Sonunda a olan 3 harfli 38 kelime var. A harfi ile biten kelimeler listesini inceleyerek aradığınız kelimeleri bulabilirsiniz. Türkçe araştırmalarınızda, scrabble oyununda bu kelimeleri kullanabilirsiniz. Ayrıca İçinde a harfi olan kelimeler listesine ya da başında a harfi olan kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, işlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi

Harf Sayısına Göre Kelimeler


Kelime bulma makinesi

Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.



Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)

OVA

  1. [isim] Çevrelerine göre çukurda kalmış, çoğunlukla alüvyonla örtülü, eğimi az, akarsuların derine gömülmemiş olduğu, genellikle geniş veya dar düzlük, yazı
    • "Tabiatın kırlara, ovalara verdiği doyulmaz güzellikte bir parça var." (Memduh Şevket Esendal)

İTA

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Verme, ödeme

ATA

  1. [isim] Baba
    • "Olanlardan sonra yine atadan babadan gördüğümüze döndük." (Tarık Dursun K)
  2. Dedelerden ve büyük babalardan her biri
    • "Ey kız gözüme huri görünürsün / Atan sevmez seni benden ziyade." (Karacaoğlan)
  3. Kişinin geçmişte yaşamış olan büyükleri

OBA

  1. [isim] Göçebelerin konak yeri
    • "Yarın daha gün ışımadan kovduracağım onları obadan." (Yahya Kemal)
  2. Bu yerde konaklayan göçebe halk veya aile
    • "Dayısı, amcası dâhil, obadan, oymaktan kimse dünür gitmeye gönüllü değildir." (Tarık Buğra)
  3. Genellikle bölmeli göçebe çadırı

AHA

  1. [edat] İşte
    • "Bizim köy aha şuracıkta!"

UZA
...
İMA

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Dolaylı olarak anlatma, üstü kapalı olarak belirtme, işaretleme, anıştırma, ihsas
    • "Başkalarına ima ile bile söylemekten çekindiğim en mahrem şeyleri bilen insandın sen." (Peyami Safa)
    • "Öyle bir şey olsa laf arasında muhakkak ima ederdi." (Haldun Taner)
  2. Açıkça belirtilmeyen, dolaylı olarak anlatılan şey

AZA

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Üye
    • "Komşu gencine yüz vermemiş, çocuklu bir mahkeme azasıyla evlenmişti." (Reşat Nuri Güntekin)
  2. Vücut parçası, organ
    • "Bu vücut, bütün azası kırılmış, birbiri üstüne yığılmış bir külçe hâlinde." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)

IRA

  1. [isim] Karakter

UCA

  1. [isim] Kuyruk sokumu kemiği, pöç

RUA
...
OYA

  1. [isim] Genellikle ipek ibrişim kullanarak iğne, mekik, tığ veya firkete ile yapılan ince dantel
    • "Kadın fevkalade nazik ve güzel, çocuklar oya gibi idiler." (Sait Faik Abasıyanık)

OHA

  1. [ünlem] Büyükbaş hayvanları durdurmak için kullanılan bir seslenme sözü
  2. Kaba ve yakışıksız bir davranışta bulunan kişilere karşı kullanılan söz

AĞA

  1. [isim] Geniş toprakları olan, sözü geçen, varlıklı kimse
    • "Bu köyün ağası ben miyim, o mu..." (Tarık Buğra)
  2. Halk arasında sayılan ve sözü geçen erkeklere verilen unvan
    • "Mehmet ağa. Hüseyin ağa."
  3. Büyük kardeş, ağabey
    • "Köye varınca ağamdan parasını muhakkak alır, sana veririm." (Etem İzzet Benice)
  4. Okuryazar olmayan yaşlı kimselerin adlarıyla birlikte kullanılan san
  5. [sıfat] Cömert, eli açık
  6. Koca
  7. Osmanlı İmparatorluğu'nda bazı kuruluşların başında bulunanlara verilen resmî san
    • "Yeniçeri ağası. Çarşı ağası."

ABA

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Yünün dövülmesiyle yapılan kalın ve kaba kumaş
    • "Sen mi verdin ona gönül yoksa o mu yaktı sana daha önce abayı?" (Osman Cemal Kaygılı)
  2. Bu kumaştan yapılmış yakasız ve uzun üstlük
  3. [sıfat] Bu kumaştan yapılmış olan
    • "Ayağında bir aba potur vardı." (Reşat Nuri Güntekin)
  4. Bu kumaştan yapılan ve dervişlerce giyilen hırka
    • "Aba var, post var, meydanda er yok." (Yahya Kemal Beyatlı)
  5. Kepenek (I)

BOA

Kelime Kökeni : Fransızca

  1. [isim] Boa yılanı
  2. Kadınların boyunlarına aldıkları yılan biçiminde dar ve uzun kürk, boyun kürkü

İFA

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Bir işi yapma, yerine getirme
    • "Hürmetlerimi kendim ifa eder, mektup yazarım." (Sait Faik Abasıyanık)
  2. Ödeme

AYA

  1. [isim] Elin parmak dipleriyle bilek arasındaki iç bölümü, avuç içi
  2. Ayak tabanı
  3. Yaprakların düz ve parlak bölümü

ALA

  1. [sıfat] Karışık renkli, çok renkli, alaca
    • "Ala kilim eskimiş."
  2. [isim] Alabalık
  3. Açık kestane renginde olan, ela (göz)
  4. [isim] Kekliğin boynundaki siyah halka

İLA

  1. [edat] ...-den, ...-e kadar
    • "Sınıfın mevcudu on ila on beş kişi arasında değişiyor."

Kelime Anlamları Kaynağı : Türk Dil Kurumu Güncel Türkçe Sözlüğü