Başında b olan 7 harfli 631 kelime var. B harfi ile başlayan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe ile ilgili araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Ayrıca İçinde b harfi olan kelimeler listesine ya da sonu b harfi ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz.
Karmaşık harflerden başında b bulunan kelimeleri bulmak için Kelime Bulma Makinesi'ni kullanabilirsiniz.
Harf Sayısına Göre Kelimeler
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- BANDIRA
-
Kelime Kökeni : İtalyanca
-
[isim]
Bir geminin hangi devlete ait olduğunu gösteren bayrak
-
Yabancı devlet bayrağı
- "Fransız bandırası."
-
[isim]
Bir geminin hangi devlete ait olduğunu gösteren bayrak
- BOZARMA
-
-
[isim]
Bozarmak işi veya durumu
-
[isim]
Bozarmak işi veya durumu
- BAŞESER
-
Kelime Kökeni : Türkçe
-
[isim]
Şaheser
-
[isim]
Şaheser
- BIYIKLI
-
-
[sıfat]
Bıyığı olan, bıyığını tıraş etmemiş olan
- "Sakin yüzlü, beyaz bıyıklı, baba bir adamdı." (Sait Faik Abasıyanık)
-
[sıfat]
Bıyığı olan, bıyığını tıraş etmemiş olan
- BOĞULUŞ
-
-
[isim]
Boğulma işi veya biçimi
-
[isim]
Boğulma işi veya biçimi
- BORAZAN
-
Kelime Kökeni : Türkçe
-
[isim]
Üfleyerek çalınan, perdesiz çalgı, boru
-
Bu boruyu çalan kimse
- "Borazanları alayın önünde topluyorlar." (Ömer Seyfettin)
-
[isim]
Üfleyerek çalınan, perdesiz çalgı, boru
- BOŞALIM
-
-
[isim]
Boşalma işi
-
[isim]
Boşalma işi
- BÜKÜMLÜ
-
-
[sıfat]
Bükülmüş olan, bükümü olan
-
[sıfat]
Bükülmüş olan, bükümü olan
- BAŞKALE
- ...
- BELAGAT
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
İyi konuşma, sözle inandırma yeteneği
- "Gülünç olduğu kadar hazin bir belagati varmış." (Halit Fahri Ozansoy)
-
Söz sanatlarını inceleyen bilgi dalı, retorik
-
Konuyu bütün yönleriyle kavrayarak hiçbir yanlış ve eksik anlayışa yer bırakmayan, yorum gerektirmeyen, yapmacıktan uzak, düzgün anlatma sanatı
-
Bir şeyde gizli olan derin anlam
- "Sükûtun belagati."
-
[isim]
İyi konuşma, sözle inandırma yeteneği
- BELAHET
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Alıklık
- "Faziletle belahat aynı şey sayılıyor." (Peyami Safa)
-
[isim]
Alıklık
- BÜKÜLÜŞ
-
-
[isim]
Bükülme işi veya biçimi
- "Uzun ve yürüyüşü pek zarif bükülüşlerle dalgalanan genç bir kadındı." (Halide Edip Adıvar)
-
[isim]
Bükülme işi veya biçimi
- BASILIŞ
-
-
[isim]
Basılma işi veya durumu
-
[isim]
Basılma işi veya durumu
- BERHAVA
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[sıfat]
Havaya atılmış, uçurulmuş
-
Yararsız, boş
- "Gazetede okuduğu haber, adamın sarhoş neşesini berhava etti." (Atilla İlhan)
-
[sıfat]
Havaya atılmış, uçurulmuş
- BEĞENİR
-
-
[sıfat]
Beğenme duygusu olan
-
[sıfat]
Beğenme duygusu olan
- BOŞANMA
-
-
[isim]
Boşanmak işi
-
Eşlerden birinin boşanma ilamı almasıyla evlilik birliğinin son bulması
- "Bu üye, vaktiyle Perihan'ın evine sığınıp boşanmasına sebep olan doktor arkadaştı." (Haldun Taner)
-
[isim]
Boşanmak işi
- BİLİSİZ
-
-
[sıfat]
Öğrenim görmemiş, cahil
-
[sıfat]
Öğrenim görmemiş, cahil
- BAHARAT
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Yiyecek ve içeceklere hoş koku ve tat vermek için kullanılan tarçın, karanfil, zencefil, karabiber vb. maddeler, bahar (II)
- "Alttan alta, keskin bir baharat kokusu hissediliyor." (Atilla İlhan)
-
[isim]
Yiyecek ve içeceklere hoş koku ve tat vermek için kullanılan tarçın, karanfil, zencefil, karabiber vb. maddeler, bahar (II)
- BAHİSÇİ
-
-
[isim]
Müşterek bahisçi
-
[isim]
Müşterek bahisçi
- BİLYELİ
-
-
[sıfat]
Bilyesi olan
-
[sıfat]
Bilyesi olan