Başında a olan 2 harfli 17 kelime var. A harfi ile başlayan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe ile ilgili araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Ayrıca İçinde a harfi olan kelimeler listesine ya da sonu a harfi ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz.

Karmaşık harflerden başında a bulunan kelimeleri bulmak için Kelime Bulma Makinesi'ni kullanabilirsiniz.

Harf Sayısına Göre Kelimeler


Kelime bulma makinesi

Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.



Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)

AN

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Zamanın bölünemeyecek kadar kısa parçası, lahza

AM

  1. [isim] Dişilik organı, ferç

AR

Kelime Kökeni : Fransızca

  1. [isim] 100 m² değerinde yüzey ölçü birimi
    • "Bir ar, kenarı on metre olan bir karenin alanıdır."

AL

  1. [isim] Aldatma, düzen, tuzak, hile

AK

  1. [isim] Kar, süt vb.nin rengi, beyaz, kara ve siyah karşıtı
    • "Benim bütün saçlarıma, senin sadece şakaklarına ak düşmüş." (Refik Halit Karay)
    • "Ben kendi hesabıma bir parça Fransızca öğrenebilmek için akla karayı seçtim." (Bedri Rahmi Eyuboğlu)
  2. [sıfat] Bu renkte olan
    • "Ablak yüzlü, kısa kesilmiş ak sakallı bir adamdı." (Memduh Şevket Esendal)
  3. Beyaz leke
    • "Bir gözünde ak var."
  4. Bazı şeylerde beyaz bölüm
    • "Yumurta akı."
    • "Gözün akı."
  5. [sıfat] Temiz
  6. [sıfat] Dürüst
  7. [sıfat] Sıkıntısız, rahat
    • "Ak günler göresin."

AH

  1. [isim] İlenme, beddua
    • "Ana baba ahını almak doğru değildir."
  2. [ünlem] (a:h) Sesin tonuna göre pişmanlık, öfke, özlem, beğenme, sevgi vb. duygular anlatan bir söz
    • "Ah, ne güzeldi o Direklerarası'ndaki Ramazan ve Donanma geceleri!" (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
  3. [ünlem] (a:h) Ağrı, acı duyulduğunda söylenen bir söz
    • "Ah başım!"

AB

Kelime Kökeni : Farsça

  1. [isim] Su

AS

  1. [isim] Kakım

AY

  1. [isim] Dünyanın uydusu olan gök cismi, kamer
  2. Art arda gelen iki yeni ay arasında geçen süre
  3. Yılın on iki bölümünden her biri
    • "Mart ayı. Nisan ayı. Mayıs ayı."
  4. Bir ayın herhangi bir gününden ertesi ayın aynı gününe kadar geçen veya yaklaşık otuz gün olarak kabul edilen süre
    • "Bu iş ancak üç ayda biter. Temiz iş altı ayda çıkar."

  1. [isim] Yemek

  1. [isim] İplik, sicim, tel vb. ince şeylerden kafes biçiminde yapılmış örgü
    • "Balık ağı. Tenis ağı."
  2. Örümcek vb. hayvanların salgılarıyla oluşturdukları örgü
  3. Ulaşım ve iletişim gibi alanlarda ülkenin her yerine yaygınlaştırılmış şebeke
    • "Cumhuriyetin onuncu yılında ülkemiz demir ağlarla örülmüştü."
  4. Tuzak
    • "Onu, ağına düşmüş bir av gibi ne öldürdü ne ondurdu." (Samiha Ayverdi)
  5. Oyun alanını ortadan ikiye bölen veya kale direkleri arkasına gerilen, iple yapılmış örgü
  6. Çaprazlama örgü ile yapılan ve kale direkleri arkasına gerilen örgü, file

