Sonunda an olan 4 harfli 23 kelime var. AN ile biten kelimeler listesini inceleyerek aradığınız kelimeleri bulabilirsiniz. Türkçe araştırmalarınızda, scrabble oyununda bu kelimeleri kullanabilirsiniz. Ayrıca İçinde an olan kelimeler listesine ya da başında an olan kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, işlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi

Harf Sayısına Göre Kelimeler


Kelime bulma makinesi

Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.



Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)

EMAN

Kelime Kökeni : Fransızca

  1. [isim] Radyoaktif cisimlerde ölçü birimi

OĞAN
...
İRAN
...
ASAN
...
ULAN

  1. [ünlem] Ey
    • "Ulan, bizim sokak çocukları ne insan şeyler be!" (Memduh Şevket Esendal)
  2. Öfke ve nefret anlatan bir seslenme sözü
    • "Uşaktım ulan ne olacak, dediği zaman kimse sesini çıkarmazdı." (Sait Faik Abasıyanık)

İZAN

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Anlayış, anlama yeteneği

KLAN

Kelime Kökeni : Fransızca

  1. [isim] Boy (II)
    • "Belli bir klandan olan, o klanın geleneklerine göre davranmaktan başka türlüsünü düşünemezdi." (Melih Cevdet Anday)

İMAN

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] İnanç
    • "Ben bu devreyi geçirinceye kadar imanım gevremiştir." (Sait Faik Abasıyanık)
  2. Güçlü inanç, inan
    • "Kalpleri vatan aşkı ve imanı ile doluydu." (Hüseyin Cahit Yalçın)
    • "Onun özveri, alçak gönüllülük taşan yüzünü görünce hayatın sadece bir para çekişmesi olmadığına iman getirir, ferahlardınız." (Haldun Taner)
    • "Müslüman olmadan varmayacağını anlayınca kırkyıllık kart gâvuru imana getirdi." (Halide Edip Adıvar)

YUAN
...
AJAN

Kelime Kökeni : Fransızca

  1. [isim] Bir devlet veya kuruluşun gizli amaçları için çalışan kimse, casus, dil avcısı, çaşıt
  2. Bir kimsenin, bir ortaklığın veya bir devletin bazı işlerini yapan kimse, temsilci

ALAN

  1. [isim] Düz, açık ve geniş yer, meydan, saha
  2. Orman içinde düz ve ağaçsız yer, düzlük, kayran
  3. Yüz ölçümü
  4. Eski Roma'da açık hava gösterisi yapılan geniş yer
  5. Bir çalışma çevresi
    • "Sanat kapalı bir alan değildir; sanat eseri herkes için, bütün toplum için yaratılır." (Nurullah ataç)
  6. İçinde birtakım kuvvet çizgilerinin yayılmış bulunduğu varsayılan uzay parçası
    • "Yer çekimi alanı. Mıknatıs alanı. Elektrik alanı."
  7. Bir alıcı merceğinin net bir görüntü sağlayabildiği derinlik ve genişliğin bütünü
  8. Yarışmaların, karşılaşmaların ve oyunların yapıldığı yer, saha

AYAN

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [sıfat] Belli, açık
    • "Onun duru aydınlığında alın yazımızın en çapraşık satırları, bize, birdenbire ayan oluverir." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)

OZAN

  1. [isim] Sazla şiirler söyleyen halk şairi, âşık
    • "Oralarda âşıklar, halkı coşturmak için ozanların kopuzlarını çalıyorlar." (Orhan Seyfi Orhon)
  2. Şiir yazan kimse, şair

ORAN

  1. [isim] Büyüklük, nicelik, derece bakımından iki şey arasında veya parça ile bütün arasında bulunan bağıntı, nispet
    • "Dini, dili ne olursa olsun her insan doğup büyüdüğü, ekmeğini kazandığı toprak üstünde korkusuz, güven altında yaşadığı oranda kendini mutlu duyuyordu." (Necati Cumalı)
  2. İki şeyin birbirini tutması, karşılıklı uygunluk, tenasüp
  3. Akıl yoluyla gerçeğe yakın olduğuna inanılarak verilen yargı, tahmin
  4. İki büyüklük, iki nicelik arasındaki bağıntı
    • "Üçün sekize oranı."

EZAN

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Müslümanlıkta namaz vaktini bildirmek için müezzinin yüksek sesle yaptığı çağrı
    • "Emirgân Camiinden yankılanan sabah ezanını duydular." (Atilla İlhan)

URAN

  1. [isim] Teknik, sanayi, endüstri

AÇAN

  1. [isim] Oynak kemiklerin arasındaki açıları genişletmeye yarayan kasların genel adı, büken karşıtı

İNAN

  1. [isim] İnanma işi
    • "İnan olsun, ben bunu biliyordum."
    • "Gazeteciler mübalağacıdırlar, sözlerine pek inan olmaz." (Abdülhak Şinasi Hisar)
  2. Bir kimse veya şeyin doğruluğunu, büyüklüğünü ve gücünü sarsılmaz bir duygu ile benimseme, iman, itikat
    • "... kendi paylarına düşen fedakârlığı, devlet, millet uğrunda inanla, güvenle, umutla bir daha tazeliyorlardı." (Ruşen Eşref Ünaydın)

AMAN

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [ünlem] (ama:n) Yardım istenildiğini anlatan bir söz
    • "Aman Allahım!"
    • "Galiba bu sene soğuk aman dedirtecek." (Refik Halit Karay)
    • "Evi satacakmışsın, aman derim!"
    • "Teslim olan halka aman vererek hepsini evlerine yolladı." (Falih Rıfkı Atay)
  2. Bir suçun bağışlanmasının istendiğini anlatan bir söz
    • "Aman, bir daha yapmam!"
  3. Usanç ve öfke anlatan bir söz
    • "Aman bırak beni! Aman, bu laflardan da bıktık!"
  4. Rica anlatan bir söz
    • "Aman, acele etmeli, vakit geçiyor." (Sait Faik Abasıyanık)
  5. Dikkat çekmek için kullanılan bir söz
    • "Aman, çocuğa iyi bakın!"
  6. Çok beğenmeyi anlatan bir söz: Aman ne güzel şey! Bu anlamda kullanıldığında buna da edatı da getirilebilir
    • "Aman da ne güzel şey!"
  7. Şaşma anlatan bir söz
    • "Aman efendim, bana öyle şeyler söyledi ki donakaldım."

PUAN

Kelime Kökeni : Fransızca

  1. [isim] Çeşitli sporlarda kullanılan ölçüsü ve değeri değişken birim
  2. Genellikle test biçimindeki sınavlarda cevaplandırılacak soruların sayı olarak değeri veya cevaplayanın başarı değeri
  3. Kumaşlardaki benek, nokta

Kelime Anlamları Kaynağı : Türk Dil Kurumu Güncel Türkçe Sözlüğü