Sonunda a olan 5 harfli 621 kelime var. A harfi ile biten kelimeler listesini inceleyerek aradığınız kelimeleri bulabilirsiniz. Türkçe araştırmalarınızda, scrabble oyununda bu kelimeleri kullanabilirsiniz. Ayrıca İçinde a harfi olan kelimeler listesine ya da başında a harfi olan kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, işlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- DALGA
-
-
[isim]
Deniz veya göl gibi geniş su yüzeylerinde genellikle rüzgâr, deprem vb.nin etkisiyle oluşan kıvrımlı hareket
- "Rıhtıma vuran dalgaların temposu da içimdeki ölçüye uyuyor." (Haldun Taner)
- "Dersini çalış, dalga geçme."
-
Sıcak, soğuk, moda için belli bir süre etkili olan dönem
- "Sıcak dalgası. Aerobik dalgası."
- "İki delikanlı dalga geçip otururlarken kapı yeniden sürüldü." (Memduh Şevket Esendal)
-
Bir yüzeydeki kıvrım
- "Geniş dalgalarla uzanıp giden ovaların yüzünde ne bir köy görünüyor ne de ufacık olsun bir ağaç." (Memduh Şevket Esendal)
-
Saçların kıvrım genişliği
-
Gizli iş, dalavere
- "Film çevirme dalgasıyla para kazanıyorlardı." (Sait Faik Abasıyanık)
-
Esrar, eroin vb. uyuşturucu maddelerin verdiği keyif durumu
-
Dalgınlık
-
Geçici sevgili
-
Geçici aşk ilişkisi
-
Titreşimin bir ortam içinde yayılma hareketi
- "Kısık sesinin her dalgası içimi korkunç bir acıyla tırmalıyor." (Halide Edip Adıvar)
-
[isim]
Deniz veya göl gibi geniş su yüzeylerinde genellikle rüzgâr, deprem vb.nin etkisiyle oluşan kıvrımlı hareket
- TONGA
-
-
[isim]
Hile, düzen, tuzak
- "Fakat insan salim kafayla bir dakika düşündü mü tongaya bastığını anlar." (Reşat Nuri Güntekin)
-
[isim]
Hile, düzen, tuzak
- IŞIMA
-
-
[isim]
Işımak işi, ışıklanma, aydınlanma
- "Güneş, gözleri kör eden bir ışımadır; denizi, göğü ve şehri, âdeta incecik gümüşten bir zar kuşatıyor." (Atilla İlhan)
-
Işınım
-
[isim]
Işımak işi, ışıklanma, aydınlanma
- KAZMA
-
-
[isim]
Kazmak işi
-
Toprağı kazıp kaldırma, düzeltme vb. işlerde kullanılan ağaç saplı demir araç
- "Bu yolun o tarihte bitmesi için ne kadar paraya, ameleye, kazma ve küreğe ihtiyacınız vardır?" (Falih Rıfkı Atay)
-
[sıfat]
Kazılarak yapılmış
- "Kazma yazı."
-
[sıfat]
Kaba, görgüsüz (kimse)
-
[isim]
Kazmak işi
- CAMİA
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Topluluk, zümre
- "Gerek Macarca gerek Türkçe Avrupa milletler camiası için aynı derecede yabancı iki dildir." (Haldun Taner)
-
[isim]
Topluluk, zümre
- HOŞÇA
-
-
[sıfat]
Hoş bir biçimde olan
- "Şimdilik hoşça kal da portakallar için başka gün konuşuruz." (Memduh Şevket Esendal)
-
[zarf]
Hoş olarak, iyice, güzelce
- "Bir hayli seneler hoşça yaşadıktan sonra, böyle bir yerde, güzel bir hava intihap ederek ölmüş..." (Memduh Şevket Esendal)
-
[sıfat]
Hoş bir biçimde olan
- BUYMA
-
-
[isim]
Buymak işi
-
[isim]
Buymak işi
- FORSA
-
Kelime Kökeni : İtalyanca
-
[isim]
Gemilerde kürek çeken tutsak veya hükümlü kimse
-
[isim]
Gemilerde kürek çeken tutsak veya hükümlü kimse
- GIRLA
-
-
[zarf]
Alabildiğine, çokça
- "Elbette ya... O köşkte uşaklar, bahçıvanlar gırla." (Haldun Taner)
- "Park enikonu bir olay, tebrik ve övgüler gırla gidiyor." (Tarık Buğra)
-
[zarf]
Alabildiğine, çokça
- TUĞRA
-
-
[isim]
Osmanlı padişahlarının imza yerine kullandıkları, özel bir biçimi olan sembolleşmiş işaret
-
Tura
-
[isim]
Osmanlı padişahlarının imza yerine kullandıkları, özel bir biçimi olan sembolleşmiş işaret
- GEYŞA
-
Kelime Kökeni : İngilizce
-
[isim]
Dansçı ve şarkıcı Japon kadını
-
Özel olarak konuk ağırlamak için yetiştirilmiş Japon kadını
-
[isim]
Dansçı ve şarkıcı Japon kadını
- KİNOA
- ...
