Sonunda anmak olan 8 harfli 45 kelime var. ANMAK ile biten kelimeler listesini inceleyerek aradığınız kelimeleri bulabilirsiniz. Türkçe araştırmalarınızda, scrabble oyununda bu kelimeleri kullanabilirsiniz. Ayrıca İçinde anmak olan kelimeler listesine ya da başında anmak olan kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, işlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi

Harf Sayısına Göre Kelimeler


Kelime bulma makinesi

A A K M N Harfleri İle Yazılabilecek Bazı Kelimeler

5 Harfli Kelimeler

AKMAN, ANMAK, KAMAN, KANMA

4 Harfli Kelimeler

AKMA, AMAN, ANAM, ANKA, ANMA, KAMA, KANA, MANA

3 Harfli Kelimeler

AKA, AMA, ANA, KAM, KAN, NAM

2 Harfli Kelimeler

AK, AM, AN, MA

Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.



Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)

UĞRANMAK

  1. [nsz] Uğrama işi yapılmak

ADLANMAK

  1. [nsz] Kendisine ad verilmek
  2. Kötü ün kazanmak

YIKANMAK

  1. [nsz] Yıkama işi yapılmak veya yıkama işine konu olmak
    • "Çamaşır yıkandı."
  2. Kendi vücudunu yıkamak, banyo yapmak

BUDANMAK

  1. [nsz] Budama işine konu olmak

YAMANMAK

  1. [nsz] Yamalanmak
  2. [nsz] Kötü bir şey veya kimse birinin üstünde kalmak, yük olmak, yükletilmek
    • "Kız o oğlana yamandı. Bu kedi bize yamandı."

SULANMAK

  1. [nsz] Sulama işi yapılmak
    • "Tarla sulandı."
  2. Sulu duruma gelmek
    • "Geceye doğru kar sulanıyor ve gevşiyor." (Atilla İlhan)
  3. Suyu çoğalıp yoğunluğu azalma
    • "Kanı sulandı."
  4. Göz yaşarmak
    • "Otomobilde bir şey kaçtığı için durmadan gözü sulanıp akıyor." (Reşat Nuri Güntekin)
  5. Ciddiyetini, ağırlığını kaybetmek
  6. [-e] İmrendiğini açığa vurmak
    • "Bizim çiçeklere sulandı."
  7. [-e] Birine karşı duyulan cinsel isteği kendisine sezdirmek, yeşillenmek

OYLANMAK

  1. [nsz] Oylama işi yapılmak
    • "... Bakanlar Kurulunun güven isteği, bir tam gün geçtikten sonra oylanır." (Anayasa)

ARLANMAK

  1. [nsz] Utanmak
    • "Ramazan günü alenen meyveli gazoz içmeye arlanmıyor musun?" (Haldun Taner)

DOLANMAK

  1. [-e] Bir şeyin çevresine sarılmak
    • "Kocasının kolu beline bir kobra gibi dolanmış, ince kaburgalarını birbirine geçirecek gibi sıkıyordu." (Halide Edip Adıvar)
    • "Dolap beygirinin en büyük şansı gözlerinin bağlı olmasıdır; böylece aynı çember içinde dolanıp durduğunun farkında olmaz." (Ahmet Ümit)
  2. [nsz] Bir şeyin çevresinde dönmek, gezmek, dolaşmak
    • "Arkadan dolanıp uzaktan gözetleyecekti çeşmeyi." (Çetin Altan)
  3. [nsz] Karışmak, dolaşmak
  4. [-de] Gelişigüzel gezmek
    • "Kızlarının, gelinlerinin evleri arasında dolanıyor, hep evini, komşularını arıyordu." (Necati Cumalı)

OKLANMAK

  1. [nsz] Okla vurulmak

ATLANMAK

  1. [nsz] Ata binmek
  2. At edinmek

SIVANMAK

  1. [nsz] Sıvama işi yapılmak
    • "Harç duvara sıvandı. Çocuğun elleri mürekkeple sıvandı."

