Başında boz olan 6 harfli 8 kelime var. Boz ile başlayan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe ile ilgili araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Ayrıca İçinde boz olan kelimeler listesine ya da sonu boz ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz.
Karmaşık harflerden başında boz bulunan kelimeleri bulmak için Kelime Bulma Makinesi'ni kullanabilirsiniz.
Harf Sayısına Göre Kelimeler
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- BOZOVA
- ...
- BOZGUN
-
-
[isim]
Bir toplulukta karşılıklı güvenin bozulması ile beliren karışıklık
- "Durdu ve bir anda bütün mukavemeti bozguna uğradı." (Peyami Safa)
-
Yenilgi
- "Büyük bozgundan sonra Şam istasyonunda bırakmaya mecbur olduğumuz en son vagonun bile içi mecidiye dolu idi." (Falih Rıfkı Atay)
-
[sıfat]
Bozulmuş, dağılmış
- "Bozgun ordu."
-
[sıfat]
Morali bozulmuş, çökmüş, yılgın
-
[isim]
Bir toplulukta karşılıklı güvenin bozulması ile beliren karışıklık
- BOZAYI
-
-
[isim]
Tehlikeli bir cins ayı
-
[isim]
Tehlikeli bir cins ayı
- BOZACI
-
-
[isim]
Boza yapan veya satan kimse
-
[isim]
Boza yapan veya satan kimse
- BOZRAK
-
-
[sıfat]
Rengi boza çalan
-
[sıfat]
Rengi boza çalan
- BOZMAK
-
-
[-i]
Bir şeyi kendisinden beklenilen işi yapamayacak duruma getirmek
- "Bu iki radyo istasyonu birbirini bozuyor."
-
Bir yerin, bir şeyin düzenini karıştırmak
- "Bir insanın aklını bozabilmesi için evvelce bu aklın mevcut olması lazım gelir." (Abdülhak Şinasi Hisar)
-
Dokunmak, zarar vermek
- "Bu yemek midemi bozdu."
-
Geçersiz bir duruma getirmek
- "Eğer nişanını bozduysa yazıklar olsun." (Memduh Şevket Esendal)
-
Büyük parayı küçük birimlere ayırmak
- "Bir milyon lira bozar mısın?"
-
Bozguna uğratmak, yenmek, mağlup etmek
- "Düşman ordusunu bozmak."
-
Altını paraya çevirmek, bozdurmak
-
Yabancı ülke parasını Türk parasına çevirmek
-
Bağ veya bostanın son ürününü toplamak
- "Bostanı bozduk."
-
Kızlığına zarar vermek
-
Biçimini ve kullanılışını değiştirmek
- "Eskileri bozuyor, beni, çocuğu giydiriyor." (Ömer Seyfettin)
-
Bırakmak, dağıtmak
- "Tam biraz rahat edeceğim, işimi bozuyorsun." (Sait Faik Abasıyanık)
-
Bir kimseyi beklemediği bir davranış karşısında bırakarak veya sözünü yalana çıkararak küçük düşürmek
- "Adamcağızı fena bozdunuz."
-
[-le]
Aklını yitirecek derecede bir şeye düşkün olmak
- "Adamcağız politika ile bozmuş."
-
Kötü duruma getirmek
-
[-i]
Bir şeyi kendisinden beklenilen işi yapamayacak duruma getirmek
- BOZLAK
-
-
[isim]
Orta ve Güney Anadolu'nun birçok bölgesinde bir türkü ezgisi
-
Bu ezgiyle söylenen, konusu acıklı türkü
- "Afşar bozlağı."
-
[isim]
Orta ve Güney Anadolu'nun birçok bölgesinde bir türkü ezgisi
- BOZKIR
-
-
[isim]
Kurakçıl otsu bitkilerden oluşan, sıcak ve ılıman iklimlerdeki ağaçsız doğal alan, step
-
[isim]
Kurakçıl otsu bitkilerden oluşan, sıcak ve ılıman iklimlerdeki ağaçsız doğal alan, step