Sonunda al olan 6 harfli 96 kelime var. AL ile biten kelimeler listesini inceleyerek aradığınız kelimeleri bulabilirsiniz. Türkçe araştırmalarınızda, scrabble oyununda bu kelimeleri kullanabilirsiniz. Ayrıca İçinde al olan kelimeler listesine ya da başında al olan kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, işlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
A L Harfleri İle Yazılabilecek Bazı Kelimeler
2 Harfli Kelimeler
AL, LA
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- PAZVAL
-
-
[isim]
Kunduracıların çalışırken kundurayı dizleri üzerinde tutmak için kullandıkları kayış
-
[isim]
Kunduracıların çalışırken kundurayı dizleri üzerinde tutmak için kullandıkları kayış
- SAYKAL
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Maden, ayna vb. nesneleri parlatmak için kullanılan cila
-
Cilalamakta kullanılan araç
-
Bu cilayı yapan kimse
-
[isim]
Maden, ayna vb. nesneleri parlatmak için kullanılan cila
- ÇANGAL
-
-
[isim]
Ayakta güreşirken karşı güreşçinin koltuğu altından bir kolu sokarak bir ayakla o güreşçinin bir bacağına çengel taktıktan sonra onu öne doğru eğip başı üzerinden atma oyunu
-
[isim]
Ayakta güreşirken karşı güreşçinin koltuğu altından bir kolu sokarak bir ayakla o güreşçinin bir bacağına çengel taktıktan sonra onu öne doğru eğip başı üzerinden atma oyunu
- TİMBAL
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Üstü deri ile kaplı, bakırdan yapılan, küre biçiminde bir tür davul
-
[isim]
Üstü deri ile kaplı, bakırdan yapılan, küre biçiminde bir tür davul
- KUMSAL
-
-
[isim]
Su kıyılarında oluşan kumlu yer, plaj
- "Kumsal boyunca deli gibi koşuyorlardı." (Sait Faik Abasıyanık)
-
[sıfat]
Kumlu
- "Kumsal toprak."
-
[isim]
Su kıyılarında oluşan kumlu yer, plaj
- PUSVAL
-
-
[isim]
Yemenicilerin kullandığı ölçü
-
[isim]
Yemenicilerin kullandığı ölçü
- HALHAL
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Kadınların ayak bileklerine taktıkları bilezik
- "Vişneçürüğü ipekliden kuş tüyü yastıklara gömülmüş, şaşılacak incelikteki ayak bileklerindeki gümüş halhallar." (Atilla İlhan)
-
[isim]
Kadınların ayak bileklerine taktıkları bilezik
- DECCAL
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
Yalancı, fesat, dedikoducu (kimse)
-
Yalancı, fesat, dedikoducu (kimse)
- SONSAL
-
-
[sıfat]
Deneyden çıkan ve deneye bağlı olan (bilgi), aposteriori
- "Bir yerde duman görünce orada ateş yandığını kestirmek sonsal bir yargıdır."
-
[sıfat]
Deneyden çıkan ve deneye bağlı olan (bilgi), aposteriori
- PORTAL
-
Kelime Kökeni : İngilizce
-
[isim]
Ana kapı
-
Sadece bir konuda yoğunlaşmış bilgilerin yer aldığı Genel Ağ sayfası
-
[isim]
Ana kapı
- HARDAL
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Turpgillerden, 100-150 cm yükseklikte, sarı çiçekli, deriyi yakıcı nitelikte olan ve tohumu hekimlikte kullanılan, tadı acı ve bir yıllık bir bitki (Brassica nigra)
-
Bu tohumun toz durumuna getirilmiş veya sirke ile karıştırılarak yapılmış macunu
- "Sofra hardalı."
-
[isim]
Turpgillerden, 100-150 cm yükseklikte, sarı çiçekli, deriyi yakıcı nitelikte olan ve tohumu hekimlikte kullanılan, tadı acı ve bir yıllık bir bitki (Brassica nigra)
- NARVAL
-
-
[isim]
Atlas Okyanusu'nun Antartika bölgesinde yaşayan bir tür balina, nar balinası (Monodon monoceros)
-
[isim]
Atlas Okyanusu'nun Antartika bölgesinde yaşayan bir tür balina, nar balinası (Monodon monoceros)
- AZONAL
-
Kelime Kökeni : İngilizce
-
[isim]
Yeryüzünün herhangi bir noktasında enleme bağlı olmaksızın meydana gelen olay
-
[isim]
Yeryüzünün herhangi bir noktasında enleme bağlı olmaksızın meydana gelen olay
- HEMHAL
- ...
- TATSAL
-
-
[sıfat]
Tat alma duyusu ile ilgili
-
[sıfat]
Tat alma duyusu ile ilgili
- TELLAL
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Herhangi bir şeyi, olayı veya bir şeyin satılacağını halka duyurmak için çarşıda, pazarda yüksek sesle bağıran kimse, çağırtmaç
- "Annemin çeyizlik eşyasını hamallarla tellallar çarşısına gönderdi." (Yahya Kemal Beyatlı)
-
Satışlarda aracılık eden kimse
-
[isim]
Herhangi bir şeyi, olayı veya bir şeyin satılacağını halka duyurmak için çarşıda, pazarda yüksek sesle bağıran kimse, çağırtmaç
- BATTAL
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[sıfat]
En ve boyca alışılmış olandan büyük
- "Barınılmaz hâle gelen bazı odalar battal edilmiş, yıkılma tehlikesi gösteren tahtaboşların kapısına kalaslar çivilenmişti." (Reşat Nuri Güntekin)
-
İşe yaramaz, kullanılmaz
- "Orada sahile çekilmiş bir battal balıkçı kayığı yan yatmış." (Refik Halit Karay)
-
[sıfat]
En ve boyca alışılmış olandan büyük
- İTİDAL
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Aşırı olmama durumu, ılımlılık, ölçülülük
- "Onun her hissinde itidal vardı." (Abdülhak Şinasi Hisar)
- "Fakat itidalinizi muhafaza etmek şartıyla haber verebilirim." (Aka Gündüz)
-
Soğukkanlılık
-
[isim]
Aşırı olmama durumu, ılımlılık, ölçülülük
- MANDAL
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Kapı vb. şeyleri kapalı tutmaya yarayan, döner tahta veya metal parça
-
İpe serilen çamaşırı tutturmak için kullanılan yaylı kıskaç
-
Ut, kanun, keman vb. çalgıların tellerini geren düğme
-
[isim]
Kapı vb. şeyleri kapalı tutmaya yarayan, döner tahta veya metal parça
- AÇISAL
-
-
[sıfat]
Açı ile ilgili, zaviyevi
- "Açısal hız."
-
[sıfat]
Açı ile ilgili, zaviyevi