Başında bil olan 6 harfli 13 kelime var. Bil ile başlayan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe ile ilgili araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Ayrıca İçinde bil olan kelimeler listesine ya da sonu bil ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz.
Karmaşık harflerden başında bil bulunan kelimeleri bulmak için Kelime Bulma Makinesi'ni kullanabilirsiniz.
Harf Sayısına Göre Kelimeler
B L İ Harfleri İle Yazılabilecek Bazı Kelimeler
2 Harfli Kelimeler
İL
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- BİLGİN
-
-
Bilimsel bir konuda çok bilgisi olan kimse, bilimci, âlim
-
Bilimsel bir konuda çok bilgisi olan kimse, bilimci, âlim
- BİLLUR
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Bazı cisimlerin aldıkları geometrik biçim
- "Su buharı billur durumunda donunca kar olur."
-
Kesme cam, kristal
- "Dört tarafı kesme billur kapaklı bir eski saat." (Refik Halit Karay)
-
[sıfat]
Bu maddeden yapılmış
- "Su sesi ve kanat şakırtısından / Billur bir avize Bursa'da zaman." (Ahmet Hamdi Tanpınar)
-
Koç yumurtası
-
[sıfat]
Duru, temiz ve akıcı
- "Onu görmek, billur sesini dinlemek, elinden bir şey içmek." (Atilla İlhan)
-
[isim]
Bazı cisimlerin aldıkları geometrik biçim
- BİLMİŞ
-
-
[sıfat]
Her şeyi bilir geçinen, bilgiçlik taslayan
-
[sıfat]
Her şeyi bilir geçinen, bilgiçlik taslayan
- BİLMEZ
- ...
- BİLGİÇ
-
-
[isim]
Bilgili kimse
- "Bazı bilgiç hekimler dillerinin makarasını çözerler, tıptan anlamayan hastalarına tıbbi ıstılahlar kullanarak dert anlatırlar." (Yahya Kemal Beyatlı)
-
Bilgisiz olmasına rağmen bilgili görünmek isteyen, bilgili geçinen kimse
-
[isim]
Bilgili kimse
- BİLEĞİ
-
-
[isim]
Kesici araçları bilemek için kullanılan alet
-
[isim]
Kesici araçları bilemek için kullanılan alet
- BİLİNÇ
-
-
[isim]
İnsanın kendisini ve çevresini tanıma yeteneği, şuur
- "İnsanın herhangi bir araçla ne yaşadığının bilincine varmasının bir doyum ve haz kaynağı olduğu unutulmamalıdır." (Ahmet Cemal)
- "Zırhlı otomobilin mitralyözü tarafından biçilir biçilmez, bilincini yitiriyor." (Atilla İlhan)
-
Bir toplumdaki ruhsal etkinliklerin veya ruhsal durumların bütünü
-
Dimağ
-
Temel bilgi, temel görüş
-
Algı ve bilgilerin zihinde duru ve aydınlık olarak izlenme süreci, şuur
- "Davranışlarını bir an önce bilincinin denetiminden kurtarmak için kadehleri birer dikişte boşaltmaya mı başladı?" (Falih Rıfkı Atay)
-
[isim]
İnsanın kendisini ve çevresini tanıma yeteneği, şuur
- BİLİCİ
-
-
[sıfat]
Bilen
- "Tanrı görücüdür, bilicidir, işiticidir."
-
[sıfat]
Bilen
- BİLMEK
-
-
[nsz]
Bir şeyi anlamış veya öğrenmiş bulunmak
- "Bu adam, bilmek için öğrenmiş olmaya ihtiyacı olmayan, bildiğini bilen, bilmediğini de şıp diye sezen bambaşka bir insandır." (Haldun Taner)
- "Efendiden gizli yine herkes bildiğini okuyordu." (Hüseyin Rahmi Gürpınar)
- "Her şeye peki, olur der fakat sonunda gene bildiğini yapardı." (Haldun Taner)
- "Sütannenin sandık odası, bildim bileli akar." (Ömer Seyfettin)
-
[-i]
Bir bilim veya sanat dalında yeterli olmak
- "Yani kısacası bu mükemmel dilimizi kimse bilmez, okumaz." (Burhan Felek)
-
Bir iş yapmaya alışmış olmak, elinden gelmek
-
Tanımak, hatırlamak
- "Kadıncığım aç. Ben geldim. Bilemedin mi?" (Hüseyin Rahmi Gürpınar)
-
Sanmak, varsaymak, farz etmek
- "Bir hastanın hastalığına gereken önemi vermesi, doktorun ancak kendini o hasta ile birlikte hasta bilmesi ile sağlanabilir." (Refik Halit Karay)
-
[-i]
Sorumlu tutmak
- "Ben arkadaşını bilmem, seni bilirim."
-
İnanmak
- "Bilirim yaşamaz güneşte / Bilirim yaşamaz yan yana aşkla / Ne haksızlık / Ne korku." (Necati Cumalı)
-
[-i]
İşine gelmek, uygun bulmak
- "Mal almasını bildi de parasını vermeyi mi bilmiyor?"
-
-a / -e ekli fiillerle yeterlik bildiren birleşik fiiller oluşturur
- "Anlayabilmek. Gidebilmek. Kapayabilmek. Yazabilmek."
-
[-i]
Saymak
- "Teşekkürü borç bilirim."
-
[nsz]
Bir şeyi anlamış veya öğrenmiş bulunmak
- BİLDİK
-
-
Tanıdık (kimse veya şey)
- "İstanbullu bir bildikte misafirim." (Reşat Nuri Güntekin)
- "Hâlbuki ayrılık acısına ve ayrılık seslerine, bildik çıkmaklığım gerekti." (Refik Halit Karay)
-
Tanıdık (kimse veya şey)
- BİLYON
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Milyar
-
[isim]
Milyar
- BİLEME
-
-
[isim]
Bilemek işi
- "Gönül, daha birçoklarının bu enstitüde kabiliyetlerini bilemesini istiyor." (Haldun Taner)
-
[isim]
Bilemek işi
- BİLSAT
-
-
[isim]
Bilgileşim
-
[isim]
Bilgileşim