Sonunda a olan 4 harfli 407 kelime var. A harfi ile biten kelimeler listesini inceleyerek aradığınız kelimeleri bulabilirsiniz. Türkçe araştırmalarınızda, scrabble oyununda bu kelimeleri kullanabilirsiniz. Ayrıca İçinde a harfi olan kelimeler listesine ya da başında a harfi olan kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, işlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi

Harf Sayısına Göre Kelimeler


Kelime bulma makinesi

Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.



Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)

CIDA

Kelime Kökeni : Moğolca

  1. [isim] Mızrak

GANA
...
FOTA

Kelime Kökeni : İtalyanca

  1. [isim] İçinde şarap yapılan bir çeşit fıçı

İKTA
...
SOYA

Kelime Kökeni : Fransızca

  1. [isim] Kökeni Çin ve Japonya'ya uzanan, protein değeri bakımından zengin bir tür fasulye, soya fasulyesi (Soia hispida)
    • "Soya yağı. Soya unu."

TAKA

  1. [isim] Doğu Karadeniz bölgesine özgü yelkenli bir tür kıyı teknesi
    • "Taka ile deniz yolculuğunun nasıl geçtiğini anlatmayacağım." (Ercüment Ekrem Talu)
  2. Bozuk, zor çalışan veya eski kara taşıtları için kulanılan bir söz

ECZA

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Canlılardaki rahatsızlıkların bozuklukların ve çeşitli hastalıkların tanısı, önlenmesi veya tedavisi için yararlanılan doğal veya sentez yoluyla hazırlanmış madde
  2. Çeşitli amaçlarla kullanılan kimyasal madde
    • "Burada musluklar, mermer teşrih masaları, antiseptik eczalar yok!" (Falih Rıfkı Atay)

VEDA

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Ayrılırken birbirine selam ve esenlik dileme
    • "Zaten ayrılması sırasında elimi sıkışı, yüzüme bakışı, acelesi ve tuhaflığı bir vedaya benziyordu." (Refik Halit Karay)
    • "Arkadaşlarına veda edip ayrıldı." (Haldun Taner)

URBA

Kelime Kökeni : İtalyanca

  1. [isim] Giysi
    • "Hemen belli olsun diye beyaz urbalar giyindi." (Nezihe Araz)

ZULA

  1. [isim] Kaçak ve yasak şeylerin saklandığı gizli yer

ANCA

  1. Böylece, bu biçimde
    • "Yürü anca gidersin!"
    • "Gitmem Hasan, gitmem... Artık anca beraber, kanca beraber." (Osman Cemal Kaygılı)
  2. O kadar, öyle

NİZA

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Çekişme, bozuşma, kavga

BORA

Kelime Kökeni : Türkçe

  1. [isim] Genellikle arkasından yağmur getiren sert rüzgâr
    • "Müthiş bir bora atlatmışlardı." (Sait Faik Abasıyanık)

CABA

  1. [isim] Bir şey ödemeden, para vermeden alınan şey, bedava
    • "Bu mâni benden sana caba olsun." (Salâh Birsel)
  2. [zarf] Fazla olarak, fazladan, üstelik
    • "Kilometre başına bilmem ne kadar litre benzin dağıtılmış, yağ da caba!" (Sait Faik Abasıyanık)

ESNA

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Bir işin yapıldığı an, sıra
    • "Ben de o esnada onun söyleyemediği tarafları zihnimden tamamlıyordum." (Reşat Nuri Güntekin)

KULA

  1. [isim] Gövdesi sarı veya kirli sarı renkte, yele, kuyruk ve bacağın alt kısmındaki kılların koyu renkte olduğu at donu
  2. [sıfat] Bu renkte olan (at)
    • "Yanında dizgini boynuna bırakılmış bir kula at vardı." (Reşat Nuri Güntekin)

ÇUKA

  1. [isim] Akdeniz, Marmara ve Karadeniz'de yaşayan tekirlerin irisi

KAZA

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Can veya mal kaybına, zararına neden olan kötü olay
    • "Tren kazası."
    • "Yalnız ortada tef çalan, bunların arasına kaza ile düşmüş gibi." (Halide Edip Adıvar)
    • "Bu yaşa geldim, Allaha bin şükür, namazımı kazaya bırakmadım." (Hüseyin Rahmi Gürpınar)
    • "Osman, kazaya kalan namazını daha ziyade geciktirmeden korkarak ayağa kalktı." (Refik Halit Karay)
  2. İlçe, kaymakamlık
    • "Kazada mektepli dişçi olmadığı için onu vilayete götürdüm." (Reşat Nuri Güntekin)
  3. Vaktinde kılınmayan namazı veya tutulmayan orucu sonradan yerine getirme
  4. Yargı
  5. Kadılık görevi

HORA

Kelime Kökeni : Rumca

  1. [isim] Birçok kişi tarafından el ele tutuşarak oyun müziği eşliğinde oynanan bir halk oyunu
    • "Derhâl ayağa kalkıp, bir caz havası tutturup hora tepmeye başladı." (Halide Edip Adıvar)

VİYA

Kelime Kökeni : İtalyanca

  1. [isim] Dümeni ortaya alarak gemiyi bulunduğu doğrultuda yürütme
  2. [ünlem] Gemiyi belirli bir doğrultu verildikten sonra, aynı doğrultuda tutması için dümenciye verilen komut

Kelime Anlamları Kaynağı : Türk Dil Kurumu Güncel Türkçe Sözlüğü