Sonunda aşmak olan 9 harfli 60 kelime var. AŞMAK ile biten kelimeler listesini inceleyerek aradığınız kelimeleri bulabilirsiniz. Türkçe araştırmalarınızda, scrabble oyununda bu kelimeleri kullanabilirsiniz. Ayrıca İçinde aşmak olan kelimeler listesine ya da başında aşmak olan kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, işlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
A A K M Ş Harfleri İle Yazılabilecek Bazı Kelimeler
5 Harfli Kelimeler
AKŞAM, AŞMAK
4 Harfli Kelimeler
AKMA, AŞMA, KAMA, MAAŞ, MAŞA, ŞAKA, ŞAMA
3 Harfli Kelimeler
AKA, AMA, AŞK, KAM, KAŞ, MAŞ, ŞAK, ŞAM
2 Harfli Kelimeler
AK, AM, AŞ, MA
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- TOZLAŞMAK
 - 
    
- 
                        [nsz]
                    
                        Toz durumuna girmek, tozarmak
                    
                    
 
 - 
                        [nsz]
                    
                        Toz durumuna girmek, tozarmak
                    
                    
 - ÇAPRAŞMAK
 - 
    
- 
                        [nsz]
                    
                        Karışık, çapraşık, çözülmez duruma gelmek
                    
                    
 - 
                    
                        İki şey birbiriyle çapraz olarak kesişmek
                    
                    
- "Döne döne çapraşan, su yolları gibi ucu." (Refik Halit Karay)
 
 
 - 
                        [nsz]
                    
                        Karışık, çapraşık, çözülmez duruma gelmek
                    
                    
 - SIĞLAŞMAK
 - 
    
- 
                        [nsz]
                    
                        Sığ duruma gelmek
                    
                    
 
 - 
                        [nsz]
                    
                        Sığ duruma gelmek
                    
                    
 - BAĞDAŞMAK
 - 
    
- 
                    
                        Anlaşmak, uzlaşmak, uymak, imtizaç etmek
                    
                    
- "Gerçekle bağdaşmayan ihtiraslar, insanın duygusunu hüzünden tedirginliğe hatta tiksintiye kadar zorluyor." (Tarık Buğra)
 
 - 
                    
                        Çocuk oyunlarında arkadaş olmak
                    
                    
 - 
                        [-e]
                    
                        Bağdaş kurup oturmak
                    
                    
- "İçerde, peykelere bağdaşmış, sarıkları kirli, sakalları seyrek, kara sarı ihtiyarlar." (Atilla İlhan)
 
 
 - 
                    
                        Anlaşmak, uzlaşmak, uymak, imtizaç etmek
                    
                    
 - ACILAŞMAK
 - 
    
- 
                        [nsz]
                    
                        Tadı bozulmak, acı olmak
                    
                    
- "Yağ acılaştı."
 
 - 
                    
                        Yemlerde genellikle yağ asitlerinin oksidasyonu ve hidroliz sonucu uygun olmayan koku ve tat meydana gelmek
                    
                    
 - 
                    
                        Dokunaklı duruma gelmek
                    
                    
- "Sesi gerçekten acılaşmıştı."
 
 - 
                    
                        Konuşma kırıcı, sert bir durum almak
                    
                    
 
 - 
                        [nsz]
                    
                        Tadı bozulmak, acı olmak
                    
                    
 - AYILAŞMAK
 - 
    
- 
                        [nsz]
                    
                        Kaba saba, görgüsüz biri durumuna gelmek
                    
                    
 
 - 
                        [nsz]
                    
                        Kaba saba, görgüsüz biri durumuna gelmek
                    
                    
 - LOŞLAŞMAK
 - 
    
- 
                        [nsz]
                    
                        Loş duruma gelmek
                    
                    
 
 - 
                        [nsz]
                    
                        Loş duruma gelmek
                    
                    
 - PAYLAŞMAK
 - 
    
- 
                        [-i]
                    
                        Aralarında bölüşmek, pay etmek, üleşmek
                    
                    
- "Biz de bu yayınları onlarla paylaşmayı kabul ettik." (Haldun Taner)
 
 - 
                    
                        Katılmak
                    
                    
- "Düşüncelerinizi paylaşıyorum."
 