YAŞANMAK

  1. [nsz] Yaşama işi yapılmak

KINANMAK

  1. [nsz] Kınama işi yapılmak

OYNANMAK

  1. [nsz] Oynama işine konu olmak
    • "O gece orada ne oynanacağına bakmadan içeri daldılar." (Osman Cemal Kaygılı)
  2. Herhangi biri oynamak

ALLANMAK

  1. [nsz] Allama işi yapılmak
    • "Allanıp pullanıp ne gezersin!"

SINANMAK

  1. [nsz] Sınama işine konu olmak

KAPANMAK

  1. [nsz] Kapalı duruma gelmek
    • "Son basamağı aştığım zaman, babanın kapısı hızla yüzüme kapandı." (Yusuf Ziya Ortaç)
  2. [-e] Dışarı ile ilişiğini kesmek
    • "Rahatça çalışmak istediğim zamanlar buraya kapanırım ve kimse girmesin diye bazen içeriden de kapıyı kilitlerim." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
  3. Çalışamaz, etkinliğini sürdüremez duruma getirilmek
    • "Manzumem çıkmadı ve Rübap kapandı." (Yusuf Ziya Ortaç)
  4. Son verilmek, kesilmek
    • "Arif sustu. Hacı Bey de üstelemedi. Söz de burada kapanmış oldu." (Memduh Şevket Esendal)
  5. [-e] Yüzü, gövdesi bir yere gelecek biçimde eğilmek
    • "Secdeye hamt için değil, güya utandıklarından kapandılar." (Ruşen Eşref Ünaydın)
  6. Tatile girmek
    • "Okullar kapandı."
  7. Yara iyileşmek
  8. Göz kör olmak
    • "Kazadan sonra bir gözü kapandı."
  9. Hava bulutlanmak

DAYANMAK

  1. [-e] Bir yere yaslanmak, kendini dayamak
    • "Odalardan birinde köşeye dayanmış bir adam, sanki sızmış gibi görünüyor." (Memduh Şevket Esendal)
  2. [nsz] Kullanılışı uzun sürmek, dayanıklı olmak
    • "Bu kumaş çok dayandı."
  3. Zarar görmemek, varlığını korumak, hasar görmemek
    • "Bu gemi fırtınaya iyi dayanır."
  4. Birinden, bir şeyden güç almak, güvenmek, istinat etmek
    • "Laikliği korumak için kanun kuvvetine mi, eğitim ve telkin kuvvetine mi dayanmalıyız?" (Falih Rıfkı Atay)
  5. [nsz] Tutunmak, karşı durmak, karşı koymak, mukavemet etmek
    • "Merkezde Akhisar'ın, Bergama'nın da henüz dayandığını öğrendiler." (Necati Cumalı)
  6. Bir şeyin üzerinde kurulmuş olmak
  7. [nsz] Güç bir duruma katlanmak, çekmek, sabretmek, tahammül etmek
    • "Aradan biraz daha geçince kumandan dayanamadı, söze başladı." (Memduh Şevket Esendal)
  8. Varmak, ulaşmak
    • "Bu haber ortalığa yayılır yayılmaz banknotlarını kapan bankaya dayanıyor." (Yusuf Ziya Ortaç)
  9. Bütün gücünü kullanarak bir işi yapmak
    • "İki genç, kırarcasına küreklere dayandılar." (Halikarnas Balıkçısı)
  10. Bir iş sonunda birinin veya bir şeyin üzerinde kalmak
    • "Bu proje sonunda bize dayanacak."
  11. [nsz] Yetişmek, yeter olmak
  12. Hız vermek
    • "Şoför gaza dayandı."

USLANMAK

  1. [nsz] Yadırganan, ayıplanan davranışlardan vazgeçmek, davranışlarına düzen vermek
    • "Deli eniştemiz bir hayli yaşlanmıştı fakat hiç uslanmış değildi." (Abdülhak Şinasi Hisar)
  2. Herhangi bir olaydan ders almak, aklı başına gelmek

Kelime Anlamları Kaynağı : Türk Dil Kurumu Güncel Türkçe Sözlüğü