Sonunda an olan 5 harfli 159 kelime var. AN ile biten kelimeler listesini inceleyerek aradığınız kelimeleri bulabilirsiniz. Türkçe araştırmalarınızda, scrabble oyununda bu kelimeleri kullanabilirsiniz. Ayrıca İçinde an olan kelimeler listesine ya da başında an olan kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, işlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- ÇİGAN
- ...
- CİVAN
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[isim]
Yakışıklı genç erkek veya genç kadın
- "Henüz on yedi yaşında pembe, beyaz, saf, masum bir civandı." (Ömer Seyfettin)
-
[sıfat]
Genç ve yakışıklı
- "Handan gibi civan bir kız verir de içilmez mi?" (Memduh Şevket Esendal)
-
[isim]
Yakışıklı genç erkek veya genç kadın
- YARAN
- ...
- ALKAN
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Doymuş alifatik hidrokarbonların genel adı, parafin
-
[isim]
Doymuş alifatik hidrokarbonların genel adı, parafin
- ÇOBAN
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[isim]
Koyun, keçi, sığır, manda sürülerini otlatan kimse
- "Çoban kaval çaldı sordu bülbüle / Sürülerim hani, ovam nerede?" (Ziya Gökalp)
-
[isim]
Koyun, keçi, sığır, manda sürülerini otlatan kimse
- CİHAN
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[isim]
Evren
- "Yunus gibi yüzü kara, cihana gelmiş var mıdır?" (Yunus Emre)
-
Dünya
- "Yurtta sulh, cihanda sulh." (Atatürk)
-
[isim]
Evren
- KAPAN
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Bazı hayvanları yakalamak için kullanılan, hayvanın ayağının değmesiyle işleyen tuzak
- "Onlar beni kapana koyacaklarını sanadursunlar." (Refik Halit Karay)
- "İçindekiler kendilerini ayaklarıyla bir kapana kıstırmışlardır." (Reşat Nuri Güntekin)
- "Fikirlerindeki çelişmeyi belirtip adamı kıskıvrak bir kapana sıkıştırır." (Haldun Taner)
-
Düzen, hile
-
[isim]
Bazı hayvanları yakalamak için kullanılan, hayvanın ayağının değmesiyle işleyen tuzak
- MEYAN
-
-
[isim]
Meyan kökü
-
[isim]
Meyan kökü
- YALAN
-
-
[isim]
Aldatmak amacıyla bilerek ve gerçeğe aykırı olarak söylenen söz, kıtır
- "Yalanı en güzel kullanmış olanlar eski şarklılardır." (Ahmet Haşim)
- "Yalanını yakalamış gibi başını salladı. -Ya o mukaddes sular? Onlara ne diyeceksiniz azizim?" (Ömer Seyfettin)
-
[sıfat]
Gerçek olmayan, asılsız, uydurma
-
[isim]
Aldatmak amacıyla bilerek ve gerçeğe aykırı olarak söylenen söz, kıtır
- AKMAN
-
-
[sıfat]
Bozulmamış, saf, temiz
-
[sıfat]
Bozulmamış, saf, temiz
- ÇAYAN
-
-
[isim]
Akrep, yılan, çıyan, kırkayak vb. zehirli hayvan
-
[isim]
Akrep, yılan, çıyan, kırkayak vb. zehirli hayvan
- DEKAN
-
Kelime Kökeni : Almanca
-
[isim]
Üniversitelerde bir fakültenin yönetiminden sorumlu profesör
-
[isim]
Üniversitelerde bir fakültenin yönetiminden sorumlu profesör
- TALAN
-
-
[isim]
Dağıtma
- "Her uğradığı yerde çarşılar talandan geçer." (Falih Rıfkı Atay)
-
[isim]
Dağıtma
- KOZAN
- ...
- BÜTAN
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Metal bidonlar içinde az bir basınç altında sıvılaşan, yakıt olarak yararlanılan HC formülündeki hidrokarbür gazı
-
[isim]
Metal bidonlar içinde az bir basınç altında sıvılaşan, yakıt olarak yararlanılan HC formülündeki hidrokarbür gazı
- TUFAN
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Nuh Peygamber zamanında yağan ve bütün dünyayı su altında bırakan şiddetli yağmur
-
Şiddetli yağmur
-
Çok yoğun veya şiddetli şey
- "Bu heyecan tufanı içinde hiçbir muayyen şekli göremiyordu." (Ömer Seyfettin)
-
[isim]
Nuh Peygamber zamanında yağan ve bütün dünyayı su altında bırakan şiddetli yağmur
- ZİYAN
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[isim]
Zarar
- "Ziyanımız, ölçülere sığmayacak kadar büyüktür." (Ruşen Eşref Ünaydın)
- "Ah budala kız, gençliğinin kıymetini bilmiyorsun, güzelliğini ziyan ediyorsun." (Sermet Muhtar Alus)
- "Bence ziyan olmuş, eski deyimiyle heder olmuş bir değerdir." (Haldun Taner)
- "Biraz çabuk işe girişmiş olacağız ama ziyanı yok, diye düşündü." (Samim Kocagöz)
-
[isim]
Zarar
- ALYAN
-
Kelime Kökeni : İngilizce
-
[isim]
Cıvataları çıkarıp takmaya yarayan, altıgen kesitli, L biçiminde alet
-
[isim]
Cıvataları çıkarıp takmaya yarayan, altıgen kesitli, L biçiminde alet
- İHSAN
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
İyilik etme, iyi davranma
- "Allah bir de kız çocuk ihsan etseydi, bu ismi verecektim." (Refik Halit Karay)
-
Bağışlama, bağışta bulunma
-
Bağışlanan şey, kayra, lütuf, inayet, atıfet
- "Bu paşanın parmaklarını yakan ilk ihsan kesesi oldu." (Halide Edip Adıvar)
-
Karşılık beklemeden yapılan yardım, iyilik
-
[isim]
İyilik etme, iyi davranma
- İSKAN
- ...