Başında bula olan 7 harfli 10 kelime var. Bula ile başlayan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe ile ilgili araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Ayrıca İçinde bula olan kelimeler listesine ya da sonu bula ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz.
Karmaşık harflerden başında bula bulunan kelimeleri bulmak için Kelime Bulma Makinesi'ni kullanabilirsiniz.
Harf Sayısına Göre Kelimeler
A B L U Harfleri İle Yazılabilecek Bazı Kelimeler
4 Harfli Kelimeler
BULA
3 Harfli Kelimeler
ABU, BAL, BUL, ULA
2 Harfli Kelimeler
AB, AL, BU, LA
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- BULAMAÇ
-
-
[isim]
Sulu, cıvık hamur
-
Bu koyulukta yapılan çeşitli hamur yemekleri
- "Tatlı bulamaç."
-
[sıfat]
Karışık, oradan buradan toplanmış
- "Az çok bulamaç olan romantizm şiirinin daha imbikten geçmiş taraflarına geldim." (Yahya Kemal Beyatlı)
-
[isim]
Sulu, cıvık hamur
- BULANIŞ
-
-
[isim]
Bulanma işi veya biçimi
-
[isim]
Bulanma işi veya biçimi
- BULANMA
-
-
[isim]
Bulanmak işi
-
[isim]
Bulanmak işi
- BULAŞMA
-
-
[isim]
Bulaşmak işi
-
[isim]
Bulaşmak işi
- BULANIK
-
-
[sıfat]
Bulanmış olan, duru olmayan
- "Koltuğuna oturdu, Haliç'in bulanık sularına daldı." (Falih Rıfkı Atay)
-
Bulutlu, kapalı (hava)
-
Açık seçik görünmeyen, net olmayan
- "Bulanık görüntü."
-
Donuk, anlamsız, fersiz (bakış)
- "Dimdik oturuyor, bulanık ve ıslak gözlerle ona bakıyordu." (Peyami Safa)
-
Niteliği tam anlaşılmayan
- "İzmir-Bursa yolculuğundan dönüşümde ben böyle bulanık bir politika havası içinde bulmuştum." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
-
[sıfat]
Bulanmış olan, duru olmayan
- BULAŞIK
-
-
[isim]
Yiyecek veya içecekle kirletilmiş mutfak eşyası veya kap kacak
- "Tava indirilir, tepsilere dökülür, tepsiler güneşe konur, yıkanacak bulaşıklar kuyu başına götürülür." (Memduh Şevket Esendal)
-
İz, etki, kalıntı
- "Daha balayının bulaşığı geçmedi." (Burhan Felek)
-
[sıfat]
Kirli
- "Bulaşık kap."
-
[sıfat]
Düzensiz, karışık
- "Bu karmakarışık ve bulaşık âlemi kendi hâline bırakırdı." (Abdülhak Şinasi Hisar)
-
[sıfat]
Yapışkan, sulu
- "Bulaşık adam."
-
[isim]
Yiyecek veya içecekle kirletilmiş mutfak eşyası veya kap kacak
- BULATMA
-
-
[isim]
Bulatmak işi
-
[isim]
Bulatmak işi
- BULAMAK
-
-
[-i]
Bir nesnenin her yanını bir şeye değdirerek üstünü onunla kaplamak, bir nesneyi başka bir maddeye batırmak
- "Balığı una bulamak."
-
Kirletmek
- "Çocuk üstünü başını çamura bulamış."
-
[-i]
Bir nesnenin her yanını bir şeye değdirerek üstünü onunla kaplamak, bir nesneyi başka bir maddeye batırmak
- BULANTI
-
-
[isim]
Midede duyulan ve insana kusacak gibi bir duygu veren durum
- "Midesindeki bulantı geçmiş, kulakları artık uğuldamıyordu." (Sait Faik Abasıyanık)
- "Gözlerime, kulaklarıma, beş duyuma birden tiksinti, bulantı veren bu manzaraların ortasında niye duruyordum?" (Aka Gündüz)
-
[isim]
Midede duyulan ve insana kusacak gibi bir duygu veren durum
- BULAŞLI
- ...