Başında bo olan 8 harfli 78 kelime var. Bo ile başlayan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe ile ilgili araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Ayrıca İçinde bo olan kelimeler listesine ya da sonu bo ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz.
Karmaşık harflerden başında bo bulunan kelimeleri bulmak için Kelime Bulma Makinesi'ni kullanabilirsiniz.
Harf Sayısına Göre Kelimeler
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- BOĞULMAK
-
-
[nsz]
Boğma işine konu olmak
-
Havasızlıktan ölmek
- "Denize düşmeden boğulacağız diye haykırıyordu." (Halikarnas Balıkçısı)
-
Bunalmak
- "Bu misalleri görüp de Boğaziçi tepelerinin apartman yığınları ile boğulduklarına yanmaz mısınız?" (Falih Rıfkı Atay)
-
[nsz]
Boğma işine konu olmak
- BOYUTSUZ
-
-
[sıfat]
Boyutu olamayan
- "Zaman hep biraz kadehlerin arkasında ve boyutsuzdur." (Çetin Altan)
-
[sıfat]
Boyutu olamayan
- BOYATMAK
-
-
[-i]
Boyama işini yaptırmak, boya sürdürmek
- "Kunduralarımı boyatmak istemiştim." (Burhan Felek)
-
[-i]
Boyama işini yaptırmak, boya sürdürmek
- BOŞLAMAK
-
-
[-i]
Bırakmak
-
İlgi göstermemek, ihmal etmek
- "Sanayileşme furyası, tüketim yarışı içinde gözünü ihtiras bürüyen insan doğayı boşladı." (Haldun Taner)
-
[-i]
Bırakmak
- BOĞUKLUK
- ...
- BOYUNLUK
-
-
[isim]
Boyna sarılan şey, boyun sargısı
-
[isim]
Boyna sarılan şey, boyun sargısı
- BOZGUNCU
-
-
Bozgunluk yaratan kimse, güç vb
-
Bozgunluk yaratan kimse, güç vb
- BOZUKLUK
-
-
[isim]
Bozuk olma durumu
-
Bozuk para
-
[isim]
Bozuk olma durumu
- BOTSVANA
- ...
- BOYLAMAK
-
-
[-i]
İstemeyerek bir yere gitme durumunda kalmak
- "İkiniz de hapsi boylarsınız." (Atilla İlhan)
-
Batmak
- "Kayık denizin dibini boyladı."
-
Düşmek
- "Ayağı kaydı, yeri boyladı."
-
Yükselmek, çıkmak
- "Fakat o dolu dizgin kırkı boylamış bir ateşle par par yanıyordu." (Reşat Nuri Güntekin)
-
[nsz]
Destan söylemek, anlatmak
-
Boy ve hacmine göre ayırmak
-
[-i]
İstemeyerek bir yere gitme durumunda kalmak
- BOŞALTMA
-
-
[isim]
Boşaltmak işi
- "Bir yandan hizmetçiler yemek sofrasını sökerek büyük bir salonu boşaltmaya çalışıyorlardı." (Hüseyin Cahit Yalçın)
-
[isim]
Boşaltmak işi
- BOŞANMAK
-
-
Karı ve koca mahkeme kararı ile birbirinden ayrılmak
- "Ne oldu da kocasından boşandı, sen anladın mı?" (Memduh Şevket Esendal)
-
Hayvan, başlığından, koşum takımından veya bağından kurtulmak
-
[nsz]
Birdenbire ve bol bol akmak
- "Bir zamandır kendimi tutamıyorum, gözyaşlarım birden boşanıyor." (Ercüment Ekrem Talu)
-
[nsz]
Baskı altında gergin duran bir şey, birden ve hızla kurtulmak
- "Vecihe, fazla kurulmuş bir zemberek şiddetiyle boşandı." (Reşat Nuri Güntekin)
-
[nsz]
Kapalı bir yerde bulunan insanlar birden dışarı çıkmak
- "Yoksa tımarhane mi boşanmıştı?" (Ömer Seyfettin)
-
Çok ağlamak
- "Gözlerinden yaşlar boşandı birden." (Cahit Uçuk)
-
[nsz]
Dertlerini, yakınmalarını anlatmak
-
Sıyrılmak, kurtulmak
- "Sabırsız ellerle acele acele üst başından boşandı ve çıplak olarak denize atladı." (Halikarnas Balıkçısı)
-
Karı ve koca mahkeme kararı ile birbirinden ayrılmak
- BOLLANMA
-
-
[isim]
Bol duruma gelme
-
[isim]
Bol duruma gelme
- BODURLUK
-
-
[isim]
Bodur olma durumu
-
[isim]
Bodur olma durumu
- BOYUNSUZ
-
-
[sıfat]
Boynu olmayan
- "Başı omuzlarının arasına sanki boyunsuz yerleştirilmiş, tıkız bir köylü." (Atilla İlhan)
-
[sıfat]
Boynu olmayan
- BOYNUZSU
-
-
[sıfat]
Boynuzu andıran, boynuza benzeyen, boynuz gibi, boynuzumsu
-
[sıfat]
Boynuzu andıran, boynuza benzeyen, boynuz gibi, boynuzumsu
- BORDOMSU
-
-
[sıfat]
Rengi bordoyu andıran, bordoya benzeyen, bordomtırak
-
[sıfat]
Rengi bordoyu andıran, bordoya benzeyen, bordomtırak
- BOĞUMSUZ
- ...
- BOKLANMA
-
-
[isim]
Boklanmak durumu
-
[isim]
Boklanmak durumu
- BOYALAMA
-
-
[isim]
Boyalamak işi
-
[isim]
Boyalamak işi