Sonunda ara olan 6 harfli 28 kelime var. ARA ile biten kelimeler listesini inceleyerek aradığınız kelimeleri bulabilirsiniz. Türkçe araştırmalarınızda, scrabble oyununda bu kelimeleri kullanabilirsiniz. Ayrıca İçinde ara olan kelimeler listesine ya da başında ara olan kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, işlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
A A R Harfleri İle Yazılabilecek Bazı Kelimeler
3 Harfli Kelimeler
ARA
2 Harfli Kelimeler
AR, RA
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- ZAĞARA
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Yakanın üzerine dikilen kürk
-
[isim]
Yakanın üzerine dikilen kürk
- MADARA
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[sıfat]
Kötü, sevimsiz
-
[sıfat]
Kötü, sevimsiz
- KİTARA
- ...
- EVCARA
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Klasik Türk müziğinde bir makam
-
[isim]
Klasik Türk müziğinde bir makam
- CİGARA
- ...
- KAVARA
-
-
[isim]
Balı alınmış petek
-
Kovanda özellikle kış aylarında arıların yemesi için bırakılan bal
-
[isim]
Balı alınmış petek
- KABARA
-
-
[isim]
Dayanıklılık sağlamak amacıyla, ayakkabıların altına çakılan, yassı ve iri başlı demir çivi
-
Süs olarak odaların ahşap bölümlerine, türlü biçimler yapmak için çakılan iri başlı, sarı çivi
-
Kumaş kaplı mobilyanın kenarındaki şeridin üzerine ara verilmeden çakılan süslü çivi
-
[isim]
Dayanıklılık sağlamak amacıyla, ayakkabıların altına çakılan, yassı ve iri başlı demir çivi
- FUKARA
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[sıfat]
Yoksul, fakir
- "Biriktirdiği bütün parasını sadaka olarak fukaraya verir." (Yahya Kemal Beyatlı)
-
[isim]
Derviş
- "Bir Bektaşi fukarası."
-
Zavallı
- "Bu karışık ve çok fukara bir kumpanyaydı." (Halide Edip Adıvar)
-
[sıfat]
Yoksul, fakir
- MAKARA
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Üzerine iplik, tel, şerit vb. sarılan, kenarları çıkıntılı, ekseni boyunca delik silindir, bobin
- "Dersin ciddiliğine bakmadan koyuverdik makaraları." (Atilla İlhan)
- "Yukarı katta ihtiyar imamla yatalak hasta karısının aşağıdan tamamıyla işitilen kavgalarına dair hikâyelerinin makarasını çözerdi." (Halit Ziya Uşaklıgil)
-
Sürme kapak rayları üzerinde hareket edecek biçimde metal veya plastikten yapılmış değişik tiplerdeki sürme kapak aleti
-
Bir yükün yukarıya kaldırılmasını sağlayan araç
-
Ağır yüklerin kaldırılma ve indirilmesinde kullanılan, birbirine paralel iki veya daha çok tabla arasında dönen, kenarı çepeçevre oluklu tekerlek veya tekerleklerden oluşmuş mekanik alet
-
[isim]
Üzerine iplik, tel, şerit vb. sarılan, kenarları çıkıntılı, ekseni boyunca delik silindir, bobin
- ANKARA
- ...
- MASARA
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Küçük, dar yer veya hücre
- "Adına masara denen ayakyolu gibi taş bir hücreye yatırmışlar." (Reşat Nuri Güntekin)
-
[isim]
Küçük, dar yer veya hücre
- MÜDARA
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Yüze gülme, yüze gülücülük, dost gibi görünme
- "Ateşe düşmüş bir kül olup gittim de ona müdara etmedim." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
-
[isim]
Yüze gülme, yüze gülücülük, dost gibi görünme
- MAĞARA
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Bir yamaca veya kaya içine doğru uzanan, barınak olarak kullanılabilen yer kovuğu, in
- "Şu karşıki dağda derin bir mağara vardır." (Aka Gündüz)
-
Karst bölgelerinde kireç taşlarının erimesiyle oluşan, büyük, birbirine koridorlarla bağlı yer altı kovukları
-
[isim]
Bir yamaca veya kaya içine doğru uzanan, barınak olarak kullanılabilen yer kovuğu, in
- SİGARA
-
Kelime Kökeni : İspanyolca
-
[isim]
İnce kâğıda, kıyılmış tütün sarılarak hazırlanan, silindir biçiminde, ağızdan dumanı çekilen nesne
- "İhtiyar diplomat sigara üstüne sigara yakıyordu." (Ömer Seyfettin)
- "Sigarasını, sık nefeslerle çabuk çabuk içiyordu." (Haldun Taner)
- "Kalın sigarasını sararken onun lafını kesti." (Ömer Seyfettin)
- "Birkaç tane bira çektikten sonra üzerlerine sigarayı tellendirdim mi değme keyfime artık." (Ömer Seyfettin)
-
[isim]
İnce kâğıda, kıyılmış tütün sarılarak hazırlanan, silindir biçiminde, ağızdan dumanı çekilen nesne
- ŞUBARA
- ...
- KAZARA
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[zarf]
Kaza sonucu, yanlışlıkla, bilmeden, kazaen, ezkaza
- "Kazara çarptım herifçioğluna, koyduğu şeytan minarelerinin üstüne kıçüstü düşüverdi." (Sait Faik Abasıyanık)
-
Rastgele, tesadüfen
- "Köşkün kapısından kazara postacı geçse sapsarı kesilirdi." (Ömer Seyfettin)
-
[zarf]
Kaza sonucu, yanlışlıkla, bilmeden, kazaen, ezkaza
- KASARA
-
Kelime Kökeni : İtalyanca
-
[isim]
Geminin baş ve kıç tarafında, asıl güverteden yüksek olan kısa güverte
- "Baş kasarası, kıç kasarası."
-
[isim]
Geminin baş ve kıç tarafında, asıl güverteden yüksek olan kısa güverte
- DUBARA
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[isim]
Oyunda, atılan zarlardan ikisinin de iki benekli yüzünün üste gelmesi
-
Oyun, hile, aldatmaca, düzen
- "İnanma kızım, bu hastalıkta bir dubara var." (Hüseyin Rahmi Gürpınar)
-
[isim]
Oyunda, atılan zarlardan ikisinin de iki benekli yüzünün üste gelmesi
- ASMARA
- ...
- KANARA
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Kesimevi, mezbaha
-
[isim]
Kesimevi, mezbaha