Sonunda af olan 3 harfli 6 kelime var. AF ile biten kelimeler listesini inceleyerek aradığınız kelimeleri bulabilirsiniz. Türkçe araştırmalarınızda, scrabble oyununda bu kelimeleri kullanabilirsiniz. Ayrıca İçinde af olan kelimeler listesine ya da başında af olan kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, işlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
A F Harfleri İle Yazılabilecek Bazı Kelimeler
2 Harfli Kelimeler
AF, FA
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- SAF
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Dizi, sıra
- "Bütün garsonlar saf teşkil edip selama dururlardı." (Ercüment Ekrem Talu)
-
Grup
-
[isim]
Dizi, sıra
- HAF
-
Kelime Kökeni : İngilizce
-
[isim]
Oyun kurucu
-
[isim]
Oyun kurucu
- RAF
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Üstüne öteberi koymak için duvara veya bir dolabın içine birbirine paralel olarak tutturulmuş, genellikle geniş, uzun tahta veya metal levha
- "Yemek paketini, raflarda yer bulamadığı için masa üstüne koydu." (Memduh Şevket Esendal)
- "Anayasayı rafa kaldırarak keyfî, gelişigüzel sınırlar çizmeye kalkışmak, bu yaygaraları koparanların başlıca özelliğidir." (Necati Cumalı)
-
[isim]
Üstüne öteberi koymak için duvara veya bir dolabın içine birbirine paralel olarak tutturulmuş, genellikle geniş, uzun tahta veya metal levha
- GAF
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Yersiz, beceriksiz, zamansız söz veya davranış, patavatsızlık, pot
- "Gerçekçi olmayışı yüzünden, bugün bize tarihî gaf olarak görülen atılımlarla, bu çizgi hayli gölgelenmiştir." (Haldun Taner)
- "Sesinde ve tavrında hiçbir değişiklik olmamasına rağmen bir gaf yaptığımı zannederek kulaklarıma kadar kızardım." (Reşat Nuri Güntekin)
-
[isim]
Yersiz, beceriksiz, zamansız söz veya davranış, patavatsızlık, pot
- PAF
- ...
- LAF
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[isim]
Söz, lakırtı
- "Ben lafımı bitirmeden o atıldı."
- "Aralarından bir tanesi ille de laf anlatacağım diye çene patlatıp duruyormuş." (Çetin Altan)
- "Tabii Hayri Efendi'yle biraz laf atacak belki de biraz işten güçten bahsedecekti." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
- "Şimdi unutup laf mı çıkarıyorsun?" (Ömer Seyfettin)
-
Sonuçsuz, yararı olmayan söz
- "Onun söyledikleri laftan ibaret."
- "Yakınındaki erkeği kime benzetirse onun lisanından bir şarkı ile laf atıyor." (Falih Rıfkı Atay)
- "Kocasının erkek kardeşinin sütkardeşi imişsiniz, ben sizi hiç görmedimdi fakat bu evde lafınız geçerdi." (Peyami Safa)
-
Konuşma
- "Seyircilerin alışılmış sululuklarından, laf atmalardan kaçındıklarını söyledi." (Tarık Buğra)
-
Konu, mevzu, bahis
- "Lafı değiştirdi."
-
[ünlem]
"Öyle şey olamaz, bu sözün hiçbir değeri yok" anlamlarında hafifseme yollu kullanılan bir söz
- "Şunu yapacakmış, bunu yapacakmış, laf!"
-
Dedikodu
-
[isim]
Söz, lakırtı