Sonunda a olan 4 harfli 407 kelime var. A harfi ile biten kelimeler listesini inceleyerek aradığınız kelimeleri bulabilirsiniz. Türkçe araştırmalarınızda, scrabble oyununda bu kelimeleri kullanabilirsiniz. Ayrıca İçinde a harfi olan kelimeler listesine ya da başında a harfi olan kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, işlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi

Harf Sayısına Göre Kelimeler


Kelime bulma makinesi

Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.



Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)

HİZA

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Doğru bir çizgi üzerinde bulunma durumu
    • "Çarşafların kenarları perdelerle bir hizada mıydı?." (Mithat Cemal Kuntay)
    • "Sandallar tam bir hizaya gelince onları birbirlerine elleriyle bitiştirerek tutan kayıkçılar." (Abdülhak Şinasi Hisar)
    • "Bir defada sözü, beni meslek hayatımda hizaya getiren uyarmalardan biri olmuştur." (Bedri Rahmi Eyuboğlu)

İRCA

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Eski biçimine sokma, çevirme
  2. Döndürme
  3. İndirgeme

PAÇA

Kelime Kökeni : Farsça

  1. [isim] Pantolon, don, şalvar vb. giyeceklerde bacakların çıktığı aşağı bölüm
    • "Paçaları sıvadı, bir beygir kiralayıp köy köy dolaştı." (Ercüment Ekrem Talu)
    • "Varımızı yoğumuzu teknenin oturmamış tarafına aktararak paçayı kurtardık." (Bedri Rahmi Eyuboğlu)
  2. Kasaplık hayvanların kesilmiş ayağı
  3. Bu ayaktan yapılan çorba

PUPA

Kelime Kökeni : İtalyanca

  1. [isim] Geminin arkası, kıç
    • "Öyle bir denizci ki rüzgârı pupasından aldı mı deniz atı gibi gidiyor düşmanın üzerine." (Zeyyat Selimoğlu)

SIRA

  1. [isim] Yan yana, art arda olan şey veya kimselerin tümü, dizi
    • "Şehir esnafı şekercisinden tutun da berberine kadar iki sıra durup kendisini alkışladılar." (Sait Faik Abasıyanık)
    • "Söz arasında, bir sırası düşünce Salim Bey feminist'i ondan da sordu." (Memduh Şevket Esendal)
  2. Bu biçimdeki topluluğun durumu
    • "Sırayı bozmayın."
    • "Hani bazen sırası geliyor da maziye merbutiyet, filan diyoruz." (Memduh Şevket Esendal)
  3. Belirli bir düzene ve niteliğe göre dizilme durumu
    • "Boy sırası. Yaş sırası."
  4. Bir şeye ayrılan, uygun görülen veya rastlayan zaman
    • "Bu sırada, elinde paketiyle gelen Mustafa Efendi yaklaştı." (Memduh Şevket Esendal)
  5. Tahtadan oturak
    • "Oturacak yerler tahta sıralardan olur." (Salâh Birsel)
  6. Dershane, meclis vb. yerlerde kullanılan ve oturup yazı yazacak biçimde yapılmış olan mobilya
  7. Düzen
    • "Sıraya girmek. Sıraya dizilmek."
  8. Ardı, arkası, önü ve yanı kelimelerinden sonra gelerek tamlamalar kuran ve "ardından, arkasından, önünden, yanından, beraberinde" anlamlarında kullanılan bir söz
    • "Ardı sıra gelmek. Arkası sıra koşmak. Önü sıra gitmek. Yanı sıra yürümek."

ENVA

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Türler, çeşitler

KOMA

Kelime Kökeni : Fransızca

  1. [isim] Bazı hastalıklar sırasında görülen anlama, duyma ve hareketin büsbütün veya az çok kaybolmasıyla beliren derin dalgınlık durumu

KASA

Kelime Kökeni : İtalyanca

  1. [isim] Para veya değerli eşya saklamaya yarayan çelik dolap
    • "Arkaya doğru bir adım atıp sırtını meyhanecinin kasasına dayadı." (Sait Faik Abasıyanık)
  2. Ticarethanelerde para alınıp verilen yer
  3. Bazı oyunlarda oyunu yönetme veya para karşılığında fiş verme işi
    • "Kasa kim?"
  4. Vagon, kamyon veya traktörün yük taşımak için şasiye bağlanmış üst bölümünü oluşturan parça
  5. Tahta veya sentetik maddelerden yapılmış, dört köşe, sağlam ambalaj parçası, sandık
    • "Barın kapısı önünde bira kasaları yığılmıştı." (Atilla İlhan)
  6. Basımcılıkta dizgi harflerinin konulduğu gözlerden oluşan tabla
  7. Kapı ve pencerelerin sabit olarak tutturulduğu asıl çerçeve
  8. Birbiri üzerine istif edilerek yüksekliği ayarlanabilen atlama aracı

MAMA

  1. [isim] Bebek için hazırlanan yiyeceklerin genel adı
    • "Babam Ayşe'ye mama yaptı, ana." (Aka Gündüz)
  2. Çaça, abla

SIMA

  1. [isim] Sımak durumu veya biçimi

ZEKA
...
ZİYA

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Işık, aydınlık
    • "Dışarıda batmış güneşin bıraktığı ziya artık fersizleşiyor." (Refik Halit Karay)

LAMA

Kelime Kökeni : Fransızca

  1. [isim] Geviş getirenlerden, Güney Amerika'nın dağlık bölgelerinde yaşayan, yük hayvanı olarak kullanılan, karadan aka kadar türlü renklerde olabilen, tüyleri uzun, boyu yüksek ve boynu uzun hayvan (Lama)

AĞMA

  1. [isim] Ağmak işi
  2. Akan yıldız

ÇAPA

Kelime Kökeni : İtalyanca

  1. [isim] Tarlalarda toprağı işlemek için kullanılan ağaç veya demir saplı kazı aracı
    • "İleride iki büklüm eğilmiş, elindeki çapayla tarhlarda çalışan bahçıvan, otomobilin gelişini görünce ağır ağır doğruldu." (Halide Edip Adıvar)
  2. Çapalama işi

TAYA

Kelime Kökeni : Farsça

  1. [isim] Dadı

HORA

Kelime Kökeni : Rumca

  1. [isim] Birçok kişi tarafından el ele tutuşarak oyun müziği eşliğinde oynanan bir halk oyunu
    • "Derhâl ayağa kalkıp, bir caz havası tutturup hora tepmeye başladı." (Halide Edip Adıvar)

DOĞA

  1. [isim] İnsan faaliyetlerinin dışında kendi kendini sürekli olarak yeniden yaratan ve değiştiren güç, canlı ve cansız maddelerden oluşan varlığın hepsi, tabiat
    • "Deniz de pisliği doğa yoluyla temizleyemez oldu." (Haldun Taner)
  2. Bir kimsenin eğilimlerinin, içgüdülerinin hepsi, huy
  3. İnsan eliyle büyük değişikliğe uğramamış, doğal güzelliklerini koruyan çevre
  4. Evrende meydana gelen olayları denetiminde, egemenliğinde tuttuğuna inanılan soyut güç

OKRA
...
EDNA

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [sıfat] Çok aşağı, en alt düzeyde
    • "İlmin âlâsı da olur, ednası da!" (Hüseyin Rahmi Gürpınar)

Kelime Anlamları Kaynağı : Türk Dil Kurumu Güncel Türkçe Sözlüğü