Başında bu olan 7 harfli 70 kelime var. Bu ile başlayan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe ile ilgili araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Ayrıca İçinde bu olan kelimeler listesine ya da sonu bu ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz.

Karmaşık harflerden başında bu bulunan kelimeleri bulmak için Kelime Bulma Makinesi'ni kullanabilirsiniz.

Harf Sayısına Göre Kelimeler


Kelime bulma makinesi

Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.



Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)

BUKLELİ

  1. [sıfat] Kıvrım kıvrım olan (saç)
    • "Dal gibi, kara bukleli, aydınlık alınlı ve yaramaz, delişmen..." (Sait Faik Abasıyanık)

BUNALMA

  1. [isim] Bunalmak işi

BULGARİ

Kelime Kökeni : Türkçe

  1. [isim] Dört telli bağlama

BUUTSUZ

  1. [sıfat] Boyutu olmayan

BUTONLU
...
BULUNUŞ

  1. [isim] Bulunma işi veya biçimi

BURUKÇA

  1. [sıfat] Tadı biraz buruk olan

BUDANMA

  1. [isim] Budanmak işi

BUSELİK

  1. [isim] Klasik Türk müziğinde on üç basit makamdan biri

BUÇUKLU

  1. [sıfat] Kesirli
    • "Buçuklu para."

BUKANAK

  1. [isim] Ayak

BURJUVA

Kelime Kökeni : Fransızca

  1. [sıfat] Şehirde yaşayıp özel imtiyazlardan yararlanan
    • "Burjuva bir aileden doğmuş, bir fabrikatörle evlenmiş." (Hüseyin Cahit Yalçın)
  2. Orta sınıftan olan, kent soylu

BULATMA

  1. [isim] Bulatmak işi

BUNCASI
...
BUĞUEVİ

  1. [isim] Hastalık dolayısıyla mikroplu sayılan eşyanın sıcak buğu ile temizlendiği yer, tephirhane

BULANIK

  1. [sıfat] Bulanmış olan, duru olmayan
    • "Koltuğuna oturdu, Haliç'in bulanık sularına daldı." (Falih Rıfkı Atay)
  2. Bulutlu, kapalı (hava)
  3. Açık seçik görünmeyen, net olmayan
    • "Bulanık görüntü."
  4. Donuk, anlamsız, fersiz (bakış)
    • "Dimdik oturuyor, bulanık ve ıslak gözlerle ona bakıyordu." (Peyami Safa)
  5. Niteliği tam anlaşılmayan
    • "İzmir-Bursa yolculuğundan dönüşümde ben böyle bulanık bir politika havası içinde bulmuştum." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)

BURTLAK

  1. [isim] Taşlık, çalılık yer

BULAŞLI
...
BULUNAK

  1. [isim] Adres

BULANTI

  1. [isim] Midede duyulan ve insana kusacak gibi bir duygu veren durum
    • "Midesindeki bulantı geçmiş, kulakları artık uğuldamıyordu." (Sait Faik Abasıyanık)
    • "Gözlerime, kulaklarıma, beş duyuma birden tiksinti, bulantı veren bu manzaraların ortasında niye duruyordum?" (Aka Gündüz)

Kelime Anlamları Kaynağı : Türk Dil Kurumu Güncel Türkçe Sözlüğü