Sonunda ber olan 30 kelime var. BER ile biten kelimeler listesini inceleyerek aradığınız kelimeleri bulabilirsiniz. Türkçe araştırmalarınızda, scrabble oyununda bu kelimeleri kullanabilirsiniz. Ayrıca İçinde ber olan kelimeler listesine ya da başında ber olan kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, işlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
KIRMIZIBİBER
SÜMBÜLTEBER
DÜBBÜEKBER, YEŞİLBİBER
İLMÜHABER, KARABİBER, PEYGAMBER
SEFERBER
AKAMBER, BERABER, BİHABER, EMİRBER, MUTEBER
BERBER, ÇEMBER, DİLBER, KAMBER, MAKBER, MİNBER, MOBBER, MUĞBER, REHBER, ZELBER
AMBER, BİBER, EZBER, FİBER, HABER, SİBER, TEBER
B E R Harfleri İle Yazılabilecek Bazı Kelimeler
3 Harfli Kelimeler
BRE
2 Harfli Kelimeler
BE, ER, RE
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- KIRMIZIBİBER
-
-
[isim]
Patlıcangillerden bir biber türü (Capsicum annuum)
-
Bu bitkinin olgunlaştığında kızarıp yakıcı bir acılık kazanan, kurutulup dövülerek yemeklerde baharat olarak kullanılan tozu, Türk biberi
-
[isim]
Patlıcangillerden bir biber türü (Capsicum annuum)
- SÜMBÜLTEBER
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[isim]
Zambakgillerden, güzel kokulu, beyaz renkli bir çiçek (Polianthes)
-
[isim]
Zambakgillerden, güzel kokulu, beyaz renkli bir çiçek (Polianthes)
- YEŞİLBİBER
-
-
[isim]
Yeşil renkli, taze, sivri ve dolma biber
-
[isim]
Yeşil renkli, taze, sivri ve dolma biber
- DÜBBÜEKBER
- ...
- PEYGAMBER
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[isim]
İnsanlara Tanrı'nın buyruklarını bildiren, onları Tanrı yoluna, dine çağıran kimse, yalvaç, yalavaç, elçi
-
[isim]
İnsanlara Tanrı'nın buyruklarını bildiren, onları Tanrı yoluna, dine çağıran kimse, yalvaç, yalavaç, elçi
- İLMÜHABER
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Birinin yer, hâl, medeni durum vb.ni gösteren resmî belge
-
Bir şeyin teslim alındığını gösteren belge, alındı kâğıdı
-
[isim]
Birinin yer, hâl, medeni durum vb.ni gösteren resmî belge
- KARABİBER
-
-
[isim]
Karabibergillerin örnek bitkisi olan, zeytinsi, meyvelerin taneleri yuvarlak, yaprakları kalp biçiminde, tırmanıcı bir bitki (Piper nigrum)
-
Bu bitkinin baharat olarak kullanılan kuru ve siyah tanesi
-
Bu tanelerin kurutulup öğütülmesiyle yapılan toz
-
Sevimli ve ufak tefek esmer güzeli
-
[isim]
Karabibergillerin örnek bitkisi olan, zeytinsi, meyvelerin taneleri yuvarlak, yaprakları kalp biçiminde, tırmanıcı bir bitki (Piper nigrum)
- SEFERBER
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[sıfat]
Savaşa hazırlanmış veya girmiş (askerî birlik)
- "Yarım saat içinde oteli bir hastane şekline sokmuş, hepimizi seferber etmişti." (Reşat Nuri Güntekin)
- "... anası, kardeşi, konu komşu, bilen bilmeyen, polis, jandarma, herkes seferber oldu. Nevin bulunamadı." (R. Çalapala)
-
[sıfat]
Savaşa hazırlanmış veya girmiş (askerî birlik)
- MUTEBER
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[sıfat]
Saygın, itibarı olan, hatırı sayılır, sözü geçer
- "Selanik'in en varlıklı, en muteber, en güzide ailelerinden sayılıyor." (Atilla İlhan)
- "Hükmün muteber olması için ittifakla alınması elzemdir." (Tarık Buğra)
