Sonunda ah olan 6 harfli 22 kelime var. AH ile biten kelimeler listesini inceleyerek aradığınız kelimeleri bulabilirsiniz. Türkçe araştırmalarınızda, scrabble oyununda bu kelimeleri kullanabilirsiniz. Ayrıca İçinde ah olan kelimeler listesine ya da başında ah olan kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, işlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
A H Harfleri İle Yazılabilecek Bazı Kelimeler
2 Harfli Kelimeler
AH, HA
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- MATRAH
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Bir verginin miktarını belirtmek için temel olarak alınan değer
-
[isim]
Bir verginin miktarını belirtmek için temel olarak alınan değer
- YALLAH
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
"Ey Tanrı'm" anlamında bir seslenme sözü
- "Millet, muharebenin başladığını, Gazi'nin Sivas'a geldiğini duyar duymaz yallah demiş, Salihli'ye gitmiş." (Aka Gündüz)
-
"Haydi, yürü, kalk, git" anlamlarında bir kovma sözü
-
[isim]
"Ey Tanrı'm" anlamında bir seslenme sözü
- BERZAH
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Kıstak
- "Yarımadanın berzahındaki bu geniş yol biraz tehlikeliydi." (Ömer Seyfettin)
-
Dinî inanışlara göre ölenlerin ruhlarının kıyamete kadar bulunduğu yer
-
[isim]
Kıstak
- BEDHAH
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[sıfat]
Başkasının kötülüğünü isteyen, kötü yürekli
- "İstikbalde dahi seni bu hazineden mahrum etmek isteyecek dâhilî ve haricî bedhahların olacaktır." (Atatürk)
-
[sıfat]
Başkasının kötülüğünü isteyen, kötü yürekli
- FELLAH
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Çiftçi
-
Mısır köylüsü
- "Bir Mısır turnesinde zengin bir fellah kendisine tutulmuş, nikâhla almıştı." (Refik Halit Karay)
-
Arap
-
[isim]
Çiftçi
- AHUVAH
-
Kelime Kökeni : Türkçe
-
[isim]
Ah vah
- "Elif görse mertek zanneden kişilerin ahuvahını bile sınıfsal eser sayabilir, göklere çıkarabilir." (Atilla İlhan)
-
[isim]
Ah vah
- TEZGAH
- ...
- SEYYAH
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Gezgin, turist
- "Seyyah olup şu âlemi gezerim / Bir dost bulamadım gün akşam oldu." (Pir Sultan Abdal)
-
[isim]
Gezgin, turist
- SİFTAH
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
İlk alışveriş
- "Daha sabahtan beri siftahım yok!" (Necati Cumalı)
- "Bu vakit kim gelecek? Her günkü gibi siftahı sen ediyorsun?" (Ercüment Ekrem Talu)
-
[zarf]
İlk kez
- "Bu haberi siftah ondan duydum."
-
[isim]
İlk alışveriş
- CERRAH
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Ameliyat yapan uzman hekim, operatör
-
Önemsiz yaraları iyileştiren kimse
-
[isim]
Ameliyat yapan uzman hekim, operatör
- ÇARGAH
- ...
- MİFTAH
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Anahtar
-
[isim]
Anahtar
- FERSAH
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Yaklaşık 5 km'lik bir uzaklık ölçüsü
-
Çok uzun mesafe, uzaklık
-
[isim]
Yaklaşık 5 km'lik bir uzaklık ölçüsü
- PERDAH
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[isim]
Parlatma, parlaklık verme
-
Sakal tıraşından sonra kıl çıkış yönünün tersine yapılan ikinci tıraş
-
[isim]
Parlatma, parlaklık verme
- GÜMRAH
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[sıfat]
Aşırı derecede büyümüş olan (bitki)
- "Uzun zamandır ıssız, bakımsız kaldığı için o gümrah yeşillikler bölgesinde yılanlar türediği biliniyordu." (Ruşen Eşref Ünaydın)
-
Deli dolu akan (su)
-
Gür, yüksek, kuvvetli (ses)
-
Uzun, sık ve dalgalı (saç)
-
[sıfat]
Aşırı derecede büyümüş olan (bitki)
- BARGAH
- ...
- MAŞLAH
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Tek parçalı ve kol yerine yarıkları olan bir çeşit kadın üstlüğü
- "Kalın bir Doğu maşlahı giymiş, işlemeli beyaz bir baş örtüsü örtmüştü." (Aka Gündüz)
-
Bazı varlıklı Arapların giydiği ipekten pelerin
-
[isim]
Tek parçalı ve kol yerine yarıkları olan bir çeşit kadın üstlüğü
- KÜSTAH
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
Saygısız, kaba, terbiyesiz (kimse)
- "Babasının koltuğuna küstah bir tarzda oturmuş, bacaklarını, yatar gibi uzatmış ve laubali şeyler söylüyor." (Reşat Nuri Güntekin)
-
Saygısız, kaba, terbiyesiz (kimse)
- MEDDAH
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Taklitler yaparak, hoş hikâye anlatarak halkı eğlendiren sanatçı
- "Ramazan geceleri bu kahveye meddahlar, cura, bağlama gibi meşhur saz çalanlar geliyordu." (Osman Cemal Kaygılı)
-
Öven, aşırı övgüde bulunan kimse
-
[isim]
Taklitler yaparak, hoş hikâye anlatarak halkı eğlendiren sanatçı
- TİMSAH
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Sürüngenlerden, sıcak bölgelerin akarsularında yaşayan, kalın derili, uzun kuyruklu, iri bir hayvan (Crocodilus)
-
[sıfat]
Bu hayvanın derisinden yapılan
-
[isim]
Sürüngenlerden, sıcak bölgelerin akarsularında yaşayan, kalın derili, uzun kuyruklu, iri bir hayvan (Crocodilus)