Sonunda ah olan 5 harfli 30 kelime var. AH ile biten kelimeler listesini inceleyerek aradığınız kelimeleri bulabilirsiniz. Türkçe araştırmalarınızda, scrabble oyununda bu kelimeleri kullanabilirsiniz. Ayrıca İçinde ah olan kelimeler listesine ya da başında ah olan kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, işlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi

Harf Sayısına Göre Kelimeler


Kelime bulma makinesi

A H Harfleri İle Yazılabilecek Bazı Kelimeler

2 Harfli Kelimeler

AH, HA

Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.



Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)

İKRAH

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Tiksinme, iğrenme

REFAH

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Bolluk, varlık ve rahatlık içinde yaşama, gönenç
    • "Sağlığında borç içinde olmakla beraber müthiş bir refah havası içinde yüzen aile beş parasız kalıyor." (Sait Faik Abasıyanık)

CENAH

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Kuş kanadı
  2. Kol, pazı
  3. Yan, taraf
  4. Kanat
    • "Ben takımımla beraber taburun sağ cenahını himaye için tepelere çıktım." (Ömer Seyfettin)

ITRAH

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Dışarı çıkarma, dışarı atma

DÜGAH
...
ERVAH

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Ruhlar
    • "Tozlar altında kalan divanı / Artık ervah okuyup ezberler." (Arif Nihat Asya)

SALAH

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Düzelme, iyileşme, iyilik

SABAH

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Sabahleyin
    • "Havanın üşütecek kadar serinlemiş olmasına göre sabah yakın." (Reşat Nuri Güntekin)
    • "Bu koskoca şehirde açlıktan ölecek değilim ya? Sabah ola hayrola. Bir çaresini bulurum elbet." (Orhan Hançerlioğlu)
    • "Akşama doğru birdenbire ağırlaştı. Altı saatten beri kendini bilmiyor. Sabaha çıkmayacak." (Reşat Nuri Güntekin)
    • "Hiç uyuyamadım. Her dakika gelip kaldıracaklar sanıyorum. Ama işte sabahı ettik." (Sait Faik Abasıyanık)
  2. Sabah ezanı
  3. Sabah namazı
    • "Sabahı kıldım."
  4. [zarf] Güneşin doğduğu andan öğleye kadar geçen zaman
    • "Bütün ev işlerini sabah bitirdim."

YEGAH
...
İŞTAH

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Yemek yeme isteği
    • "Derken, yavaş yavaş benim de iştahım kabarmaya başladı." (Reşat Nuri Güntekin)
  2. Cinsel istek veya arzu

EYVAH

Kelime Kökeni : Farsça

  1. [ünlem] Beklenmedik, kötü, hoşa gitmeyen bir haber veya olay karşısında duyulan acınma, üzülme sözü
    • "Eyvah, ne yer ne yâr kaldı!" (Abdülhak Hamit Tarhan)

MİZAH

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Gülmece
    • "İnci gibi güzel bir yazısı ve mizaha da istidadı varmış." (Yahya Kemal Beyatlı)

KÜLAH

Kelime Kökeni : Farsça

  1. [isim] İçine bazı şeyler koymak için huni biçiminde bükülmüş kâğıt kap
    • "Hatta bunlar arasında öyleleri vardır ki zamana ayak uydurmak, göze girmek ve külah kapmak için gâvur mukallitliğinde birbiriyle âdeta yarışa girişmişlerdir." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
    • "Önüme gelene külah takacaktım. Külah takacağım kimseler de mutlaka benim gibi olanlardı." (Halikarnas Balıkçısı)
    • "Anlat sen benim külahıma! Ah, ben hükûmette olsam size gık dedirtmem!" (Ömer Seyfettin)
  2. [sıfat] Bu kabın alabileceği miktarda olan
    • "Meydanda bekleyen mektep çocuklarına birer külah şeker dağıtıldı." (Yahya Kemal Beyatlı)
  3. Oyun, hile
  4. esk. Erkeklerin giydiği genellikle keçeden, ucu sivri veya yüksek başlık
    • "Bunun sırtında öbürleri gibi bir uzun cübbe, başında bir uzun külah vardı." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)

SEGAH
...
ALLAH

  1. [isim] Herhangi bir işte başarılı olmuş, en üst dereceye ulaşmış kimse
    • "Amerika'da kaçakçılığın allahları vardır." (Tarık Buğra)

MÜBAH

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [sıfat] Dinî bakımdan yapılmasında sakınca olmayan, yapılması günah veya sevap olmayan
    • "Kendine mübah gördüğünü bana yasak ederek beni susturmak mı istiyordun?" (Peyami Safa)
  2. Yapılmasında sakınca görülmeyen

KEMAH
...
SİLAH

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Savunmak veya saldırmak amacıyla kullanılan araç
    • "Üç serseri birbirleriyle silah silaha girmişler." (Refik Halit Karay)
  2. Savunmak veya saldırmak için kullanılan nesne, etken araç
  3. Bir konuda etkili her şey
    • "Bir maddi menfaate dayanmayan meselelerde rica ve niyaz en kuvvetli bir silahtır." (Reşat Nuri Güntekin)

FELAH

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Kurtuluş, selamet, onma
    • "Şu bizim halkı uyandırmadadır varsa felah." (Mehmet Akif Ersoy)
    • "Kadın delifişeğin biri ise yine felah bulamazsın." (Refik Halit Karay)

GÜNAH

Kelime Kökeni : Farsça

  1. [isim] Dinî bakımdan suç sayılan iş veya davranış, vebal
    • "Bunu yapan günün birinde er geç bu günahın kefaretini ödeyecektir." (Haldun Taner)
    • "Seni göreyim söyleyeyim dedim de günah benden gitsin!" (Necati Cumalı)
    • "Bedia'yı terk edersem büyük bir günah işlemiş olacağım." (Peyami Safa)
    • "Bu mala bu kadar para vermek günah olur."
  2. Acımaya yol açacak kötü davranış, yazık
    • "Bu adama bu kadar eziyet etmek günahtır."
  3. Sorumluluk, vebal
    • "Ben söyleyeyim de günah benden gitsin."
  4. Kabahat, hafif suç
    • "Bütün kusurları, günahları, kibar, asil bir güzellik şeklinde görülür." (Mahmut Yesari)

Kelime Anlamları Kaynağı : Türk Dil Kurumu Güncel Türkçe Sözlüğü