Sonunda a olan 3 harfli 38 kelime var. A harfi ile biten kelimeler listesini inceleyerek aradığınız kelimeleri bulabilirsiniz. Türkçe araştırmalarınızda, scrabble oyununda bu kelimeleri kullanabilirsiniz. Ayrıca İçinde a harfi olan kelimeler listesine ya da başında a harfi olan kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, işlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- OVA
-
-
[isim]
Çevrelerine göre çukurda kalmış, çoğunlukla alüvyonla örtülü, eğimi az, akarsuların derine gömülmemiş olduğu, genellikle geniş veya dar düzlük, yazı
- "Tabiatın kırlara, ovalara verdiği doyulmaz güzellikte bir parça var." (Memduh Şevket Esendal)
-
[isim]
Çevrelerine göre çukurda kalmış, çoğunlukla alüvyonla örtülü, eğimi az, akarsuların derine gömülmemiş olduğu, genellikle geniş veya dar düzlük, yazı
- İTA
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Verme, ödeme
-
[isim]
Verme, ödeme
- ATA
-
-
[isim]
Baba
- "Olanlardan sonra yine atadan babadan gördüğümüze döndük." (Tarık Dursun K)
-
Dedelerden ve büyük babalardan her biri
- "Ey kız gözüme huri görünürsün / Atan sevmez seni benden ziyade." (Karacaoğlan)
-
Kişinin geçmişte yaşamış olan büyükleri
-
[isim]
Baba
- OBA
-
-
[isim]
Göçebelerin konak yeri
- "Yarın daha gün ışımadan kovduracağım onları obadan." (Yahya Kemal)
-
Bu yerde konaklayan göçebe halk veya aile
- "Dayısı, amcası dâhil, obadan, oymaktan kimse dünür gitmeye gönüllü değildir." (Tarık Buğra)
-
Genellikle bölmeli göçebe çadırı
-
[isim]
Göçebelerin konak yeri
- AHA
-
-
[edat]
İşte
- "Bizim köy aha şuracıkta!"
-
[edat]
İşte
- UZA
- ...
- İMA
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Dolaylı olarak anlatma, üstü kapalı olarak belirtme, işaretleme, anıştırma, ihsas
- "Başkalarına ima ile bile söylemekten çekindiğim en mahrem şeyleri bilen insandın sen." (Peyami Safa)
- "Öyle bir şey olsa laf arasında muhakkak ima ederdi." (Haldun Taner)
-
Açıkça belirtilmeyen, dolaylı olarak anlatılan şey
-
[isim]
Dolaylı olarak anlatma, üstü kapalı olarak belirtme, işaretleme, anıştırma, ihsas
- AZA
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Üye
- "Komşu gencine yüz vermemiş, çocuklu bir mahkeme azasıyla evlenmişti." (Reşat Nuri Güntekin)
-
Vücut parçası, organ
- "Bu vücut, bütün azası kırılmış, birbiri üstüne yığılmış bir külçe hâlinde." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
-
[isim]
Üye
- IRA
-
-
[isim]
Karakter
-
[isim]
Karakter
- UCA
-
-
[isim]
Kuyruk sokumu kemiği, pöç
-
[isim]
Kuyruk sokumu kemiği, pöç
- RUA
- ...
- OYA
-
-
[isim]
Genellikle ipek ibrişim kullanarak iğne, mekik, tığ veya firkete ile yapılan ince dantel
- "Kadın fevkalade nazik ve güzel, çocuklar oya gibi idiler." (Sait Faik Abasıyanık)
-
[isim]
Genellikle ipek ibrişim kullanarak iğne, mekik, tığ veya firkete ile yapılan ince dantel
- OHA
-
-
[ünlem]
Büyükbaş hayvanları durdurmak için kullanılan bir seslenme sözü
-
Kaba ve yakışıksız bir davranışta bulunan kişilere karşı kullanılan söz
-
[ünlem]
Büyükbaş hayvanları durdurmak için kullanılan bir seslenme sözü
- AĞA
-
-
[isim]
Geniş toprakları olan, sözü geçen, varlıklı kimse
- "Bu köyün ağası ben miyim, o mu..." (Tarık Buğra)
-
Halk arasında sayılan ve sözü geçen erkeklere verilen unvan
- "Mehmet ağa. Hüseyin ağa."
-
Büyük kardeş, ağabey
- "Köye varınca ağamdan parasını muhakkak alır, sana veririm." (Etem İzzet Benice)
-
Okuryazar olmayan yaşlı kimselerin adlarıyla birlikte kullanılan san
-
[sıfat]
Cömert, eli açık
-
Koca
-
Osmanlı İmparatorluğu'nda bazı kuruluşların başında bulunanlara verilen resmî san
- "Yeniçeri ağası. Çarşı ağası."
-
[isim]
Geniş toprakları olan, sözü geçen, varlıklı kimse
- ABA
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Yünün dövülmesiyle yapılan kalın ve kaba kumaş
- "Sen mi verdin ona gönül yoksa o mu yaktı sana daha önce abayı?" (Osman Cemal Kaygılı)
-
Bu kumaştan yapılmış yakasız ve uzun üstlük
-
[sıfat]
Bu kumaştan yapılmış olan
- "Ayağında bir aba potur vardı." (Reşat Nuri Güntekin)
-
Bu kumaştan yapılan ve dervişlerce giyilen hırka
- "Aba var, post var, meydanda er yok." (Yahya Kemal Beyatlı)
-
Kepenek (I)
-
[isim]
Yünün dövülmesiyle yapılan kalın ve kaba kumaş
- BOA
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Boa yılanı
-
Kadınların boyunlarına aldıkları yılan biçiminde dar ve uzun kürk, boyun kürkü
-
[isim]
Boa yılanı
- İFA
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Bir işi yapma, yerine getirme
- "Hürmetlerimi kendim ifa eder, mektup yazarım." (Sait Faik Abasıyanık)
-
Ödeme
-
[isim]
Bir işi yapma, yerine getirme
- AYA
-
-
[isim]
Elin parmak dipleriyle bilek arasındaki iç bölümü, avuç içi
-
Ayak tabanı
-
Yaprakların düz ve parlak bölümü
-
[isim]
Elin parmak dipleriyle bilek arasındaki iç bölümü, avuç içi
- ALA
-
-
[sıfat]
Karışık renkli, çok renkli, alaca
- "Ala kilim eskimiş."
-
[isim]
Alabalık
-
Açık kestane renginde olan, ela (göz)
-
[isim]
Kekliğin boynundaki siyah halka
-
[sıfat]
Karışık renkli, çok renkli, alaca
- İLA
-
-
[edat]
...-den, ...-e kadar
- "Sınıfın mevcudu on ila on beş kişi arasında değişiyor."
-
[edat]
...-den, ...-e kadar