-
İnanılır, güvenilir
-
Değerli
- "Halk içinde muteber bir nesne yok devlet gibi / Olmaya devlet cihanda bir nefes sıhhat gibi." (Muhibbî)
-
Geçerli
-
[sıfat]
Saygın, itibarı olan, hatırı sayılır, sözü geçer
- BERABER
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[zarf]
Birlikte, bir arada
- "Hayata beraber başladığımız / Dostlarla da yollar ayrıldı bir bir." (Cahit Sıtkı Tarancı)
-
-e rağmen, -e karşın
- "Halılarla bezenmiş olmakla beraber gıcırtıdan ve esnemelerden kurtulamamıştı." (Refik Halit Karay)
-
[sıfat]
Aynı düzeyde
- "Bina taş, merdiveni yok, toprakla beraber." (Ahmet Rasim)
-
[zarf]
Birlikte, bir arada
- BİHABER
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[sıfat]
Habersiz, bilgisiz
- "Kimisi maişet derdine düşmüş / Rahattan bihaber." (Cahit Sıtkı Tarancı)
-
[sıfat]
Habersiz, bilgisiz
- EMİRBER
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Emir eri
- "Paşa o gün konuşmasına başlamazdan önce emirberlerine gene iki kahve emretti." (Ruşen Eşref Ünaydın)
-
[isim]
Emir eri
- AKAMBER
-
Kelime Kökeni : Türkçe
-
[isim]
Özellikle amber balığının bağırsaklarından çıkarılan, kül renginde, yapışkan, bükülgen ve misk gibi kokusu olan bir taş
-
Sıcak ülkelerde yetişen bir ağaçtan elde edilen katı, güzel kokulu reçine
-
[isim]
Özellikle amber balığının bağırsaklarından çıkarılan, kül renginde, yapışkan, bükülgen ve misk gibi kokusu olan bir taş
- KAMBER
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Sadık köle
-
[isim]
Sadık köle
- MOBBER
- ...
- MUĞBER
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[sıfat]
Gücenmiş, gücenik, küskün
-
[sıfat]
Gücenmiş, gücenik, küskün
- ÇEMBER
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[isim]
Merkez denilen sabit bir noktadan aynı uzaklık ve düzlemdeki noktalar kümesinin oluşturduğu kapalı eğri
- "İktidar muhalefet partilerini gittikçe daralan bir çember içine alıyor." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
-
Bu biçime getirilmiş katı cisimlerin çevresi
- "Kalbur çemberi."
-
Çocukların çevirip arkasından koştukları tekerlek biçiminde oyuncak
-
Sandık, denk, fıçı vb.nin dağılmaması için üzerlerine geçirilen dayanıklı bir cisimden kuşak
-
Yazma, yemeni, baş örtüsü
- "Çemberimde gül oya / Gülmedim doya doya." (Halk türküsü)
-
Aşılması, çözümü güç durum
-
Basketbolda içinden topun geçmesiyle sayı kazanılan ağlı demir halka
-
[isim]
Merkez denilen sabit bir noktadan aynı uzaklık ve düzlemdeki noktalar kümesinin oluşturduğu kapalı eğri
- MAKBER
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Mezar, kabir, metfen
- "Sana dar gelmeyecek makberi kimler kazsın / Gömelim gel seni tarihe desem sığmazsın." (Mehmet Akif Ersoy)
-
[isim]
Mezar, kabir, metfen
- ZELBER
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[isim]
Büyük yük üzerine konulan küçük yük
-
[isim]
Büyük yük üzerine konulan küçük yük
- REHBER
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[isim]
Kılavuz
-
Birinin doğruyu bulmasına yardımcı olan, yol gösteren kimse veya şey, delil
- "Ben bunları düşünürken rehberim eliyle bir büyük bina gösterdi." (Refik Halit Karay)
-
[isim]
Kılavuz