Sonunda amet olan 20 kelime var. AMET ile biten kelimeler listesini inceleyerek aradığınız kelimeleri bulabilirsiniz. Türkçe araştırmalarınızda, scrabble oyununda bu kelimeleri kullanabilirsiniz. Ayrıca İçinde amet olan kelimeler listesine ya da başında amet olan kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, işlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi

Harf Sayısına Göre Kelimeler

9 Harfli Kelimeler

İSTİKAMET

8 Harfli Kelimeler

MERHAMET

7 Harfli Kelimeler

CESAMET, FEHAMET, KERAMET, KIYAMET, MELAMET, NEDAMET, SAKAMET, SELAMET, VAHAMET

6 Harfli Kelimeler

AKAMET, ALAMET, AZAMET, İKAMET, İMAMET, ŞEAMET, ZEAMET

5 Harfli Kelimeler

GAMET, KAMET


Kelime bulma makinesi

A E M T Harfleri İle Yazılabilecek Bazı Kelimeler

4 Harfli Kelimeler

META, TEMA

3 Harfli Kelimeler

ATE, MAT, MET, TAM, TEM

2 Harfli Kelimeler

AM, AT, EM, ET, MA, ME, TA, TE

Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.



Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)

İSTİKAMET

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Doğrultu
    • "Arkaya baka baka, yere yuvarlanmaksızın, istenilen istikamette kaç adım gidilebilir?" (Ahmet Haşim)
    • "Son otuz senede tarihe nasıl bir istikamet verdiğimizi görüyorum." (Yahya Kemal Beyatlı)

MERHAMET

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Bir kimsenin veya bir başka canlının karşılaştığı kötü durumdan dolayı duyulan üzüntü, acıma
    • "Ömrümde hiç kimseye bu kadar saf ve derin merhamet duymamıştım." (Peyami Safa)

SELAMET

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Esen olma durumu, esenlik
  2. Her türlü korku, tasa ve tehlikeden uzak, güvende olma durumu
    • "İki şimşek çakıp bir gök gürlemeye görsün, o zaman selameti kaçışta buluruz." (Haldun Taner)
  3. Anlatıma temel olan düşüncenin her bakımdan doğru ve sağlam olması

FEHAMET

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Büyüklük, ululuk
  2. Değer

KIYAMET

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Tek tanrılı dinlerin inanışına göre dünyanın sonu ve bütün ölülerin dirilerek mahşerde toplanacağı zaman, hesap günü, kıyamet günü, mahşer günü
    • "Asker az olmakla kıyamet mi kopar?" (Namık Kemal)
    • "Yeni Türkler de bir ad kor, o adın kıyamete kadar sürmesini isterler." (Memduh Şevket Esendal)
    • "Seni bir daha görmek kıyamete mi kaldı?" (Halide Edip Adıvar)
    • "Eşin var, aşiyanın var, baharın var ki beklerdin / Kıyametler koparmak neydi ey bülbül, nedir derdin?" (Mehmet Akif Ersoy)
  2. Gürültülü karışıklık, gürültü patırtı
    • "Bağırma, çağırma, kıyamet, polisler Mustafa'yı çalyaka götürürler." (Peyami Safa)
  3. Büyük felaket, afet

SAKAMET

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Bozukluk, yanlışlık, eksiklik

CESAMET

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Büyüklük, irilik
    • "Dağdan baktığınızda her biri beş altı fil cesametinde." (Reşat Nuri Güntekin)

KERAMET

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Ermiş kimselerin gösterdiklerine inanılan, doğaüstü, şaşkınlık uyandırıcı durum
    • "Babamın, mucize ve keramet kıssaları olarak bize anlattığı şeyler bu çeşit gülünç ve çocukça masallardı." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
    • "Kerameti kendinden menkul şeyhler gibi bu armağanlar onların eksik olan kabiliyetlerinin bir çeşit icazeti oluyor." (Haldun Taner)
  2. Olağanüstü durum

NEDAMET

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Pişmanlık
    • "Gözlerime iki damla nedamet yaşı getirmek için dudaklarımı bütün kuvvetimle ısırıyordum." (Hüseyin Cahit Yalçın)
    • "Ben şimdi nedamet getirdim." (Peyami Safa)

MELAMET

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Kınama, ayıplama, azarlama, çıkışma

VAHAMET

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Güçlük, korkulacak tehlikeli durum
    • "İşin aramızda mutlak bir ayrılıkla halledilmesi lazım gelecek derecede vahameti olmadığını anlıyorum." (Hüseyin Cahit Yalçın)

ŞEAMET

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Uğursuzluk, kademsizlik, nuhuset

İKAMET

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Bir yerde oturma, eğleşme
    • "Bizim kahraman da şimdi, burada ikamet ediyor." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)

ZEAMET

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Tımar

İMAMET

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] İmamlık
    • "Bu zaman zarfında Bedri'yi yetiştiremezsem imamet elden gider, biz, açlıktan ölürüz." (Reşat Nuri Güntekin)

AKAMET

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Kısırlık, verimsizlik
  2. Başarısızlık, sonuçsuzluk
    • "Bu mücadeleden ruhumun yorgun düştüğünü, akamete mahkûm kaldığını görüyorum." (Hüseyin Cahit Yalçın)

ALAMET

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Belirti, işaret, iz, nişan
    • "Komşunun kızında da bir zamandır, sabırsızlık, taşkınlık alametleri çoğalmıştı." (Refik Halit Karay)
  2. Büyüklük, irilik bakımından şaşılacak durumda olan nesne

AZAMET

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Ululuk, büyüklük
  2. Gurur
    • "Arkadaşlarımdan ayrılıp onun yanına geçmek azametime dokundu." (Reşat Nuri Güntekin)
  3. Görkem, gösteriş, heybet
  4. Debdebe
  5. Çalım, kurum, tekebbür
    • "Şu her tarafından temizlik ve azamet akan şişman adama bile sorabilirdi." (Sait Faik Abasıyanık)

GAMET

Kelime Kökeni : Fransızca

  1. [isim] Erkek veya dişi üreme hücresi
    • "Hayvanlarda sperma hayvancığıyla yumurtacık birer gamettir."

KAMET

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Boy, endam
    • "Gür beyaz saçları, dik kameti, vakur yürüyüşü ile gören çarşı esnafı saygı ile selamlarlar." (Haldun Taner)

Kelime Anlamları Kaynağı : Türk Dil Kurumu Güncel Türkçe Sözlüğü