Sonunda ara olan 7 harfli 22 kelime var. ARA ile biten kelimeler listesini inceleyerek aradığınız kelimeleri bulabilirsiniz. Türkçe araştırmalarınızda, scrabble oyununda bu kelimeleri kullanabilirsiniz. Ayrıca İçinde ara olan kelimeler listesine ya da başında ara olan kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, işlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
A A R Harfleri İle Yazılabilecek Bazı Kelimeler
3 Harfli Kelimeler
ARA
2 Harfli Kelimeler
AR, RA
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- KAPKARA
-
-
[sıfat]
Her yanı kara
- "Dağlar kül rengi bir aydınlığın içinde kapkara yükseliyorlardı." (Tarık Buğra)
-
Kömür gibi kara, simsiyah
- "Gözleri zeytin gibi kapkara mahalle kızı..." (Osman Cemal Kaygılı)
-
[sıfat]
Her yanı kara
- YAYGARA
-
-
[isim]
Gereksiz olarak yüksek sesle bağırıp çağırma
- "Cıyak cıyak bir dudu yaygarası, herkesi yerinden sıçrattı." (Sermet Muhtar Alus)
- "Gün geçmiyor ki evdeki kadınlardan biri, önüne bir ıslak şeker parçası düştüğünü görüp yaygarayı basmasın!" (Reşat Nuri Güntekin)
-
Şikâyet, sızlanma
- "Bizim gazetecilerin bu yaygaraları bence de haklı." (Aka Gündüz)
-
[isim]
Gereksiz olarak yüksek sesle bağırıp çağırma
- ACIKARA
-
-
[isim]
Sık, yuvarlak ve küçük taneli bir çeşit ekşi üzüm
-
[isim]
Sık, yuvarlak ve küçük taneli bir çeşit ekşi üzüm
- MALKARA
- ...
- ÇALPARA
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[isim]
Parmaklara takılıp çalınan zil veya buna benzer ses çıkarıcı araç
- "Bet beniz solmuş, gözler büyümüş, kansız dudaklar aralık, alt üst dişler çalpara gibi birbirine vuruyor." (Hüseyin Rahmi Gürpınar)
-
Açıklarda, kumluk alanlarda yaşayan ve ağları keserek balıkçılara zarar veren bir çeşit çağanoz (Portunus puber)
-
Gemi bordasında, pis suları dışarı akıtıp deniz suyunu, içeri almayan, tulumba içindeki özel kapak
-
[isim]
Parmaklara takılıp çalınan zil veya buna benzer ses çıkarıcı araç
- GARGARA
-
-
[isim]
Su veya ilaçlı sıvı ile ağız veya yutağı başı arkaya atıp solukla da sıvının yutulmasını engelleyerek çalkalama işi
-
Bu maksatla kullanılan ilaçlı sıvı
-
[isim]
Su veya ilaçlı sıvı ile ağız veya yutağı başı arkaya atıp solukla da sıvının yutulmasını engelleyerek çalkalama işi
- MASTARA
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
İletki
-
[isim]
İletki
- TAMZARA
-
-
[isim]
Doğu Anadolu'da, toplu olarak oynanan bir halk oyunu
-
Bu oyunun müziği
-
[isim]
Doğu Anadolu'da, toplu olarak oynanan bir halk oyunu
- FARFARA
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[sıfat]
Çok konuşan
- "Dalmış gülüp konuşmaya yüzlerce farfara / Yorgun kulaklarımda sürerken bu yaygara." (Yahya Kemal Beyatlı)
-
Ağzı kalabalık
-
Yüksek sesle konuşan
-
Çok övünen
-
[sıfat]
Çok konuşan
- MANZARA
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Bakışı, dikkati çeken her şey
-
Görünüş
- "Boğaz'ın ucundan Karadeniz'e bir kapı gibi açılan manzara..." (Hüseyin Rahmi Gürpınar)
-
Konusu bir doğa veya şehir parçası olan resim, gravür veya desen, tablo
-
Durum
- "Bu sade dekor ölümün manzarasını ulvi bir tablo gibi güzelleştirmişti." (Orhan Seyfi Orhon)
-
[isim]
Bakışı, dikkati çeken her şey
- ANAPARA
-
-
[isim]
İşletilen paranın faiz katılmamış bütünü
-
[isim]
İşletilen paranın faiz katılmamış bütünü
- KARKARA
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Uzun bacaklılardan, bataklık bölgelerde yaşayan, kışı sıcak ülkelerde geçiren, başı sorguçlu turna
-
[isim]
Uzun bacaklılardan, bataklık bölgelerde yaşayan, kışı sıcak ülkelerde geçiren, başı sorguçlu turna
- ÇAYKARA
-
-
[isim]
Çay kenarında çıkan göze, kaynak, pınar
-
[isim]
Çay kenarında çıkan göze, kaynak, pınar
- ZIMPARA
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[isim]
Çok sert alümin billurları kapsayan ve aşındırıcı olarak kullanılan doğal kaya
-
[isim]
Çok sert alümin billurları kapsayan ve aşındırıcı olarak kullanılan doğal kaya
- ZAMPARA
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[sıfat]
Sürekli kadın peşinde koşan, kadınlara düşkün (erkek), kadıncıl, keskin, zendost
-
[sıfat]
Sürekli kadın peşinde koşan, kadınlara düşkün (erkek), kadıncıl, keskin, zendost
- MASKARA
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
Eğlendirici, sevimli, güldürücü, sevimli, soytarı, hoş
- "Görseniz ne maskara şey!"
- "Şu kendini bütün memlekete maskara eden münevver züppenin eksik tarafı millî şuurdan başka nedir?" (Orhan Seyfi Orhon)
- "Hazır yemeğe tamah edip insanların maskarası olmanın âlemi var mı?" (Haldun Taner)
-
[isim]
Karnaval maskesi
- "Çocuk bir maskara satın aldı."
-
[isim]
Kirpik boyası, rimel
-
Şerefsiz, onursuz, haysiyetsiz, rezil (kimse)
- "Bırak şu maskarayı."
-
Eğlendirici, sevimli, güldürücü, sevimli, soytarı, hoş
- HUMBARA
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[isim]
Demir veya tunçtan dökülmüş, yuvarlak ve boş olan içine patlayıcı maddeler doldurulup havan topu veya el ile atılan yuvarlak bir tür bomba, kumbara
-
[isim]
Demir veya tunçtan dökülmüş, yuvarlak ve boş olan içine patlayıcı maddeler doldurulup havan topu veya el ile atılan yuvarlak bir tür bomba, kumbara
- HARHARA
- ...
- KUMBARA
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[isim]
Para biriktirmek için kullanılan, bozuk veya kâğıt para atılan deliği olan, metal, toprak, plastikten yapılmış küçük kap
-
Humbara
-
[isim]
Para biriktirmek için kullanılan, bozuk veya kâğıt para atılan deliği olan, metal, toprak, plastikten yapılmış küçük kap
- HONİARA
- ...