Sonunda an olan 5 harfli 159 kelime var. AN ile biten kelimeler listesini inceleyerek aradığınız kelimeleri bulabilirsiniz. Türkçe araştırmalarınızda, scrabble oyununda bu kelimeleri kullanabilirsiniz. Ayrıca İçinde an olan kelimeler listesine ya da başında an olan kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, işlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi

Harf Sayısına Göre Kelimeler


Kelime bulma makinesi

Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.



Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)

MEYAN

  1. [isim] Meyan kökü

BAYAN

  1. [isim] Kadınların ad veya soyadlarının önüne getirilen saygı sözü
    • "Bayan İnci."
  2. Kadın
    • "Bir bayan geldi."
  3. Eş, karı
    • "Süleyman Bolluk da bayanın sımsıkı koluna girmişti." (Halide Edip Adıvar)
  4. [ünlem] Kadınlara bir seslenme sözü
    • "Bayan! Kimi aradınız?"

HAZAN

Kelime Kökeni : Farsça

  1. [isim] Güz, sonbahar
    • "Teselliden nasibim yok hazan ağlar baharımda." (Mehmet Akif Ersoy)

TİRAN

Kelime Kökeni : Fransızca

  1. [isim] Eski Yunan'da siyasal gücü zorla ele geçiren, onu kötüye kullanan kimse
  2. [sıfat] Acımasız, gaddar, despot

KOLAN

  1. [isim] At, eşek vb. hayvanların semerini veya eyerini bağlamak için göğsünden aşırılarak sıkılan yassı kemer
    • "Adam döndü, beygirinin semerini almak için kolanını çözmeye başladı." (Necati Cumalı)
    • "Bana bak, Ali Çavuş, biz kimseyi soymuyoruz. Onlar kolan çekiyorlar, kolan çekmek nedir be? Dans etmekten farkı ne ki?" (Sait Faik Abasıyanık)
    • "Bu salıncağın dibindeki tahtaya iki kız çıkmışlar, hafif hafif kolan vuruyorlardı." (Osman Cemal Kaygılı)
  2. Dokuma, deri, kenevir vb. maddelerden yapılan yassı ve enlice bağ
  3. Yünden veya iplikten yapılmış, üzeri işli ince kuşak

PİYAN

Kelime Kökeni : Fransızca

  1. [isim] Mantara benzeyen kabarcıklarla ortaya çıkan, ciltte yaralar yapan, bulaşıcı sıcak bölge hastalığı

YUNAN
...
AZMAN

  1. [sıfat] Aşırı gelişmiş
    • "Adam azmanı."
  2. Azma
    • "Kurt azmanı bir köpek."
  3. [isim] Kerestelik tomruk

VATAN

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Yurt
    • "Eğil de kulak ver, bu sessiz yığın / Bir vatan kalbinin attığı yerdir." (Ncmettin Halil Onan)
    • "Vatan tutup bu yerlerde kalınmaz / İlleri var bizim ile benzemez." (Karacaoğlan)

KOZAN
...
METAN

Kelime Kökeni : Fransızca

  1. [isim] Çürümekte olan karbonlu maddelerden çıkan, havada sarı bir alevle yanan, renksiz bir gaz, bataklık gazı (CH4)

TUMAN

  1. [isim] Don, şalvar

TABAN

  1. [isim] Ayağın alt yüzü, aya
    • "Her akşam gazete başına kırk para kazanmak için şehrin dört bir köşesinden buraya kadar taban tepmek..." (Reşat Nuri Güntekin)
    • "Boyları bosları bile taban tabana zıttı." (Haldun Taner)
    • "Haydi bakalım, tabana kuvvet!"
    • "Sanki yerden taş aldığımı, hayır eğildiğimi görmüş gibi tabana kuvvet kaçıyor." (Sait Faik Abasıyanık)
  2. Üstü kapalı bir yerin gezinilen, ayakla basılan yüzü, tavan karşıtı
    • "En iyisi, çantayı da tabancayı da atıp tabanları yağlamaktı." (Tarık Buğra)
  3. Ayakkabının alt bölümü
  4. Kaide
  5. Bir şeyin en alt bölümü
  6. Değerlendirmede en alt derece
  7. Bir toplumu, bir kuruluşu oluşturan, yönetime katılmadan etkili olan kitle
    • "Partinin tabanının istekleri doğrultusunda..."
  8. Temel, temel ilke, baz
  9. Bir ırmağın en derin olan orta yeri
  10. Dikey duran direk, çubuk, seren vb.nin alt bölümü
  11. Bir cismin veya bir biçimin yüksekliğini ölçmek için aşağıdan yukarıya doğru başlama noktası olarak alınan yüzey veya çizgi, kaide
    • "Piramidin tabanı. Üçgenin tabanı."
  12. Tarlanın düz ve verimli kesimi
  13. Kılıç vb. yapımında kullanılan iyi cins demir

ALYAN

Kelime Kökeni : İngilizce

  1. [isim] Cıvataları çıkarıp takmaya yarayan, altıgen kesitli, L biçiminde alet

CANAN

Kelime Kökeni : Farsça

  1. [isim] Gönülden sevilen, gönül verilmiş olan kadın, sevgili
    • "Canı canan dilemiş vermemek olmaz ey dil." (Fuzulî)
  2. Tasavvufta Tanrı
    • "Yunus ver canını Hak yoluna / Can vermeyince canan bulunmaz." (Yunus Emre)

KAŞAN

  1. [isim] Hizmet veya binek hayvanları durup işeme

YAMAN

  1. [sıfat] Güç, etki veya beceri bakımından alışılmışın üzerinde olan (kimse)
    • "Sen yaman bir inkılapçı olacaksın Yıldız." (Aka Gündüz)
  2. Kötü, korkulan (kimse)
  3. Alışılmadık, olağanın dışında
    • "Köhne çatısı yaman bir gürültü ile birdenbire sarsıldı." (Ercüment Ekrem Talu)

İRFAN

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Bilme, anlama, sezme
    • "Zira onun irfan seviyesi hakkında malumatım pek azdır." (Refik Halit Karay)
  2. Gerçeğe ulaştırıcı güçlü seziş, varış, varışlılık
  3. Kültür

SAVAN

  1. [isim] Pamuk ipliğinden yapılan kalınca kilim
  2. Yaygı, örtü

YARAN
...
Kelime Anlamları Kaynağı : Türk Dil Kurumu Güncel Türkçe Sözlüğü