Sonunda an olan 6 harfli 199 kelime var. AN ile biten kelimeler listesini inceleyerek aradığınız kelimeleri bulabilirsiniz. Türkçe araştırmalarınızda, scrabble oyununda bu kelimeleri kullanabilirsiniz. Ayrıca İçinde an olan kelimeler listesine ya da başında an olan kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, işlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- DÜKKAN
- ...
- MİHMAN
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[isim]
Konuk
- "Bir gece yanında mihman olduğum / Sabah oldu deyi kaldırdın beni." (Halk türküsü)
-
[sıfat]
Kalıcı
- "Tren en aşağı yarın sabaha kadar burada mihmandır." (Reşat Nuri Güntekin)
-
[isim]
Konuk
- TAHRAN
- ...
- DÜŞMAN
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[isim]
Birinin kötülüğünü isteyen, ondan nefret eden, ona zarar vermeye çalışan kimse, yağı, hasım, dost karşıtı
- "Ben ki dans salonlarına, barlara düşman bir adamımdır." (Sait Faik Abasıyanık)
- "Hele ihtiyarlıkta yatağa düşmek, düşman başına." (Atilla İlhan)
- "Şu dakika yalnız bu memleketin değil, bütün insanlığın düşmanı kesilmişti." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
-
Birbirleriyle savaşan devletler ve bu devletlerin asker, sivil bütün uyrukları
- "Her sokak düşmanlarla doluyken o, sevinçli sevinçli şarkı söylüyor." (Aka Gündüz)
-
Aralarında birbirleriyle çatışmaya varacak ölçüde anlaşmazlık olan taraflar
- "Dostumuza güvenmeyelim de düşmanımıza mı güvenelim?" (Bedri Rahmi Eyuboğlu)
-
[sıfat]
Bir şeyin yaşamasına, barınmasına engel olan (güç, tutum vb.)
-
Bir şeyi büyük ölçüde kullanıp tüketen kimse
- "Ekmek düşmanı."
-
Bazı şeylerden nefret eden, tiksinen kimse
- "İçki düşmanı."
-
[isim]
Birinin kötülüğünü isteyen, ondan nefret eden, ona zarar vermeye çalışan kimse, yağı, hasım, dost karşıtı
- LAVMAN
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Radyolojik araştırma için kalın bağırsağı anüs yoluyla özel ilaçlı su fışkırtarak boşaltma
-
Bu iş için kullanılan alet ve sıvı
-
[isim]
Radyolojik araştırma için kalın bağırsağı anüs yoluyla özel ilaçlı su fışkırtarak boşaltma
- ATAMAN
-
-
[isim]
Rus Kazakların başbuğuna verilen unvan
-
[isim]
Rus Kazakların başbuğuna verilen unvan
- BÜHTAN
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Kara çalma, iftira
-
[isim]
Kara çalma, iftira
- SÜBYAN
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Çocuklar
-
[isim]
Çocuklar
- PROPAN
- ...
- YAYVAN
-
-
[sıfat]
Eni boyundan ve derinliğinden çok olan, basık ve geniş
- "İki katlı yayvan bir evdi." (Memduh Şevket Esendal)
-
[sıfat]
Eni boyundan ve derinliğinden çok olan, basık ve geniş
- KAPTAN
-
Kelime Kökeni : İtalyanca
-
[isim]
Gemi yönetimiyle ilgili en yüksek görevli
- "Raşit çocuk Denizyolları vapurlarından birinde kaptandı." (Reşat Nuri Güntekin)
-
Takım oyunlarında takımı temsil eden kimse
-
Kaptan pilot
-
Yolcu otobüsü sürücüsü
-
Balkanlarda çete savaşı yapan milis gücünde çarpışan kimse, efe
- "Yaşar Kaptan dedikleri bir sarı yılan / Kayalar kadısını durdurur divan." (Halk türküsü)
-
[isim]
Gemi yönetimiyle ilgili en yüksek görevli
- KATRAN
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Organik maddelerden kuru damıtma yoluyla elde edilen, sıvı yağ kıvamında, kara renkte, ağır, is kokulu, suda erimeyen bir madde
- "Gece karanlığından daha kesif, katran gibi karanlık bir mübarek daire..." (Hüseyin Rahmi Gürpınar)
-
[isim]
Organik maddelerden kuru damıtma yoluyla elde edilen, sıvı yağ kıvamında, kara renkte, ağır, is kokulu, suda erimeyen bir madde
- BUHRAN
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Bunalım, bunluk, kriz
- "Üç gecedir gelmiyor, o kadar buhran içindeyim ki." (Peyami Safa)
-
[isim]
Bunalım, bunluk, kriz
- VİCDAN
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Kişiyi kendi davranışları hakkında bir yargıda bulunmaya iten, kişinin kendi ahlak değerleri üzerine dolaysız ve kendiliğinden yargılama yapmasını sağlayan güç
- "Tüm insanlar dünyaya, kafa ve yüreklerinde bir iç mahkeme ile gelirler. Bunun adına vicdan denir." (Aydın Boysan)
-
[isim]
Kişiyi kendi davranışları hakkında bir yargıda bulunmaya iten, kişinin kendi ahlak değerleri üzerine dolaysız ve kendiliğinden yargılama yapmasını sağlayan güç
- BURHAN
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Kanıt
-
Belgit
-
[isim]
Kanıt
- DERMAN
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[isim]
Güç, takat, mecal
- "Çok uzak yerlerden geldim, ayaklarımın dermanı kesildi." (Aka Gündüz)
-
İlaç
-
Çıkar yol, çare
-
[isim]
Güç, takat, mecal
- HARRAN
- ...
- LOJMAN
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Bir kuruluş ve iş yerinde çalışanlara parasız veya az bir kira karşılığında verilen konut
-
[isim]
Bir kuruluş ve iş yerinde çalışanlara parasız veya az bir kira karşılığında verilen konut
- RIHDAN
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[isim]
Yazı kurutmak için kullanılan özel kumun konduğu üzeri delikli kap
-
[isim]
Yazı kurutmak için kullanılan özel kumun konduğu üzeri delikli kap
- DUAHAN
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Dua okuyucu
-
[isim]
Dua okuyucu