Sonunda an olan 5 harfli 159 kelime var. AN ile biten kelimeler listesini inceleyerek aradığınız kelimeleri bulabilirsiniz. Türkçe araştırmalarınızda, scrabble oyununda bu kelimeleri kullanabilirsiniz. Ayrıca İçinde an olan kelimeler listesine ya da başında an olan kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, işlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi

Harf Sayısına Göre Kelimeler


Kelime bulma makinesi

Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.



Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)

KOÇAN

  1. [isim] Marul, lahana vb. sebzelerde yaprakların çıktığı sert gövde
  2. Mısırın tanelerini taşıyan, üzeri yaprakla sarılı, püsküllü meyvesi
  3. Mısırın taneleri atıldıktan sonra kalan sert bölüm
  4. Defter biçimindeki makbuz ve biletlerin zımbalı bölümü koparıldıktan sonra cilde bağlı kalan parçası
    • "Makbuz koçanı."
  5. Belge, izin belgesi
    • "Kafa koçanı."
  6. Tapu senedi
    • "Cebinde de otuz dönümlük bir tütün koçanı vardı." (Necati Cumalı)

ALKAN

Kelime Kökeni : Fransızca

  1. [isim] Doymuş alifatik hidrokarbonların genel adı, parafin

VİRAN

Kelime Kökeni : Farsça

  1. [sıfat] Yıkık, harap
    • "İleriye baktı; harabe. Şu tarafa baktı. Viran bir kemer." (Aka Gündüz)
    • "Yunus Emre'm bunu söyler, aşkın deryasını boylar / Şol yüce köşkler, saraylar viran olur kalır bir gün." (Yunus Emre)

YAMAN

  1. [sıfat] Güç, etki veya beceri bakımından alışılmışın üzerinde olan (kimse)
    • "Sen yaman bir inkılapçı olacaksın Yıldız." (Aka Gündüz)
  2. Kötü, korkulan (kimse)
  3. Alışılmadık, olağanın dışında
    • "Köhne çatısı yaman bir gürültü ile birdenbire sarsıldı." (Ercüment Ekrem Talu)

SAVAN

  1. [isim] Pamuk ipliğinden yapılan kalınca kilim
  2. Yaygı, örtü

TUMAN

  1. [isim] Don, şalvar

TUFAN

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Nuh Peygamber zamanında yağan ve bütün dünyayı su altında bırakan şiddetli yağmur
  2. Şiddetli yağmur
  3. Çok yoğun veya şiddetli şey
    • "Bu heyecan tufanı içinde hiçbir muayyen şekli göremiyordu." (Ömer Seyfettin)

ZİYAN

Kelime Kökeni : Farsça

  1. [isim] Zarar
    • "Ziyanımız, ölçülere sığmayacak kadar büyüktür." (Ruşen Eşref Ünaydın)
    • "Ah budala kız, gençliğinin kıymetini bilmiyorsun, güzelliğini ziyan ediyorsun." (Sermet Muhtar Alus)
    • "Bence ziyan olmuş, eski deyimiyle heder olmuş bir değerdir." (Haldun Taner)
    • "Biraz çabuk işe girişmiş olacağız ama ziyanı yok, diye düşündü." (Samim Kocagöz)

BAKAN

  1. [isim] Hükûmet işlerinden birini yönetmek için, genellikle milletvekilleri arasından, başbakan tarafından seçilerek cumhurbaşkanınca onaylandıktan sonra işbaşına getirilen yetkili, vekil, nazır
    • "O sadece iyi bir bayındırlık bakanıdır." (Falih Rıfkı Atay)

KOZAN
...
SAHAN

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] İçinde yemek ısıtılan veya yumurta gibi şeyler pişirilen, derinliği az metal kap
  2. Derinliği az olan kap
    • "Büyük bir bakır sahan içinde tarhana çorbası vardı." (Necati Cumalı)

SIÇAN

  1. [isim] Sıçangillerden, fareden iri, zararlı birçok türü bulunan kemirgen, memeli hayvan (Rattus)
    • "Bir zamanlar hazinemiz tamtakırdı, sıçan düşse başı yarılırdı." (Talât Halman)
  2. Küçük yaştaki hırsız

İHVAN

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Yakın dostlar, arkadaşlar
  2. Aynı okul veya tarikattan olan kimseler

KEŞAN
...
DEKAN

Kelime Kökeni : Almanca

  1. [isim] Üniversitelerde bir fakültenin yönetiminden sorumlu profesör

İMKAN
...
İNTAN

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Mikroptan ileri gelen hastalık
    • "Yaranın intan ile karışması sizi fazla zayıf düşürmüş." (Reşat Nuri Güntekin)
  2. Kokuşma, kötü kokma

KEMAN

Kelime Kökeni : Farsça

  1. [isim] Dört telli, çenenin altına dayayarak çalınan yaylı saz
    • "Açık sarı saçlı, zayıf bir kadın keman çalıyordu." (Ömer Seyfettin)
  2. Yay

SOĞAN

  1. [isim] Zambakgillerden, yemeklere tat vermek için yumrusu ve yeşil yaprakları kullanılan güzel kokulu bitki (Allium cepa)
  2. Çiğdem, lale, zambak, sarımsak vb. bitkilerin toprak altındaki yumru kökü

YAVAN

  1. [sıfat] Yağı az
    • "Yavan yemek."
  2. Katıksız
    • "Birçok günler yavan ekmek bile bulamaz." (Falih Rıfkı Atay)
  3. Hoşa gitmeyen, tatsız
    • "Hayatları gerçekten yavan ve dayanılmaz bir sıkıntıyla sonuçlanır." (Halide Edip Adıvar)
  4. Görgüsüz, bilgisiz

Kelime Anlamları Kaynağı : Türk Dil Kurumu Güncel Türkçe Sözlüğü