Başında b olan 6 harfli 443 kelime var. B harfi ile başlayan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe ile ilgili araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Ayrıca İçinde b harfi olan kelimeler listesine ya da sonu b harfi ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz.

Karmaşık harflerden başında b bulunan kelimeleri bulmak için Kelime Bulma Makinesi'ni kullanabilirsiniz.

Harf Sayısına Göre Kelimeler


Kelime bulma makinesi

Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.



Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)

BOŞLUK

  1. [isim] Oyuk, çukur, kapanmamış yer
  2. Kesinti, kopukluk
  3. Boş geçen süre
    • "Bu boşluktan sıkılıyorum."
  4. Eksiklik, yoksunluk duygusu
    • "Nevin, içinde ucu bucağı kayıp bir boşluk duydu." (Sait Faik Abasıyanık)
  5. Yetersizlik
    • "O günden bugüne olanları hatırladıkça insan ister istemez bu türlü çabaların hiçliğini, boşluğunu düşünmek zorunda kalıyor." (Refik Halit Karay)
  6. İçinde hiçbir cisim bulunmayan, vakum

BULGAR
...
BUTSUZ

  1. [sıfat] Budu olmayan

BİRDEN

  1. [zarf] Bir defada
  2. Ansızın
    • "Birden döndüm ve tahminimde haklı olduğumu anladım." (Refik Halit Karay)
  3. Birlikte, beraberce, hepsi bir arada
    • "Şimdi, ikisi birden gülmekten kırılıyorlar." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
  4. Çabucak

BORNOZ

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Banyodan çıkarken kurulanmak için kullanılan, önden açık, havludan yapılmış giyecek
    • "Ilık bir duş alarak bornozla odasına döndü." (Halide Edip Adıvar)
  2. Kuzey Afrika'da Berberilerin giydikleri başlıklı, geniş, kısa kollu bir üstlük

BARBAR

Kelime Kökeni : Fransızca

  1. [sıfat] Uygarlaşmamış (kavim, topluluk)
    • "Barbar akınlarından beri bu yollarda gördüğüm en asil atlısın." (Yahya Kemal Beyatlı)
  2. Kaba saba, ilkel
    • "Bu vaziyeti haber alan köylüler türlü barbar aletlerle şehir ahalisini korumak üzere kasabaya yürümüşlerdi." (Sait Faik Abasıyanık)
  3. Kaba ve kırıcı

BİLLUR

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Bazı cisimlerin aldıkları geometrik biçim
    • "Su buharı billur durumunda donunca kar olur."
  2. Kesme cam, kristal
    • "Dört tarafı kesme billur kapaklı bir eski saat." (Refik Halit Karay)
  3. [sıfat] Bu maddeden yapılmış
    • "Su sesi ve kanat şakırtısından / Billur bir avize Bursa'da zaman." (Ahmet Hamdi Tanpınar)
  4. Koç yumurtası
  5. [sıfat] Duru, temiz ve akıcı
    • "Onu görmek, billur sesini dinlemek, elinden bir şey içmek." (Atilla İlhan)

BİLSAT

  1. [isim] Bilgileşim

BROKAR

Kelime Kökeni : Fransızca

  1. [isim] Sırma veya gümüş işlemeli bir tür ipekli kumaş

BAŞSIZ

  1. [sıfat] Başı olmayan
    • "Fakat o gözünü kapayınca başsız kalan konak ..." (Reşat Nuri Güntekin)
  2. Yöneticisi, başkanı olmayan

BOYACI

  1. [isim] Boya satan kimse
  2. Boyama işini, boyacılığı meslek edinen kimse
    • "Sallıyor boyacı çocuğu fırçasını." (Sait Faik Abasıyanık)
  3. Boya satılan dükkân
    • "Ben elimde bir gazete ile boyacıda oturuyordum." (Peyami Safa)

BREZİL

Kelime Kökeni : İspanyolca

  1. [isim] Baklagillerden bazı ağaçların kırmızı boya çıkarılan odunu

BANKİZ

Kelime Kökeni : Fransızca

  1. [isim] Buzla

BUKRAN

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Saraçların kullandığı yün kırpıntısı

BELEŞE
...
BİLDİK

  1. Tanıdık (kimse veya şey)
    • "İstanbullu bir bildikte misafirim." (Reşat Nuri Güntekin)
    • "Hâlbuki ayrılık acısına ve ayrılık seslerine, bildik çıkmaklığım gerekti." (Refik Halit Karay)

BUNMAK

  1. [nsz] Beğenmemek, azımsamak, küçümsemek

BERRAK

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [sıfat] Duru, temiz, aydınlık, açık
    • "Bu sabah hava berrak / Bu sabah her şey billurdan gibi." (Cahit Sıtkı Tarancı)

BOĞADA

Kelime Kökeni : İtalyanca

  1. [isim] Küllü veya sodalı su ile çamaşır yıkama
  2. Yıkanmak üzere hazırlanmış çamaşırın üzerine sıcak kül suyu süzme işi
    • "Karına söyle, boğadayı çok sert yapmasın, çamaşırları çürütür." (Hüseyin Rahmi Gürpınar)

BUYRUK

  1. [isim] Belirli bir davranışta bulunmaya zorlayıcı söz, emir, ferman
  2. Egemenlik
    • "Birinin buyruğunda yaşamak."

Kelime Anlamları Kaynağı : Türk Dil Kurumu Güncel Türkçe Sözlüğü