- RANDA
-
Kelime Kökeni : İtalyanca
-
[isim]
Gemilerin mizana direğinin gerisindeki yelken
-
[isim]
Gemilerin mizana direğinin gerisindeki yelken
- ŞUNCA
-
-
[sıfat]
Epey, çok
-
[zarf]
Şu kadar, şu denli
- "Şuncasını söyleyeyim, ben şiirin şarkılaştırılarak okunmasını sevmem." (Melih Cevdet Anday)
-
[sıfat]
Epey, çok
- VARTA
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Tehlikeli durum
- "O insanlar ki hayatın bir bakıma ne korkunç vartaları olabileceğini vaktinde anlamışlar, işlerini becerip kılıçlarını kuşanmışlar..." (Peyami Safa)
- "Bu uzun zaman boyunca, kim bilir neler çekmiş, ne vartalardan atlamıştı." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
- "Her türlü vartayı kazasız belasız atlatıp..." (Atilla İlhan)
-
[isim]
Tehlikeli durum
- KISSA
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Kendisinden ders alınması gereken kısa hikâye
- "Babam, beni ve kız kardeşimi yanına çağırıp birtakım mucize ve keramet kıssaları anlatmayı da severdi." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
-
[isim]
Kendisinden ders alınması gereken kısa hikâye
- ÇAĞLA
-
-
[isim]
Badem, kayısı, erik vb. tek çekirdekli yemişlerin körpeyken yenilebilen ham şekli
-
[isim]
Badem, kayısı, erik vb. tek çekirdekli yemişlerin körpeyken yenilebilen ham şekli
- DERYA
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[isim]
Deniz
-
Bilgili kimse
-
Bir şeyin bol olduğu yer
- "Kasaba baştan başa bir çamur deryası hâlini alır." (Sait Faik Abasıyanık)
-
[isim]
Deniz
- FİŞKA
-
Kelime Kökeni : İtalyanca
-
[isim]
Çipo tırnağını kaldırıp asmak için geminin kenarında bulunan sabit veya hareketli demir askı
-
[isim]
Çipo tırnağını kaldırıp asmak için geminin kenarında bulunan sabit veya hareketli demir askı
- RAMPA
-
Kelime Kökeni : İtalyanca
-
[isim]
Bir arazinin, bir kara yolunun, bir demir yolu hattının yatay doğrultuya göre yokuş olan bölümü
- "Tren, rastgele bir yerlere gidiyor, rampalarda, küçük istasyonlarda saatlerce duruyordu." (Reşat Nuri Güntekin)
- "Bu arabalar her akşam Beyoğlu'nda Tokatlıyan'ın yaya kaldırımına rampa eder." (Hüseyin Rahmi Gürpınar)
-
Özellikle istasyonlarda, vagonlara eşya yüklemek veya boşaltmak için yapılan, ambarın önünde bulunan set
-
Bir vagonu raya sokmak veya raydan çıkarmak için kullanılan araç
-
Füzelerin havaya fırlatılmak için üstüne yerleştirildikleri eğik destek
-
Bir geminin bir başka gemiye, dubaya, iskeleye veya sala değecek biçimde yanaşması
-
İki ağacı veya takozları birbirine kenetlemek için kullanılan, uçları eğriltilmiş ve sivriltilmiş demir çubuk
-
[isim]
Bir arazinin, bir kara yolunun, bir demir yolu hattının yatay doğrultuya göre yokuş olan bölümü