Başında bu olan 6 harfli 52 kelime var. Bu ile başlayan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe ile ilgili araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Ayrıca İçinde bu olan kelimeler listesine ya da sonu bu ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz.
Karmaşık harflerden başında bu bulunan kelimeleri bulmak için Kelime Bulma Makinesi'ni kullanabilirsiniz.
Harf Sayısına Göre Kelimeler
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- BURKMA
-
-
[isim]
Burkmak işi
-
[isim]
Burkmak işi
- BURSLU
-
-
[sıfat]
Burs alan, bursu olan
-
[sıfat]
Burs alan, bursu olan
- BURALI
-
-
[isim]
Bu memleketli, bu yerin halkından olan kimse
- "Siz buralıya benzemiyorsunuz." (Peyami Safa)
-
[isim]
Bu memleketli, bu yerin halkından olan kimse
- BUZUKİ
-
Kelime Kökeni : Rumca
-
[isim]
Bağlamaya benzer, bozuk düzen çalınan bir Yunan çalgısı
-
[isim]
Bağlamaya benzer, bozuk düzen çalınan bir Yunan çalgısı
- BUYMAK
-
-
[nsz]
Çok üşümek
-
Soğuktan donarak ölmek
-
[nsz]
Çok üşümek
- BULVAR
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Şehir içinde ağaçlı, geniş cadde
- "İki tarafı ağaçlık bir geniş bulvardan geçiyor, mütemadiyen gidiyorduk." (Refik Halit Karay)
-
[isim]
Şehir içinde ağaçlı, geniş cadde
- BURHAN
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Kanıt
-
Belgit
-
[isim]
Kanıt
- BULDOK
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Köpekgillerden, burnu basık, alt çenesi üsttekinden uzun, iri ve güçlü bir köpek türü (Canis familiaris molosus hibernicus)
-
[isim]
Köpekgillerden, burnu basık, alt çenesi üsttekinden uzun, iri ve güçlü bir köpek türü (Canis familiaris molosus hibernicus)
- BURADA
-
-
[zarf]
Bu yerde
- "Bu biraz kalın ve çekici sesi ilk defa yine burada duymuştu." (Halide Edip Adıvar)
-
[zarf]
Bu yerde
- BUNMAK
-
-
[nsz]
Beğenmemek, azımsamak, küçümsemek
-
[nsz]
Beğenmemek, azımsamak, küçümsemek
- BUYRUK
-
-
[isim]
Belirli bir davranışta bulunmaya zorlayıcı söz, emir, ferman
-
Egemenlik
- "Birinin buyruğunda yaşamak."
-
[isim]
Belirli bir davranışta bulunmaya zorlayıcı söz, emir, ferman
- BUTLAN
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Batıl olma durumu
-
Geçersizlik, hükümsüzlük
-
Yanlışlık, haksızlık
-
[isim]
Batıl olma durumu
- BUNSUZ
-
-
[zarf]
Bu olmaksızın
-
[zarf]
Bu olmaksızın
- BUUTLU
-
-
[sıfat]
Boyutu olan
-
[sıfat]
Boyutu olan
- BUZAĞI
-
-
[isim]
Yeni doğmuş, ana sütüyle beslenen sığır yavrusu
- "Her tarafta buzağılar, köpekler ve tavuklar dolaşıyor." (Refik Halit Karay)
-
[isim]
Yeni doğmuş, ana sütüyle beslenen sığır yavrusu
- BUĞULU
-
-
[sıfat]
Üzerinde buğu bulunan, buğulanmış
- "Güneş sanki buğulu bir tülbendin arkasına saklanmış, alev alev." (Atilla İlhan)
-
Yaşlı, nemli
-
Süzgün, dalgın bakışlı olan (göz)
- "Buğulu gözlerinde o eski yakamozlar parladı." (Halide Edip Adıvar)
-
[sıfat]
Üzerinde buğu bulunan, buğulanmış
- BULMAK
-
-
[-i]
Arayarak veya aramadan bir şeyle, bir kimse ile karşılaşmak
- "Kafam her an bir konu bulmak için binbir çeşit şeye müracaat ediyor." (Halide Edip Adıvar)
-
Bir şeyi elde etmek
-
Kaybedilen bir şeyi yeniden ele geçirmek
- "Paramı buldum."
-
Varlığı bilinmeyen bir şeyi ortaya çıkarmak, keşfetmek
- "Şu kuvvetin, cevherin sırrını bulmaya çalışıyorum." (Sait Faik Abasıyanık)
-
İlk kez yeni bir şey yaratmak, icat etmek
-
İstenilen şeye kavuşmak, nail olmak
- "Kadınlık namına düşündüğüm şeylerin hiçbirini karımda bulamadım." (Ömer Seyfettin)
-
Bir yere, bir noktaya erişmek, ulaşmak
- "Böylece yılın ortasını bulduk." (Refik Halit Karay)
-
Herhangi bir görüşe, bir yargıya varmak
- "Ben de bunu akıllıca buldum." (Memduh Şevket Esendal)
-
Seçmek, uygun saymak
- "Bazen onlara yeni ve güzel kıyafetler buluyor." (Halide Edip Adıvar)
-
Sağlamak, temin etmek
- "Sen otur ye, ben yatarken, kendim bir şeyler bulur, yerim." (Sait Faik Abasıyanık)
-
[-i]
Kabahat, suç, kusur yüklemek
- "Bana kabahat bulma, ben böyle olacağını vaktiyle söylemiştim."
-
[nsz]
Cezaya uğramak
- "Eden bulur."
-
Hatırlamak
- "Bir türlü bulamadım caminin ismini dersem inanır mısınız?" (Sait Faik Abasıyanık)
-
[-i]
Arayarak veya aramadan bir şeyle, bir kimse ile karşılaşmak
- BUDİZM
- ...
- BULUCU
-
-
[isim]
Kâşif
-
Gazları, mayınları, radyoaktif mineralleri, manyetik dalgaları bulmaya yarayan araç, dedektör
-
[isim]
Kâşif
- BUMBAR
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[isim]
Büyükbaş ve küçükbaş hayvanların kalın bağırsağı
-
Bu bağırsağa ciğer, kıyma, pirinç veya bulgur doldurularak yapılan yemek
- "Bumbar dolması."
-
Soğuğun girmesini önlemek için kapı ve pencere aralıklarına takılan, içi pamuk dolu, uzun bez kılıf
-
[isim]
Büyükbaş ve küçükbaş hayvanların kalın bağırsağı