliği çok olan
- "Benim büyük kalabalıklara karşı ürkekliğim vardır." (Reşat Nuri Güntekin)
-
Üstün niteliği olan
- "Molière büyük adammış, yeryüzüne gelmiş kişilerin en büyüklerinden biri." (Nurullah ataç)
-
Yetişkin, belli bir yaşa gelmiş
- "Büyüklerin yanında sesim çıkmazdı." (Sait Faik Abasıyanık)
-
Önemli
- "Ömrünün tek ve büyük oyunu bitmişti." (Tarık Buğra)
-
[sıfat]
Boyutları, benzerlerinden daha fazla olan (somut nesne), makro, küçük karşıtı
- BÜRÜK
-
-
[isim]
Çarşaf, baş örtüsü
-
Duvak
- "Attan iniyom attan / Bürüğüm yedi kattan." (Halk türküsü)
-
[isim]
Çarşaf, baş örtüsü
- BÜKÜK
-
-
[sıfat]
Bükülmüş, eğilmiş olan
- "Az beli bükük ve gözleri biraz baygın bir ihtiyar." (Osman Cemal Kaygılı)
-
[sıfat]
Bükülmüş, eğilmiş olan
- BÜLUĞ
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Ergenleşme
-
[isim]
Ergenleşme
- BÜTAN
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Metal bidonlar içinde az bir basınç altında sıvılaşan, yakıt olarak yararlanılan HC formülündeki hidrokarbür gazı
-
[isim]
Metal bidonlar içinde az bir basınç altında sıvılaşan, yakıt olarak yararlanılan HC formülündeki hidrokarbür gazı
- BÜĞET
-
-
[isim]
Gölet
-
[isim]
Gölet
- BÜRÜN
- ...
- BÜKÜM
-
-
[isim]
Bükme işi
-
Bir şeyin bükülmüş yeri, kat, kıvrım
- "Cebine koyarken kâğıt yere düştü, bükümü açıldı." (Burhan Felek)
-
Bir kerede eğrilmiş iplik, yün miktarı
-
[isim]
Bükme işi
- BÜTÜN
-
-
[sıfat]
Eksiksiz, tam
- "Güller bütün güller bu sabah / Bir ağızdan şarkı söyler gibi açıyor her bahçede." (Necati Cumalı)
- "Meseleyi bütün çıplaklığıyla anlattım." (Mahmut Yesari)
-
Çok sayıdaki varlık ve nesnelerin hepsi
- "Bütün civar köylerde onu sevmeyen yoktu." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
-
Bozuk olmayan (para)
- "Bütün para."
-
Parçalanmamış
-
[isim]
Birlik, tamlık
- "Şiirde bir bütünün lüzumuna inananlar bile mısralar arasında birtakım aralıklar kabul eder." (Orhan Veli Kanık)
-
[sıfat]
Eksiksiz, tam
- BÜKÜN
-
-
[isim]
Dil bilgisi görevleri ve yapı bakımından, kelime köklerinin başında, içinde veya sonunda türlü değişikliklerin olması, insiraf
-
[isim]
Dil bilgisi görevleri ve yapı bakımından, kelime köklerinin başında, içinde veya sonunda türlü değişikliklerin olması, insiraf