Başında ağla olan 28 kelime var. Ağla ile başlayan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe ile ilgili araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Ayrıca İçinde ağla olan kelimeler listesine ya da sonu ağla ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz.
Karmaşık harflerden başında ağla bulunan kelimeleri bulmak için Kelime Bulma Makinesi'ni kullanabilirsiniz.
Harf Sayısına Göre Kelimeler
AĞLATABİLMEK, AĞLAYABİLMEK, AĞLAYIVERMEK
AĞLATABİLME, AĞLAYABİLME, AĞLAYICILIK, AĞLAYIVERME
AĞLAMAKLIK
AĞLAMAKLI
AĞLAKLIK, AĞLAMALI, AĞLANMAK, AĞLAŞMAK, AĞLATICI, AĞLATMAK, AĞLAYICI
AĞLAMAK, AĞLAMSI, AĞLANMA, AĞLANTI, AĞLAŞMA, AĞLASUN, AĞLATIŞ, AĞLATMA, AĞLAYIŞ
AĞLAMA, AĞLATI
AĞLAK
A A L Ğ Harfleri İle Yazılabilecek Bazı Kelimeler
3 Harfli Kelimeler
AĞA, ALA
2 Harfli Kelimeler
AĞ, AL, LA
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- AĞLAYIVERMEK
-
-
[nsz]
Çabucak ağlamak, ağlamayı alışkanlık edinmek
-
[nsz]
Çabucak ağlamak, ağlamayı alışkanlık edinmek
- AĞLAYABİLMEK
-
-
[nsz]
Dilediği zaman ağlamak, ağlama olasılığı bulunmak
-
[nsz]
Dilediği zaman ağlamak, ağlama olasılığı bulunmak
- AĞLATABİLMEK
-
-
[-i]
Ağlatma imkânı veya olasılığı bulunmak
-
[-i]
Ağlatma imkânı veya olasılığı bulunmak
- AĞLAYIVERME
-
-
[isim]
Ağlayıvermek işi
-
[isim]
Ağlayıvermek işi
- AĞLAYICILIK
-
-
[isim]
Ağlayıcı olma durumu
-
[isim]
Ağlayıcı olma durumu
- AĞLATABİLME
-
-
[isim]
Ağlatabilmek işi
-
[isim]
Ağlatabilmek işi
- AĞLAYABİLME
-
-
[isim]
Ağlayabilmek işi
-
[isim]
Ağlayabilmek işi
- AĞLAMAKLIK
- ...
- AĞLAMAKLI
-
-
[sıfat]
Ağlar gibi olan, üzüntülü
- "Çoğu ağlamaklı bu türlü şarkıları aslında sevmediklerini anlamışlar." (Necati Cumalı)
- "Biz zayıf insanlar, yabancı bir yerde ağlamaklı oluyoruz." (Sait Faik Abasıyanık)
-
[sıfat]
Ağlar gibi olan, üzüntülü
- AĞLAYICI
-
-
[isim]
Ölünün ardından ağlamak için para ile tutulan kimse, ağıtçı, yasçı
- "Eskiden tabutlar arkasında para ile tutulmuş ağlayıcılar giderdi." (Falih Rıfkı Atay)
-
[isim]
Ölünün ardından ağlamak için para ile tutulan kimse, ağıtçı, yasçı
- AĞLAŞMAK
-
-
[nsz]
Birlikte ağlamak
- "Onlar, hanım, evlatlık bir türlü birbirlerinden ayrılamayarak karanlıkta ağlaşıyorlardı." (Reşat Nuri Güntekin)
-
[nsz]
Sızlanmak
-
[nsz]
Birlikte ağlamak
- AĞLAKLIK
- ...
- AĞLANMAK
-
-
[nsz]
Ağlama işi yapılmak
- "Atatürk'ün arkasından çok ağlandı."
-
[nsz]
Ağlama işi yapılmak
- AĞLAMALI
-
-
[sıfat]
Ağlayacak gibi olan
- "O içeride kızı dövüyor, biz burada ağlamalı oluyoruz." (Memduh Şevket Esendal)
-
Acıma duygusu uyandıracak durumda olan
-
[sıfat]
Ağlayacak gibi olan
- AĞLATMAK
-
-
[-i]
Ağlamasına yol açmak
-
[-i]
Ağlamasına yol açmak
- AĞLATICI
-
-
[isim]
Ağlamaya yol açan şey
-
[isim]
Ağlamaya yol açan şey
- AĞLATIŞ
-
-
[isim]
Ağlatma işi veya biçimi
-
[isim]
Ağlatma işi veya biçimi
- AĞLANMA
-
-
[isim]
Ağlanmak işi
-
[isim]
Ağlanmak işi
- AĞLASUN
- ...
- AĞLAMAK
-
-
[nsz]
Üzüntü, acı, sevinç, pişmanlık vb.nin etkisiyle gözyaşı dökmek
-
Ağaç budandığında kesilen yerlerden besi suyu veya öz su akmak
-
[-den]
Sızlanmak, yakınmak
- "Utanç ve kahırdan, yumruklarını ısıra ısıra bir zaman ağladı." (Atilla İlhan)
-
[-e]
Bir duruma üzülmek
- "Şu kara bahtıma ağlıyorum."
-
[nsz]
Üzüntü, acı, sevinç, pişmanlık vb.nin etkisiyle gözyaşı dökmek