Sonunda anmak olan 9 harfli 112 kelime var. ANMAK ile biten kelimeler listesini inceleyerek aradığınız kelimeleri bulabilirsiniz. Türkçe araştırmalarınızda, scrabble oyununda bu kelimeleri kullanabilirsiniz. Ayrıca İçinde anmak olan kelimeler listesine ya da başında anmak olan kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, işlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
A A K M N Harfleri İle Yazılabilecek Bazı Kelimeler
5 Harfli Kelimeler
AKMAN, ANMAK, KAMAN, KANMA
4 Harfli Kelimeler
AKMA, AMAN, ANAM, ANKA, ANMA, KAMA, KANA, MANA
3 Harfli Kelimeler
AKA, AMA, ANA, KAM, KAN, NAM
2 Harfli Kelimeler
AK, AM, AN, MA
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- TOZLANMAK
-
-
[nsz]
Tozlu olmak, üstüne toz konmak
-
[nsz]
Tozlu olmak, üstüne toz konmak
- ARALANMAK
-
-
[-den]
Biraz açılmak, aralık olmak
- "Dana Efendi can havliyle aralanmış kapıdan fırladı." (Ömer Seyfettin)
-
Gitmek, uzaklaşmak, yanından ayrılmak
-
[-den]
Biraz açılmak, aralık olmak
- SUÇLANMAK
-
-
[nsz]
Suçlama işine konu olmak, itham edilmek
- "Kimse din, vicdan, düşünce ve kanaatlerini açıklamaya zorlanamaz ve bunlardan dolayı suçlanamaz." (Anayasa)
-
[nsz]
Suçlama işine konu olmak, itham edilmek
- KARLANMAK
-
-
[nsz]
Kar ile örtülmek, kar ile kaplanmak
-
Ekranda görüntü siyah beyaz noktalarla kaplanmak
-
[nsz]
Kar ile örtülmek, kar ile kaplanmak
- ÇAVLANMAK
-
-
[nsz]
Gürültüsü çevreye yayılmak
-
Dillere düşmek, şüyu bulmak
-
[nsz]
Gürültüsü çevreye yayılmak
- HARCANMAK
-
-
[nsz]
Harcama işi yapılmak, harcama işine konu olmak
- "Bu işe çok para ve emek harcandı."
-
[nsz]
Harcama işi yapılmak, harcama işine konu olmak
- NALLANMAK
-
-
[nsz]
Nallama işine konu olmak
-
[nsz]
Nallama işine konu olmak
- NAZLANMAK
-
-
[nsz]
Kolayca gönlü olmamak, ısrar beklemek
- "Ara sıra buluşup içer, birbirine nazlanıp türlü lakırtılar söylemekten hoşlanırlar." (Memduh Şevket Esendal)
-
İsteksiz görünmek
-
[nsz]
Kolayca gönlü olmamak, ısrar beklemek
- DIŞLANMAK
-
-
[nsz]
Dışarıda tutulmak, bir yere veya topluluğa alınmamak
-
[nsz]
Dışarıda tutulmak, bir yere veya topluluğa alınmamak
- KOÇLANMAK
-
-
[nsz]
Gelişerek koç durumuna gelmek
-
Koç gibi sert ve atak duruma gelmek, yiğitlenmek
-
[nsz]
Gelişerek koç durumuna gelmek
- YAĞLANMAK
-
-
[nsz]
Yağlama işi yapılmak, yağ sürülmek, yağ konulmak
-
Yağ oluşmak
- "... şişman denilecek kadar etlenmiş, toplanmış, yağlanmış bir hanım var." (Memduh Şevket Esendal)
-
Yağdan kirlenmek
- "... saçlarını taramış, yakası pek yağlanan eski cübbesini değiştirmiş..." (Memduh Şevket Esendal)
-
Yağ sürünmek
- "Ayşe yağlandı. Kispetler giydi." (Ömer Seyfettin)
-
[nsz]
Yağlama işi yapılmak, yağ sürülmek, yağ konulmak
- AŞILANMAK
-
-
[nsz]
Aşılama işine konu olmak
-
[nsz]
Aşılama işine konu olmak
- ASILANMAK
-
-
[-den]
Bir şeyden yarar sağlamak, intifa etmek
-
[-den]
Bir şeyden yarar sağlamak, intifa etmek
- YOLLANMAK
-
-
[nsz]
Yollama işi yapılmak, gönderilmek
-
Bir yere gitmeye başlamak, yürümek
- "Arkadaşlarıyla buluştuğu pastaneye yollandı." (Sait Faik Abasıyanık)
-
[nsz]
Yollama işi yapılmak, gönderilmek
- KAPLANMAK
-
-
[-le]
Kaplama işi yapılmak
-
[-le]
Kaplama işi yapılmak
- PUSLANMAK
-
-
[nsz]
Hava hafif sisli bir durum almak
-
Buğulanmak
- "Zehra'nın gözleri puslanıyor. Uyku mu, kahır mı, acı mı bilinmez." (Atilla İlhan)
-
[nsz]
Hava hafif sisli bir durum almak
- ÇALKANMAK
-
-
[nsz]
Çalkama işine konu olmak
-
Deniz, göl dalgalanmak
- "Bu loş ve serin salonların altında Haliç'in denizliğini unutmuş, uslu suyu çalkanır." (Bedri Rahmi Eyuboğlu)
-
Coşmak
-
Haber, söylenti herkesin ağzında dolaşmak
-
Coşkunluk, hareketlilik içinde bulunmak
- "Herkes, her şey bir bahar sevinci içinde çalkanır durur." (Haldun Taner)
-
[nsz]
Çalkama işine konu olmak
- DALLANMAK
-
-
[nsz]
Dal vermek
- "İş iyice dallanıp budaklanmadan amcayla konuşsam mı acaba?" (Ahmet Ümit)
-
Yayılmak, genişlemek
-
Bir iş, bir sorun karışık, güç bir duruma girmek
-
[nsz]
Dal vermek
- SAPLANMAK
-
-
[-e]
Hızla batmak
- "Ok bacağına saplandı."
-
Batma sonucu hareket edemez olmak, batıp kalmak
- "Dönüşte Zeytinburnu açıklarında kara saplandık." (Yusuf Ziya Ortaç)
-
Bir şeyle ilgisini kesmemek, takılıp kalmak
- "Mistik olmayan felsefe görünüşünde de tamamen H. Spencer'e saplanmış kalmıştı." (Haldun Taner)
-
[-e]
Hızla batmak
- ŞUTLANMAK
- ...