 
 - 
                        [-i]
                    
                        Aralarında bölüşmek, pay etmek, üleşmek
                    
                    
 - TAŞLAŞMAK
 - 
    
- 
                        [nsz]
                    
                        Taş durumuna gelmek
                    
                    
 - 
                    
                        Çok şaşırarak bir şey yapamaz, konuşamaz duruma gelmek, donakalmak
                    
                    
 
 - 
                        [nsz]
                    
                        Taş durumuna gelmek
                    
                    
 - DARLAŞMAK
 - 
    
- 
                        [nsz]
                    
                        Daralmak
                    
                    
- "Herkeste darlaştıkça bizim evimizde kahve, un, şeker bollaştı." (Memduh Şevket Esendal)
 
 
 - 
                        [nsz]
                    
                        Daralmak
                    
                    
 - BAĞLAŞMAK
 - 
    
- 
                        [nsz]
                    
                        Bir şey yapmak için birbirine antlaşma veya sözleşme ile bağlanmak, ittifak etmek
                    
                    
 
 - 
                        [nsz]
                    
                        Bir şey yapmak için birbirine antlaşma veya sözleşme ile bağlanmak, ittifak etmek
                    
                    
 - KULLAŞMAK
 - 
    
- 
                        [nsz]
                    
                        Kul durumuna gelmek
                    
                    
 
 - 
                        [nsz]
                    
                        Kul durumuna gelmek
                    
                    
 - PASLAŞMAK
 - 
    
- 
                        [nsz]
                    
                        Bazı top oyunlarında oyuncular topu birbirine geçirmek
                    
                    
- "Kaleye inerlerse paslaşarak inerler." (Salâh Birsel)
 
 - 
                    
                        Bakışlarla anlaşmak
                    
                    
 
 - 
                        [nsz]
                    
                        Bazı top oyunlarında oyuncular topu birbirine geçirmek
                    
                    
 - MATLAŞMAK
 - 
    
- 
                        [nsz]
                    
                        Mat duruma gelmek
                    
                    
 
 - 
                        [nsz]
                    
                        Mat duruma gelmek
                    
                    
 - AĞILAŞMAK
 - 
    
- 
                        [nsz]
                    
                        Ağılı duruma gelmek
                    
                    
 
 - 
                        [nsz]
                    
                        Ağılı duruma gelmek
                    
                    
 - PUTLAŞMAK
 - 
    
- 
                        [nsz]
                    
                        Gereğinden çok değer kazanmak
                    
                    
 
 - 
                        [nsz]
                    
                        Gereğinden çok değer kazanmak
                    
                    
 - NAZLAŞMAK
 - 
    
- 
                        [-i]
                    
                        Karşılıklı olarak naz yapmak
                    
                    
 
 - 
                        [-i]
                    
                        Karşılıklı olarak naz yapmak
                    
                    
 - KORLAŞMAK
 - 
    
- 
                        [nsz]
                    
                        Kor durumuna gelmek
                    
                    
 
 - 
                        [nsz]
                    
                        Kor durumuna gelmek
                    
                    
 - SIKLAŞMAK
 - 
    
- 
                        [nsz]
                    
                        Sık duruma gelmek veya sıkça ortaya çıkmak, sık görülmek
                    
                    
- "Krizleri öyle bir sıklaştı ki ne yapacağımızı şaşırıp kaldık." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
 
 
 - 
                        [nsz]
                    
                        Sık duruma gelmek veya sıkça ortaya çıkmak, sık görülmek
                    
                    
 - YAKLAŞMAK
 - 
    
- 
                        [-e]
                    
                        Arada az bir aralık kalacak biçimde ilerlemek, aradaki uzaklığı azaltmak veya büsbütün ortadan kaldırmak için ileri gitmek
                    
                    
- "Saat sekiz buçuğa yaklaşıyordu." (Sait Faik Abasıyanık)
 
 - 
                    
                        Benzemek, andırmak, uygun olmak
                    
                    
 - 
                    
                        Bir konuyu, bir sorunu ele alarak değerlendirmek
                    
                    
- "Gösteriye dayalı dallarla edebiyat arasındaki ayrıma ün kavramıyla yaklaşabiliriz." (Tomris Uyar)
 
 - 
                    
                        Yakınlaşmak
                    
                    
- "Aydın vapuru geçmiş, Kınalı önlerine yaklaşıyor." (Sermet Muhtar Alus)
 
 
 - 
                        [-e]
                    
                        Arada az bir aralık kalacak biçimde ilerlemek, aradaki uzaklığı azaltmak veya büsbütün ortadan kaldırmak için ileri gitmek