Sonunda a olan 5 harfli 621 kelime var. A harfi ile biten kelimeler listesini inceleyerek aradığınız kelimeleri bulabilirsiniz. Türkçe araştırmalarınızda, scrabble oyununda bu kelimeleri kullanabilirsiniz. Ayrıca İçinde a harfi olan kelimeler listesine ya da başında a harfi olan kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, işlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi

Harf Sayısına Göre Kelimeler


Kelime bulma makinesi

Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.



Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)

DALGA

  1. [isim] Deniz veya göl gibi geniş su yüzeylerinde genellikle rüzgâr, deprem vb.nin etkisiyle oluşan kıvrımlı hareket
    • "Rıhtıma vuran dalgaların temposu da içimdeki ölçüye uyuyor." (Haldun Taner)
    • "Dersini çalış, dalga geçme."
  2. Sıcak, soğuk, moda için belli bir süre etkili olan dönem
    • "Sıcak dalgası. Aerobik dalgası."
    • "İki delikanlı dalga geçip otururlarken kapı yeniden sürüldü." (Memduh Şevket Esendal)
  3. Bir yüzeydeki kıvrım
    • "Geniş dalgalarla uzanıp giden ovaların yüzünde ne bir köy görünüyor ne de ufacık olsun bir ağaç." (Memduh Şevket Esendal)
  4. Saçların kıvrım genişliği
  5. Gizli iş, dalavere
    • "Film çevirme dalgasıyla para kazanıyorlardı." (Sait Faik Abasıyanık)
  6. Esrar, eroin vb. uyuşturucu maddelerin verdiği keyif durumu
  7. Dalgınlık
  8. Geçici sevgili
  9. Geçici aşk ilişkisi
  10. Titreşimin bir ortam içinde yayılma hareketi
    • "Kısık sesinin her dalgası içimi korkunç bir acıyla tırmalıyor." (Halide Edip Adıvar)

TONGA

  1. [isim] Hile, düzen, tuzak
    • "Fakat insan salim kafayla bir dakika düşündü mü tongaya bastığını anlar." (Reşat Nuri Güntekin)

IŞIMA

  1. [isim] Işımak işi, ışıklanma, aydınlanma
    • "Güneş, gözleri kör eden bir ışımadır; denizi, göğü ve şehri, âdeta incecik gümüşten bir zar kuşatıyor." (Atilla İlhan)
  2. Işınım

KAZMA

  1. [isim] Kazmak işi
  2. Toprağı kazıp kaldırma, düzeltme vb. işlerde kullanılan ağaç saplı demir araç
    • "Bu yolun o tarihte bitmesi için ne kadar paraya, ameleye, kazma ve küreğe ihtiyacınız vardır?" (Falih Rıfkı Atay)
  3. [sıfat] Kazılarak yapılmış
    • "Kazma yazı."
  4. [sıfat] Kaba, görgüsüz (kimse)

CAMİA

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Topluluk, zümre
    • "Gerek Macarca gerek Türkçe Avrupa milletler camiası için aynı derecede yabancı iki dildir." (Haldun Taner)

HOŞÇA

  1. [sıfat] Hoş bir biçimde olan
    • "Şimdilik hoşça kal da portakallar için başka gün konuşuruz." (Memduh Şevket Esendal)
  2. [zarf] Hoş olarak, iyice, güzelce
    • "Bir hayli seneler hoşça yaşadıktan sonra, böyle bir yerde, güzel bir hava intihap ederek ölmüş..." (Memduh Şevket Esendal)

BUYMA

  1. [isim] Buymak işi

FORSA

Kelime Kökeni : İtalyanca

  1. [isim] Gemilerde kürek çeken tutsak veya hükümlü kimse

GIRLA

  1. [zarf] Alabildiğine, çokça
    • "Elbette ya... O köşkte uşaklar, bahçıvanlar gırla." (Haldun Taner)
    • "Park enikonu bir olay, tebrik ve övgüler gırla gidiyor." (Tarık Buğra)

TUĞRA

  1. [isim] Osmanlı padişahlarının imza yerine kullandıkları, özel bir biçimi olan sembolleşmiş işaret
  2. Tura

GEYŞA

Kelime Kökeni : İngilizce

  1. [isim] Dansçı ve şarkıcı Japon kadını
  2. Özel olarak konuk ağırlamak için yetiştirilmiş Japon kadını

KİNOA
...
RANDA

Kelime Kökeni : İtalyanca

  1. [isim] Gemilerin mizana direğinin gerisindeki yelken

ŞUNCA

  1. [sıfat] Epey, çok
  2. [zarf] Şu kadar, şu denli
    • "Şuncasını söyleyeyim, ben şiirin şarkılaştırılarak okunmasını sevmem." (Melih Cevdet Anday)

VARTA

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Tehlikeli durum
    • "O insanlar ki hayatın bir bakıma ne korkunç vartaları olabileceğini vaktinde anlamışlar, işlerini becerip kılıçlarını kuşanmışlar..." (Peyami Safa)
    • "Bu uzun zaman boyunca, kim bilir neler çekmiş, ne vartalardan atlamıştı." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
    • "Her türlü vartayı kazasız belasız atlatıp..." (Atilla İlhan)

KISSA

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Kendisinden ders alınması gereken kısa hikâye
    • "Babam, beni ve kız kardeşimi yanına çağırıp birtakım mucize ve keramet kıssaları anlatmayı da severdi." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)

ÇAĞLA

  1. [isim] Badem, kayısı, erik vb. tek çekirdekli yemişlerin körpeyken yenilebilen ham şekli

DERYA

Kelime Kökeni : Farsça

  1. [isim] Deniz
  2. Bilgili kimse
  3. Bir şeyin bol olduğu yer
    • "Kasaba baştan başa bir çamur deryası hâlini alır." (Sait Faik Abasıyanık)

FİŞKA

Kelime Kökeni : İtalyanca

  1. [isim] Çipo tırnağını kaldırıp asmak için geminin kenarında bulunan sabit veya hareketli demir askı

RAMPA

Kelime Kökeni : İtalyanca

  1. [isim] Bir arazinin, bir kara yolunun, bir demir yolu hattının yatay doğrultuya göre yokuş olan bölümü
    • "Tren, rastgele bir yerlere gidiyor, rampalarda, küçük istasyonlarda saatlerce duruyordu." (Reşat Nuri Güntekin)
    • "Bu arabalar her akşam Beyoğlu'nda Tokatlıyan'ın yaya kaldırımına rampa eder." (Hüseyin Rahmi Gürpınar)
  2. Özellikle istasyonlarda, vagonlara eşya yüklemek veya boşaltmak için yapılan, ambarın önünde bulunan set
  3. Bir vagonu raya sokmak veya raydan çıkarmak için kullanılan araç
  4. Füzelerin havaya fırlatılmak için üstüne yerleştirildikleri eğik destek
  5. Bir geminin bir başka gemiye, dubaya, iskeleye veya sala değecek biçimde yanaşması
  6. İki ağacı veya takozları birbirine kenetlemek için kullanılan, uçları eğriltilmiş ve sivriltilmiş demir çubuk

Kelime Anlamları Kaynağı : Türk Dil Kurumu Güncel Türkçe Sözlüğü