AD

  1. [isim] Bir kimseyi, bir şeyi anlatmaya, tanımlamaya, açıklamaya, bildirmeye yarayan söz, isim: Çocuk, kedi, ağaç, düşünce, iyilik, Ahmet, Ertuğrul birer addır
    • "Adını İstanbul mektubu koyacaktım bu yazının, sonra düşündüm, beğenmedim." (Nurullah ataç)
    • "Onun adı çıkmış yoksa fena adam değil."
    • "Artık o yana bir daha gelme, adın çıktı dokuza, inmez sekize, demedim miydi?" (Burhan Günel)
    • "Böyle bir şey yazmaya kalkarsam adım deliye çıkacak." (Reşat Nuri Güntekin)
  2. Herkesçe tanınmış veya işitilmiş olma durumu, ün, nam, şöhret
    • "Nafile, üzerime varmayın, ad vermem."
    • "O, dünya tıp tarihine adı geçmiş bir doktorumuzdu."
    • "Benim adımı ver, o senin işini yapar."
  3. Anılacak değer, önem
    • "Bir baş soğanın da adı mı olurmuş?"
  4. Canlı ve cansız varlıkları, duygu ve düşünceleri, çeşitli durumları bildiren kelime, isim

AZ

  1. [sıfat] Nicelik, nitelik, güç, süre, sayı bakımından eksik
    • "Heykel konularının parmakla sayılacak kadar az olduğunu ileri sürüyordu." (Bedri Rahmi Eyuboğlu)
    • "Saçlarının tamamı ağarmış. Az buz değil üç yılı doldurduk birlikte." (Ayşe Kulin)
    • "Sen de az değilsin, muziplikte ona taş çıkartırsın."
    • "Zavallıyı az kalsın gırtlağından yakalayıp boğacaktı." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
  2. [zarf] Alışılmış olandan, umulandan veya gerekenden eksik olarak

  1. [sıfat] Yemek yemesi gereken, tok karşıtı
    • "Aç ne yemez, tok ne demez." (Divanü Lügati't-Türk)
    • "Fatma'nın yemek çantası olmasaydı, dün aç kalmıştım." (Falih Rıfkı Atay)
  2. [isim] Yiyecek bulamayan kimse
    • "Ben hem öksüzüm hem yetimim hem de tam 23 saattir açım." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
  3. Gözü doymaz, haris
    • "Ne aç adam."
  4. Çok istekli, hevesli
  5. [zarf] Karnı doymamış olarak
    • "Ben aç yattım mı kötü kötü rüyalar görürüm nedense." (Orhan Kemal)

AT

  1. [isim] Atgillerden, binme, yük çekme, taşıma vb. hizmetlerde kullanılan, tek tırnaklı hayvan
    • "... büyüklerin 'içinde at koştur' diye tarif ettikleri taşlık ve sofaları vardı." (Reşat Nuri Güntekin)
    • "Karnım doydu ama gözüm doymadı der, atın ölümü arpadan olsun da der; yer bir tatlı daha ..." (Zeyyat Selimoğlu)
  2. Satrançta, her yönde siyahtan beyaza ve beyazdan siyaha bir hane atlayarak L biçiminde hareket eden taş
    • "Ben onunla at oynatamam."

AV

  1. [isim] Karada, denizde, gölde veya akarsularda evcil olmayan hayvanları vurma veya yakalama işi
    • "Av köpeği avdan kalmaz."
    • "Ava giden avlanır."
    • "Dedemler silahlanıp dağlarda eşkıya avına çıkmışlar domuz avına çıkar gibi." (Tarık Dursun K)
  2. Bir hayvanın bir başka hayvanı yemek için yakalaması
  3. Bu yollarla yakalanan hayvan
  4. Tuzağa düşürülen, kendisinden yararlanılan kimse

AF

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Bir suçu, bir kusuru veya bir hatayı bağışlama
    • "Efendimiz, af buyurun, boynumuz kıldan incedir." (Feridun Fazıl Tülbentçi)
    • "Münhasıran orman suçları için genel ve özel af çıkarılmaz." (Anayasa)
    • "Yalvardım, af diledim, barıştık." (Yusuf Ziya Ortaç)
  2. Mazur görülme
    • "Bu görevden affımı dilerim."
  3. Görevden çıkarılma
    • "Kardeşinin vazifeden affı kararlaşmış."

Kelime Anlamları Kaynağı : Türk Dil Kurumu Güncel Türkçe Sözlüğü