Başında a olan 8 harfli 592 kelime var. A harfi ile başlayan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe ile ilgili araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Ayrıca İçinde a harfi olan kelimeler listesine ya da sonu a harfi ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz.
Karmaşık harflerden başında a bulunan kelimeleri bulmak için Kelime Bulma Makinesi'ni kullanabilirsiniz.
Harf Sayısına Göre Kelimeler
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- AMANNAME
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
İslam devletlerinde düşmana güvenlik içinde olduğunu bildirmek üzere verilen belge
-
[isim]
İslam devletlerinde düşmana güvenlik içinde olduğunu bildirmek üzere verilen belge
- ARMADURA
-
Kelime Kökeni : İtalyanca
-
[isim]
Gemide direklere takılı halatları bağlamak için küpeştenin iç tarafında bulunan delikli ve çubuklu levha
-
[isim]
Gemide direklere takılı halatları bağlamak için küpeştenin iç tarafında bulunan delikli ve çubuklu levha
- ARUSEKLİ
- ...
- ANHİDRİT
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Genellikle kaya tuzu ve alçı taşıyla birlikte bulunan doğal, susuz kalsiyum sülfat
-
[isim]
Genellikle kaya tuzu ve alçı taşıyla birlikte bulunan doğal, susuz kalsiyum sülfat
- AVUTULMA
-
-
[isim]
Avutulmak işi
-
[isim]
Avutulmak işi
- ADİLEŞME
-
-
[isim]
Adileşmek durumu
-
[isim]
Adileşmek durumu
- AFETZEDE
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Afete uğramış, afet görmüş kimse
-
[isim]
Afete uğramış, afet görmüş kimse
- ARANILMA
-
-
[isim]
Aranılmak işi veya durumu
-
[isim]
Aranılmak işi veya durumu
- AYTIŞMAK
-
-
[nsz]
Atışmak, tartışmak, münakaşa etmek
-
Halk şairleri belli bir ayak çerçevesinde karşılıklı atışmak
-
[nsz]
Atışmak, tartışmak, münakaşa etmek
- AĞARTMAK
-
-
[-i]
Ak duruma getirmek, beyazlatmak
-
Kuyumculukta gümüşü temizlemek
-
[-i]
Ak duruma getirmek, beyazlatmak
- AKABİLME
-
-
[isim]
Akabilmek işi
-
[isim]
Akabilmek işi
- AKŞAMDAN
-
-
[zarf]
Henüz akşam iken
- "Akşamdan uyuklamaya başladı."
-
[zarf]
Henüz akşam iken
- ASTRONOT
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Uzay adamı
-
[isim]
Uzay adamı
- AYARTICI
-
-
[isim]
Baştan çıkaran, doğru yoldan saptıran, ayartan kimse
- "O hep eski oynak, gönül ayartıcı ve neşeli Samiye idi." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
-
[isim]
Baştan çıkaran, doğru yoldan saptıran, ayartan kimse
- ALELUSUL
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[zarf]
Yol yordam gereğince, kurala uygun bir biçimde
- "Şimdi bunları bırak da bir defa alelusul kardeşine söyle." (Halit Fahri Ozansoy)
-
Âdet yerini bulsun diye
-
[zarf]
Yol yordam gereğince, kurala uygun bir biçimde
- ARŞINLIK
-
-
Arşın ölçüsünde, arşın kadar
- "Üç arşınlık bez."
-
Arşın ölçüsünde, arşın kadar
- ARTİSTİK
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[sıfat]
Güzel sanatların gerektirdiği niteliğe uygun, sanatlı
- "Artistik patinaj."
-
[sıfat]
Güzel sanatların gerektirdiği niteliğe uygun, sanatlı
- AŞIRTMAK
-
-
[-i]
Aşırma işini yaptırmak
-
Aşırmak
-
[-i]
Aşırma işini yaptırmak
- ABIHAYAT
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[isim]
Efsanelere göre içen kimseye ölümsüzlük sağladığına inanılan bir su, bengi su
-
[isim]
Efsanelere göre içen kimseye ölümsüzlük sağladığına inanılan bir su, bengi su
- AĞZINDAN
-
-
birisinden dinleyerek
- "Yusuf Efendi biçareye ağız açtırmıyordu."
- "Gelgelelim Akif, Berlin'e gidip de oradaki kahveleri gördüğü vakit ağız değiştirmek zorunda kalır." (Salâh Birsel)
- "Kolonya dökmekten, şeker tutmaktan, iyi gözükeceğim diye ağız etmekten yoruldu." (Lâtife Tekin)
- "Ben nasıl ağız kullanıyorsam sen de o yolda konuş."
-
adına
- "Küçük bir ağız."
- "Aman efendim, bendenize bir ağız açtılar, donakalmışım." (Memduh Şevket Esendal)
- "Çok şükür, ağzı laf yapandan çok, eli işe yatkın aydınlara muhtaç olduğumuzu, anlar gibiyiz." (Atilla İlhan)
- "Hey zavallı balık, diyor, ağzın var dilin yok" (Sait Faik Abasıyanık)
-
birisinden dinleyerek