Başında ze olan 5 harfli 22 kelime var. Ze ile başlayan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe ile ilgili araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Ayrıca İçinde ze olan kelimeler listesine ya da sonu ze ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz.

Karmaşık harflerden başında ze bulunan kelimeleri bulmak için Kelime Bulma Makinesi'ni kullanabilirsiniz.

Harf Sayısına Göre Kelimeler


Kelime bulma makinesi

Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.



Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)

ZEBUN

Kelime Kökeni : Farsça

  1. [sıfat] Güçsüz, zayıf, âciz
    • "İnsan gözünden ziyade, bu kafese konmuş vahşi, yırtıcı hayvanların, içleri hırs, haşinlik ve ürkeklikle dolu, heybetli fakat zebun gözlerine benziyordu." (Refik Halit Karay)
    • "Beni bir gözleri ahuya zebun etti felek." (Yavuz. Sultan Selim)
    • "Bir zaman gelir ki sırf kendi icadımız olan bir his elinde zebun kalırız." (Hüseyin Cahit Yalçın)

ZEFİR

Kelime Kökeni : Fransızca

  1. [isim] Genellikle gömlek yapmakta kullanılan, çizgili, ince, pamuklu bir tür kumaş

ZEVAT

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Kişiler, zatlar
    • "Gazetenin, mutat zevat adını verdiği arkadaşlarımız ki daima Atatürk'ün yanında bulunurlar." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)

ZERRE

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Çok küçük parçacık
    • "Kendi servetinden bir zerresini vatan namına feda etmemişti." (Ömer Seyfettin)
    • "Bazen o muammalı hâl tamamen üstünden kalkıyor, zerre kadar eseri kalmıyor." (Sermet Muhtar Alus)
  2. 0,00156 g olan ağırlık ölçü birimi
    • "Kadın, içinde zerre kadar şefkat bulunmayan bir sesle..." (Atilla İlhan)

ZELVE

Kelime Kökeni : Rumca

  1. [isim] Çift öküzünün boyunduruktan çıkmaması için boynunun iki yanından boyunduruğa, aşağıya doğru geçirilen çubuk

ZEHAP

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Sanma, sanı, zannetme
    • "Bu oyunun kendine düşman bir partiye seçmen kazandırdığı zehabına kapılmış olacak." (Haldun Taner)
    • "Kim bilir ne taraflara yorar, ne zehaplarda bulunur?" (Sermet Muhtar Alus)

ZECRİ
...
ZEYİL

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Ek
  2. Bir yazıya ek olarak katılan parça
  3. Bir eseri tamamlamak için sonradan yazılan ek eser

ZEKAT
...
ZEHİR

Kelime Kökeni : Farsça

  1. [isim] Organizmaya girdiğinde kimyasal etkisiyle fizyolojik görevleri bozan ve miktarına göre canlıyı öldürebilen madde, ağı, sem
    • "Evvela bir yumruk vurdu sersemledim, sonra ağzıma bilmediğim bir zehir tıktı, işte bu zehirle bayıldım." (Falih Rıfkı Atay)
    • "Bunlar, etraflarına mütemadiyen zehir saçmakta ve kendi kuruntularını ancak birtakım garip snopluklarla avutmaya çalışmaktadırlar." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
  2. Büyük üzüntü, acı, keder, sıkıntı
    • "Dünya ile küsmüş, içi zehir dolu olarak yaşamıştı bütün gençliğini." (Necati Cumalı)
    • "İçimde elim bir boşluk, aşk ve hayat ortasında derin bir yalnızlık hissiyle bütün uykum acı ve zehir kesildi." (Hüseyin Cahit Yalçın)

ZEMİN

Kelime Kökeni : Farsça

  1. [isim] Taban, döşeme, yer
    • "Kırmızı bir zemin üstünde bir sürü insan, havada uçan beyaz bir kuşa bakıyorlardı." (Memduh Şevket Esendal)
  2. Kumaş, süslü kâğıt, halı, yer muşambası, tablo vb. desenli nesnelerde, biçimlerin üzerinde yer aldığı renk
    • "Zemini mavi bir halı. Zemini beyaz bir basma."
  3. Temel, dayanak
    • "Asıl sohbet zemini nadide yemek tarifi, köşk ve bahçe tanzimidir." (Refik Halit Karay)
  4. Ortam
    • "Tartışmayı bu zeminde ele alalım."
  5. Yeryüzü, dünya

ZENCİ

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Siyah ırktan olan kimse, siyahi
    • "Avrupalılar arasında, bizi zenci gibi kara zannedenler varmış." (Falih Rıfkı Atay)

ZERDE

Kelime Kökeni : Farsça

  1. [isim] Safranla renk ve koku verilen bir çeşit şekerli pirinç peltesi

ZECİR

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Yaptırmama, yasaklama
  2. Zorlama
  3. Eziyet etme

ZELİL

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [sıfat] Hor görülen, aşağı tutulan, aşağılanan
    • "Şımarık kantocu kim bilir hangi tesirler altında eski mütevazı, zelil, ahiretlik olmuştu." (Reşat Nuri Güntekin)
    • "Onun namusu için ben zelil oldum, onun saati için ben bedbaht oldum." (Aka Gündüz)

ZEBUR
...
ZEVAL

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Yok olma, yok edilme
    • "Allah kimseye zeval vermesin."
  2. Suç, kabahat, sorumluluk
  3. Bozulma
  4. Öğle

ZEBAN

Kelime Kökeni : Farsça

  1. [isim] Dil (I)

ZEVCE

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Karı

ZENNE

Kelime Kökeni : Farsça

  1. [isim] Kadın
    • "Zenne çorabı."
  2. Orta oyununda veya Karagöz'de kadın rolüne çıkan erkek oyuncu

Kelime Anlamları Kaynağı : Türk Dil Kurumu Güncel Türkçe Sözlüğü