Sonunda al olan 5 harfli 94 kelime var. AL ile biten kelimeler listesini inceleyerek aradığınız kelimeleri bulabilirsiniz. Türkçe araştırmalarınızda, scrabble oyununda bu kelimeleri kullanabilirsiniz. Ayrıca İçinde al olan kelimeler listesine ya da başında al olan kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, işlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi

Harf Sayısına Göre Kelimeler


Kelime bulma makinesi

A L Harfleri İle Yazılabilecek Bazı Kelimeler

2 Harfli Kelimeler

AL, LA

Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.



Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)

ÇAKAL

Kelime Kökeni : Farsça

  1. [isim] Etoburlardan, sürü hâlinde yaşayan, kurttan küçük bir yaban hayvanı (Canis aureus)
  2. Kurnaz, yalancı, düzenci, aşağılık kimse
  3. [sıfat] Titiz, huysuz, görgüsüz

İĞFAL

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Bir kadını aldatma, baştan çıkarma
  2. Aldatma, ayartma, kandırma, baştan çıkarma
    • "Bir genç kızı izdivaç vaadiyle iğfal etmiş bir adamın mesuliyetini, vicdan azabını ve nihayet hicabını duyuyordu." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)

HİLAL

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Ayın ilk günlerinde aldığı yay biçimi, ayça, yeni ay
  2. Çocukların okuma öğrenmeye başladıklarında satır ve sözleri şaşırmamak için söz üzerinde gezdirdikleri ucu sivri, uzunca bir gösterme aracı

VİSAL

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Sevgiliye kavuşma
    • "Aşk derdinin çaresi visaldir." (Reşat Nuri Güntekin)

İKBAL

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Baht açıklığı veya yüksek bir makama, duruma erişmiş olma durumu
    • "Siyasi ikbal veya nikbet yellerine göre yön alan bir huy sahibi olduğunu bilirdim." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
  2. Odalık
  3. İstek, arzu
    • "Çaya ikbal yok mu?"

KAVAL

  1. [isim] Genellikle kamıştan yapılan, daha çok çobanların çaldığı, yumuşak sesli, üflemeli bir çalgı
    • "Yediği çilek ve çiğdem, ninnisi kaval ve bülbül, arkadaşı turna ve keklik imiş." (Refik Halit Karay)

İŞGAL

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Bir yeri ele geçirme
    • "Çuhahane bir kumaş fabrikasıydı, İstanbul'un işgali sırasında İngilizler yaktılar." (Burhan Felek)
    • "Ertesi gün Kanaltepe-Sivrihisar hattını işgal ettik." (Falih Rıfkı Atay)
  2. Bir kimseyi işten alıkoyma, engelleme, oyalama
    • "Buraya geldiğim günden beri beni işgal eden en mühim şey kendimi alıştırmak, ısındırmak cehdidir." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
  3. Uğraştırma

DAMAL
...
ADSAL

  1. [sıfat] Adla ilgili, ad niteliğinde olan

EMVAL

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Mallar, para ile alınan şeyler

İHLAL

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Bozma, zarar verme
    • "Sükûneti ihlal etmeyiniz!"
  2. Yasa ve düzene uymama

İKMAL

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Eksik bir şeyi tamamlama, daha iyi duruma getirme, bütünleme
    • "... kolordu ikmaliyle ilgili bir iş için görevli olarak gelmiş." (Atilla İlhan)
    • "İkmale kalmış zengin çocuklarına hususi ders veriyorum." (Haldun Taner)
  2. Bitirme
    • "Her neyse otur bakalım karşıma da hatıratımı ikmal edeyim!" (Refik Halit Karay)
  3. Cümlenin, dizenin anlamını sonra gelen cümle veya dize ile tamamlama

KORAL

Kelime Kökeni : Fransızca

  1. [isim] Dinî ezgi
  2. Kaynağı dinî ezgi olan orkestra parçası

ZEVAL

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Yok olma, yok edilme
    • "Allah kimseye zeval vermesin."
  2. Suç, kabahat, sorumluluk
  3. Bozulma
  4. Öğle

MAHAL

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Yöre
    • "Nihayet, güç bela bilet mahallini aşıp merdivenlere doğru boşandılar." (Haldun Taner)
    • "Otomobilin dinmeyen yaygarasını üstüne alınmaya mahal yoktu." (Ömer Seyfettin)

EFDAL

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [sıfat] Erdemli
  2. Yeğ tutulan, tercih edilen

PAÇAL

  1. [isim] Ekmek yapmak için çeşitli tahılların yasaya göre belirlenen gerekli karışım oranı
  2. Çeşitli şeylerin karışımı

İCMAL

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Gösterge
    • "Günahlarımızın icmaline gelince ben tutamam vallahi tutamam, takatim yetmez." (Atilla İlhan)
  2. Özet, kısaltma

AHVAL

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Durumlar, hâller, vaziyetler
    • "İşte, bu ahval ve şerait içinde vazifen..." (Atatürk)
  2. Davranışlar
  3. Olaylar
    • "Agâh Bey dünya ahvalinden habersiz." (Refik Halit Karay)

APTAL

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [sıfat] Zekâsı pek gelişmemiş, zekâ yoksunu, alık, ahmak
    • "Aptal bir gülüşle yüzüne bakıyorum." (Yusuf Ziya Ortaç)
    • "Bu kadını zaman zaman aptal yerine koymam büyük aptallık galiba." (Refik Erduran)
  2. [ünlem] Küçümseme ve azarlama bildiren bir seslenme sözü
    • "Aptal! Senin yerini açıkça söyledim ben." (Tarık Buğra)

Kelime Anlamları Kaynağı : Türk Dil Kurumu Güncel Türkçe Sözlüğü