Sonunda an olan 7 harfli 149 kelime var. AN ile biten kelimeler listesini inceleyerek aradığınız kelimeleri bulabilirsiniz. Türkçe araştırmalarınızda, scrabble oyununda bu kelimeleri kullanabilirsiniz. Ayrıca İçinde an olan kelimeler listesine ya da başında an olan kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, işlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- ARTİZAN
- ...
- İMTİHAN
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Sınav
- "Geniş, perdesiz, kırmızı badanalı bir odanın ta ortasında birinci sınıfı Fransızcadan imtihan ediyorduk ." (Ömer Seyfettin)
-
Güç, direnme, dayanışma gerektiren, sonucunda deneyim kazandıran zor bir durum
-
[isim]
Sınav
- PLASMAN
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Yatırım
-
[isim]
Yatırım
- KAKAVAN
-
-
[sıfat]
Kendini beğenmiş, sevimsiz, düşüncesiz, bilgisiz, budala
-
[sıfat]
Kendini beğenmiş, sevimsiz, düşüncesiz, bilgisiz, budala
- BABAGAN
- ...
- DİDEBAN
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[isim]
Gümrük kolcusu
-
Gözcü, bekçi, nöbetçi, gözetleyici
-
[isim]
Gümrük kolcusu
- EŞOFMAN
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Spor çalışmalarında giyilen, pamuklu veya sentetik kumaştan, iki parçalı giysi
-
[isim]
Spor çalışmalarında giyilen, pamuklu veya sentetik kumaştan, iki parçalı giysi
- CEREYAN
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Bir yöne doğru akma, akış, akıntı
- "Köprünün parmaklığına dayandı, gözlerini Haliç'in kapkara sularına, bu suların cereyanına kaptırdı." (Ercüment Ekrem Talu)
- "Düzbel'de cereyan eden meydan muharebesini İkinci Kılıç Arslan kazandı." (Yahya Kemal Beyatlı)
-
Bir şeyin gelişme, olma durumu
- "En iyisi zorlamamak, işi tabii cereyanına bırakmak." (Refik Halit Karay)
-
Aynı eğilimde olan, aynı görüşü paylaşan kimselerin oluşturduğu hareket
- "Aşırı ırkçılık cereyanlarının yalancı şahidi olarak sahneye çıkarıldı." (Cemil Meriç)
-
Akım
- "Elektrik cereyanı."
-
[isim]
Bir yöne doğru akma, akış, akıntı
- DONATAN
- ...
- İSTİZAN
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Yetki isteme, izin isteme
-
[isim]
Yetki isteme, izin isteme
- GALEYAN
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Kaynama
- "... bir an çalgılar sustu, herkes şaşırmıştı, kimse padişahın birdenbire galeyana gelmesinin sebebini bilmiyordu." (Feridun Fazıl Tülbentçi)
-
Coşma
- "Bu uzvi acı, onu galeyanın son raddesine getirerek ağlattı." (Peyami Safa)
- "Bunu düşündükçe galeyan eden arzusu, can sıkıntısını artırıyordu." (Peyami Safa)
-
Coşku
-
[isim]
Kaynama
- ARGÜMAN
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Delil, kanıt, tanıt
-
Tez, iddia, sav
-
Bir denklem, bir eşitsizlik veya bir gök cisminin hareketine ait herhangi bir elemanın bağlı bulunduğu belli bir değer
-
Bir çıkış kümesinin değişkeni
-
Bir cetvelde diğer bir sayıyı bulmak için yararlanılan sayı
-
[isim]
Delil, kanıt, tanıt
- CAMADAN
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[isim]
Çapraz düğmeli, ipek veya sırma işlemeli bir tür kısa yelek
- "Sırtlarına da çuhadan, dar mı dar bir camadan geçirirler." (Salâh Birsel)
-
Dört köşe yelkenleri boğarak yüzeylerini küçültme işi
-
[isim]
Çapraz düğmeli, ipek veya sırma işlemeli bir tür kısa yelek
- İKTİRAN
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Yaklaşma
- "Konferansın müspet bir neticeye iktiran etmemiş olduğu malumunuzdur." (Atatürk)
-
Bir yere ulaşma, erişme
-
[isim]
Yaklaşma
- FAŞİZAN
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
Faşist eğilimli
-
Faşist eğilimli
- DEKADAN
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
XIX. yüzyıl sonlarında Fransa'da natüralistlere karşı çıkan sembolizm akımına öncülük etmiş olan sanatçı
- "Fakat son zamanlarda zuhur eden sembolist yahut dekadan edebiyatlar terbiye noktainazarından muzır amillerdendir." (Ziya Gökalp)
-
[isim]
XIX. yüzyıl sonlarında Fransa'da natüralistlere karşı çıkan sembolizm akımına öncülük etmiş olan sanatçı
- CEVELAN
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Dolaşma, dolanma, gezinme, gezinti
- "Atlarla, arabalarla yapılan bu cevelan, Tünel meydanından Şişli'ye değin uzanır." (Salâh Birsel)
-
[isim]
Dolaşma, dolanma, gezinme, gezinti
- BORAZAN
-
Kelime Kökeni : Türkçe
-
[isim]
Üfleyerek çalınan, perdesiz çalgı, boru
-
Bu boruyu çalan kimse
- "Borazanları alayın önünde topluyorlar." (Ömer Seyfettin)
-
[isim]
Üfleyerek çalınan, perdesiz çalgı, boru
- ÇALIŞAN
- ...
- KARAVAN
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Bir otomobilin arkasına takılan, hem taşıt hem konut olarak kullanılan üstü kapalı araç
-
[isim]
Bir otomobilin arkasına takılan, hem taşıt hem konut olarak kullanılan üstü kapalı araç