Başında bil olan 7 harfli 40 kelime var. Bil ile başlayan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe ile ilgili araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Ayrıca İçinde bil olan kelimeler listesine ya da sonu bil ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz.
Karmaşık harflerden başında bil bulunan kelimeleri bulmak için Kelime Bulma Makinesi'ni kullanabilirsiniz.
Harf Sayısına Göre Kelimeler
B L İ Harfleri İle Yazılabilecek Bazı Kelimeler
2 Harfli Kelimeler
İL
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- BİLİŞME
-
-
[isim]
Bilişmek işi
-
[isim]
Bilişmek işi
- BİLAKİS
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[zarf]
Tersine olarak, tam tersine, tersine, aksine
- "Bilakis tecrübeli bir adam gibi söz söylüyorum, inanınız." (Peyami Safa)
-
[zarf]
Tersine olarak, tam tersine, tersine, aksine
- BİLİMCİ
-
-
[isim]
Bilgin
-
[isim]
Bilgin
- BİLYELİ
-
-
[sıfat]
Bilyesi olan
-
[sıfat]
Bilyesi olan
- BİLFARZ
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[edat]
Söz gelişi
-
[edat]
Söz gelişi
- BİLEMEK
-
-
[-i]
Kesici aletlerin ağzını çark, zımpara, eğe, bileği taşı vb.nde keskinleştirmek, keskin duruma getirmek
-
Güçlendirmek, etkisini artırmak
-
[-i]
Kesici aletlerin ağzını çark, zımpara, eğe, bileği taşı vb.nde keskinleştirmek, keskin duruma getirmek
- BİLETME
-
-
[isim]
Biletmek işi
-
[isim]
Biletmek işi
- BİLETİŞ
- ...
- BİLECEN
-
-
[sıfat]
Her şeyi bilen, her şeyden anlayan
-
Bilgiçlik taslayan, ukala
-
[sıfat]
Her şeyi bilen, her şeyden anlayan
- BİLLAHİ
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Vallahi
-
"İnan olsun" anlamında kullanılan bir söz
- "Rica ederim komiser Efendi, dedi, ben billahi paradan puldan kaçınmıyorum." (Reşat Nuri Güntekin)
-
[isim]
Vallahi
- BİLGİLİ
-
-
[sıfat]
Bilgi sahibi olan, malumatlı, haberli
- "Ama, iyiler, bilgililer, yetenekliler nerede idi?" (Tarık Buğra)
-
[zarf]
Bilerek
- "Her konuda rahat, bilgili konuşurdu kalemi." (Yusuf Ziya Ortaç)
-
[sıfat]
Bilgi sahibi olan, malumatlı, haberli
- BİLİNME
-
-
[isim]
Bilinmek işi
-
[isim]
Bilinmek işi
- BİLEZİK
-
-
[isim]
Genellikle altın, gümüş vb. elementlerden yapılan ve bileğe süs için takılan halka
- "Saçları o kalın altın bilezikler gibi yaldız sarısına boyalıdır." (Memduh Şevket Esendal)
-
İki borunun ucunu birleştirmeye yarayan halkaya benzer parça
- "Sonra ayağını yandaki su borusunun bileziğine koydu." (Çetin Altan)
-
Motor pistonlarına, yağlama, soğutma, özellikle sızıntıyı önleme vb. amaçlarla yerleştirilmiş, genel olarak dökme demirden yapılmış, uçları açık ve esnek halka
-
Mobilyaların ayak altlarına takılan kare, dikdörtgen, silindir, kesik koni vb. şekilli, pirinç veya nikel kaplı demirden yapılmış, iki ucu delik gereç
-
Kelepçe
-
[isim]
Genellikle altın, gümüş vb. elementlerden yapılan ve bileğe süs için takılan halka
- BİLLURİ
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[sıfat]
Billura benzer, billur gibi
- "Bu taze kadın sesleri öyle güzel, billuri, ilahî duyulurmuş ki bunları hep birden dinlemek, deniz kızlarını işitmek kadar tesirli olurmuş." (Abdülhak Şinasi Hisar)
-
[sıfat]
Billura benzer, billur gibi
- BİLEŞİM
-
-
[isim]
Bileşme işi veya durumu
- "Mustafa Kemal, Dil Kurumunu, Tarih Kurumunu ulusal bir bileşim yaratılsın, ulusal bir bilinç doğsun diye kurmuş..." (Atilla İlhan)
-
İki veya daha çok öge bir araya gelerek yeni bir öge oluşturma, terkip
- "Suyun bileşiminde hidrojenle oksijen vardır."
-
Bir maddenin hangi kimyasal türlerden oluştuğunu belirleyen verilerin tamamı
-
Bileşme sonucu oluşan cisim
-
[isim]
Bileşme işi veya durumu
- BİLETÇİ
-
-
[isim]
Bilet satan görevli
- "Bilet kutusunu koltuğunun altına sıkıştırmış, elleri ceplerinde bir otobüs biletçisi geçti." (Necati Cumalı)
-
[isim]
Bilet satan görevli
- BİLENİŞ
- ...
- BİLGİCE
- ...
- BİLGECE
-
-
[sıfat]
Bilgeye yaraşır
- "Yaş insana tecrübe verir, olaylara bilgece bir açıdan bakma perspektifi getirir." (Haldun Taner)
-
[zarf]
Bilgeye yaraşır biçimde, hakimane
-
[sıfat]
Bilgeye yaraşır
- BİLMECE
-
-
[isim]
Bir şeyin adını anmadan niteliklerini üstü kapalı söyleyerek o şeyin ne olduğunu bulmayı dinleyene veya okuyana bırakan oyun, muamma
- "Bu bilmeceyi çözmek için sen de bize katılır mısın?" (Haldun Taner)
-
Bilinmeyen şey, muamma
- "Basit cümleleri bile anlamak güç olurken istihza bir bilmeceye döner." (Abdülhak Şinasi Hisar)
-
[isim]
Bir şeyin adını anmadan niteliklerini üstü kapalı söyleyerek o şeyin ne olduğunu bulmayı dinleyene veya okuyana bırakan oyun, muamma