Başında z olan 6 harfli 84 kelime var. Z harfi ile başlayan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe ile ilgili araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Ayrıca İçinde z harfi olan kelimeler listesine ya da sonu z harfi ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz.
Karmaşık harflerden başında z bulunan kelimeleri bulmak için Kelime Bulma Makinesi'ni kullanabilirsiniz.
Harf Sayısına Göre Kelimeler
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- ZIMNEN
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[zarf]
Üstü kapalı olarak, dolayısıyla
- "Konuyu bana zımnen anlattı."
-
[zarf]
Üstü kapalı olarak, dolayısıyla
- ZÜĞÜRT
-
-
[sıfat]
Parasız, yoksul, meteliksiz olan (kimse)
-
[sıfat]
Parasız, yoksul, meteliksiz olan (kimse)
- ZİLSİZ
-
-
[sıfat]
Zili olmayan
- "Çuha elbiseler giymiş, sakalı gayet biçimli kesilmiş, güzel yüzlü genç bir elekçi sazını kuruyor, alnı çatkılı kart bir kadın zilsiz tefini ovuşturuyordu." (Refik Halit Karay)
-
[sıfat]
Zili olmayan
- ZORLUK
-
-
[isim]
Sıkıntı veya güçlükle yapılma durumu, zor olma, güçlük
- "Seyfi, zorluk karşısında kalırsa birini yakalayıp silah atmadan buraya dönecek." (Samim Kocagöz)
-
[isim]
Sıkıntı veya güçlükle yapılma durumu, zor olma, güçlük
- ZEDELİ
-
-
[sıfat]
Zedelenmiş
-
[sıfat]
Zedelenmiş
- ZAHİRE
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Gereğinde kullanılmak için saklanan tahıl, aşlık
- "Zihnini, cerre çıktığı vakit toplayacağı paradan, biriktireceği zahireden başka hiçbir fikir işgal edemezdi." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
-
[isim]
Gereğinde kullanılmak için saklanan tahıl, aşlık
- ZEPLİN
-
Kelime Kökeni : Almanca
-
[isim]
Hava gemisi
-
[isim]
Hava gemisi
- ZEVKLİ
-
-
[sıfat]
Beğenilen, hoşa giden
- "Bütün vücudumda zevkli ürpermelerle titriyordum." (Reşat Nuri Güntekin)
- "Askerlik bana idman ve gezinti gibi kolay ve zevkli geldi." (Falih Rıfkı Atay)
-
Beğenisi olan (kimse)
-
[sıfat]
Beğenilen, hoşa giden
- ZİKZAK
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
Art arda birdenbire ters yöne açılar yapan kırık çizgi
-
Sık sık değişen görüş, düşünce veya davranış, istikrarsızlık
- "Yurdumuzun daha çok zikzaklar ülkesi olduğuna artık iyice alıştık." (Haldun Taner)
-
[sıfat]
Karşılıklı
- "Boğaziçi köylerinde oturanların birbirleriyle buluşmaları için zikzak vapurlar işlerdi." (Abdülhak Şinasi Hisar)
-
Art arda birdenbire ters yöne açılar yapan kırık çizgi
- ZİNDAN
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[isim]
Tutuklu veya hükümlülerin içine konulduğu kapalı yer
- "Ah evladım, sorma, onu bir zalim herif aldı, zavallı tazeye dünyayı zindan etti." (Ömer Seyfettin)
- "Evi ona zindan oldu."
-
Çok karanlık ve sıkıntılı yer
- "Lakin bir gün öyle bir şey olmuştu ki Özbekiye Bahçesi gözümde âdeta zindan kesildiydi." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
-
[isim]
Tutuklu veya hükümlülerin içine konulduğu kapalı yer
- ZULMET
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Karanlık
- "Görmek için aydınlık ve görülmemek için zulmet lazımdı." (Falih Rıfkı Atay)
-
[isim]
Karanlık
- ZAZACA
- ...
- ZARURİ
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[sıfat]
Zorunlu
- "Bu iskemlelerin böyle karşılıklı dizilmesi zaruridir." (Halit Fahri Ozansoy)
-
Gerekli
-
[sıfat]
Zorunlu
- ZAHMET
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Sıkıntı, güçlük, yorgunluk, eziyet, meşakkat
- "Yalnız rica ederim, bir an için bir zahmet ve fedakârlık daha yapın." (Halit Fahri Ozansoy)
- "Yolda çok zahmet çekmiş, bereket versin Paris sefareti erkânından biri kendisine refakat etmiş." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
- "Benim için yine yorulacaksınız, zahmete katlanacaksınız, dedi." (Refik Halit Karay)
- "Bunun için büyük zahmetlere girmeye gerek yoktur." (Salâh Birsel)
-
[isim]
Sıkıntı, güçlük, yorgunluk, eziyet, meşakkat
- ZEYREK
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[sıfat]
Anlayışlı, uyanık, zeki
-
[sıfat]
Anlayışlı, uyanık, zeki
- ZABITA
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Belediye hizmetlerinin güvenliğini sağlamakla görevli yönetim
- "Bir kaza veya bir cinayet müstesna, karısını kaybeden bir kocanın zabıtaya müracaatı kadar elim bir gülünçlük var mıdır?" (Aka Gündüz)
-
Belediye zabıtası
-
[isim]
Belediye hizmetlerinin güvenliğini sağlamakla görevli yönetim
- ZITLIK
-
-
[isim]
Karşıtlık
-
[isim]
Karşıtlık
- ZAĞSIZ
-
-
[sıfat]
Kılağısız
-
[sıfat]
Kılağısız
- ZENGİN
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[sıfat]
Parası, malı çok olan, varlıklı, fakir, yoksul karşıtı
- "Şık, zengin, keyfi yerinde, yazı Avrupa'da ve kışı Beyrut'ta geçiren Suriyelilerden biri idi." (Falih Rıfkı Atay)
- "En nihayet işi sigortacılığa dökerek bu yüzden hayli zengin olmuştu." (Haldun Taner)
-
Yararlı veya kendisinden beklenilen, istenilen nitelikleri çok olan
- "Zengin bir dil. Zengin bir kitaplık. Zengin bir anlatım."
-
Verimli
- "Zengin bir doğa."
-
Gösterişli
- "Zengin bir giysi."
-
[sıfat]
Parası, malı çok olan, varlıklı, fakir, yoksul karşıtı
- ZIPKIN
-
-
[isim]
Büyük balıkları vurup çekmeye yarayan ucu çengelli mızrak
-
[isim]
Büyük balıkları vurup çekmeye yarayan ucu çengelli mızrak