Başında bi olan 7 harfli 106 kelime var. Bi ile başlayan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe ile ilgili araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Ayrıca İçinde bi olan kelimeler listesine ya da sonu bi ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz.
Karmaşık harflerden başında bi bulunan kelimeleri bulmak için Kelime Bulma Makinesi'ni kullanabilirsiniz.
Harf Sayısına Göre Kelimeler
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- BİLİŞİM
-
-
[isim]
İnsanoğlunun teknik, ekonomik ve toplumsal alanlardaki iletişiminde kullandığı ve bilimin dayanağı olan bilginin özellikle elektronik makineler aracılığıyla düzenli ve akla uygun bir biçimde işlenmesi bilimi, informatik, enformatik
-
[isim]
İnsanoğlunun teknik, ekonomik ve toplumsal alanlardaki iletişiminde kullandığı ve bilimin dayanağı olan bilginin özellikle elektronik makineler aracılığıyla düzenli ve akla uygun bir biçimde işlenmesi bilimi, informatik, enformatik
- BİNBAŞI
-
-
[isim]
Orduda rütbesi yüzbaşı ile yarbay arasında bulunan ve asıl görevi tabur komutanlığı olan subay
-
[isim]
Orduda rütbesi yüzbaşı ile yarbay arasında bulunan ve asıl görevi tabur komutanlığı olan subay
- BİLDİRİ
-
-
[isim]
Resmî bir makam, kurum veya resmî olmayan bir örgüt, topluluk tarafından herhangi bir durumu ilgililere duyurmak için yazılan yazı, tebliğ, deklerasyon
- "Sonra elçiler için ikinci bir bildiri yazdık." (Falih Rıfkı Atay)
-
Bilimsel bir konuyu ele alan ve bilimsel bir toplantıda okunup tartışılan yazı, tebliğ
-
[isim]
Resmî bir makam, kurum veya resmî olmayan bir örgüt, topluluk tarafından herhangi bir durumu ilgililere duyurmak için yazılan yazı, tebliğ, deklerasyon
- BİRİKME
-
-
[isim]
Toplanıp yığılma
-
[isim]
Toplanıp yığılma
- BİLEŞME
-
-
[isim]
Bileşmek işi, terekküp
-
[isim]
Bileşmek işi, terekküp
- BİLLURİ
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[sıfat]
Billura benzer, billur gibi
- "Bu taze kadın sesleri öyle güzel, billuri, ilahî duyulurmuş ki bunları hep birden dinlemek, deniz kızlarını işitmek kadar tesirli olurmuş." (Abdülhak Şinasi Hisar)
-
[sıfat]
Billura benzer, billur gibi
- BİTİŞME
-
-
[isim]
Bitişmek işi, ittisal
- "Bu geniş viranelikte bize bu kadar bitişmenin manası var mı?" (Hüseyin Rahmi Gürpınar)
-
[isim]
Bitişmek işi, ittisal
- BİLENİŞ
- ...
- BİPERVA
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[sıfat]
Çekinmez, sakınmaz, korkusuz, gözü pek
-
[zarf]
Çekinmeden, korkmadan
-
[sıfat]
Çekinmez, sakınmaz, korkusuz, gözü pek
- BİLECEN
-
-
[sıfat]
Her şeyi bilen, her şeyden anlayan
-
Bilgiçlik taslayan, ukala
-
[sıfat]
Her şeyi bilen, her şeyden anlayan
- BİTİMLİ
-
-
[sıfat]
Sonu olan, sonlu
-
[sıfat]
Sonu olan, sonlu
- BİLİNİŞ
- ...
- BİLEŞİK
-
-
[sıfat]
Birleşerek oluşmuş, basit olmayan, mürekkep
-
Kimyasal tepkimeler sonucu iki veya daha çok elementten oluşan ve bunlardan bağımsız fiziksel, kimyasal nitelikler gösteren (madde)
- "Su, bileşik bir maddedir."
-
[isim]
Ses ve görüntünün birlikte yer aldığı film parçası
-
[sıfat]
Birleşerek oluşmuş, basit olmayan, mürekkep
- BİÇİMLİ
-
-
[sıfat]
Biçimi güzel olan, mevzun
- "Bu kadın biçimli vücuduyla az sonra dikkati çeker." (Refik Halit Karay)
-
[zarf]
Uygun olarak, yakışacak biçimde
- "Biçimli koysan bunlar olmaz." (Refik Halit Karay)
-
[sıfat]
Biçimi güzel olan, mevzun
- BİRBİRİ
-
-
[zamir]
Karşılıklı olarak biri ötekini, öteki de onu
- "O zaman on dört paşa, büyük, hudutsuz bir hayret içinde İzzet Paşa'nın, sonra da birbirlerinin yüzüne baktılar." (Nahid Sırrı Örik)
- "Bunun için sabır, sükûnet, soğukkanlılık gerek hâlbuki biz birbirimize giriyoruz." (Hüseyin Rahmi Gürpınar)
- "Son günlerde birbiri üstüne gelen yorgunluklardan söz etti." (Necati Cumalı)
- "Birbirimizi yiyecek zaman değil çocuklar." (Reşat Nuri Güntekin)
-
[zamir]
Karşılıklı olarak biri ötekini, öteki de onu
- BİLMECE
-
-
[isim]
Bir şeyin adını anmadan niteliklerini üstü kapalı söyleyerek o şeyin ne olduğunu bulmayı dinleyene veya okuyana bırakan oyun, muamma
- "Bu bilmeceyi çözmek için sen de bize katılır mısın?" (Haldun Taner)
-
Bilinmeyen şey, muamma
- "Basit cümleleri bile anlamak güç olurken istihza bir bilmeceye döner." (Abdülhak Şinasi Hisar)
-
[isim]
Bir şeyin adını anmadan niteliklerini üstü kapalı söyleyerek o şeyin ne olduğunu bulmayı dinleyene veya okuyana bırakan oyun, muamma
- BİHABER
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[sıfat]
Habersiz, bilgisiz
- "Kimisi maişet derdine düşmüş / Rahattan bihaber." (Cahit Sıtkı Tarancı)
-
[sıfat]
Habersiz, bilgisiz
- BİTİŞİŞ
-
-
[isim]
Bitişme işi veya biçimi
-
[isim]
Bitişme işi veya biçimi
- BİLGİCİ
-
-
[isim]
Sofist
-
[isim]
Sofist
- BİÇENEK
-
-
[isim]
Her yıl belirli bir süre otlatıldıktan sonra yeniden gelişen bitkilerin biçilerek değerlendirildiği doğal çayır
-
[isim]
Her yıl belirli bir süre otlatıldıktan sonra yeniden gelişen bitkilerin biçilerek değerlendirildiği doğal çayır