Başında z olan 5 harfli 91 kelime var. Z harfi ile başlayan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe ile ilgili araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Ayrıca İçinde z harfi olan kelimeler listesine ya da sonu z harfi ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz.

Karmaşık harflerden başında z bulunan kelimeleri bulmak için Kelime Bulma Makinesi'ni kullanabilirsiniz.

Harf Sayısına Göre Kelimeler


Kelime bulma makinesi

Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.



Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)

ZAĞCI

  1. [isim] Kılağı yapan kimse

ZORUN

  1. [isim] Mecburiyet
    • "Biz artık ilkel insan anlayışımızı değiştirmek zorununu duyuyoruz." (Melih Cevdet Anday)

ZİHAF

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Aruzla yazılmış şiirlerde uzun bir ünlünün uzun okunması gerekirken kısa okunması, imale karşıtı

ZAMME

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Ötre

ZİYAN

Kelime Kökeni : Farsça

  1. [isim] Zarar
    • "Ziyanımız, ölçülere sığmayacak kadar büyüktür." (Ruşen Eşref Ünaydın)
    • "Ah budala kız, gençliğinin kıymetini bilmiyorsun, güzelliğini ziyan ediyorsun." (Sermet Muhtar Alus)
    • "Bence ziyan olmuş, eski deyimiyle heder olmuş bir değerdir." (Haldun Taner)
    • "Biraz çabuk işe girişmiş olacağız ama ziyanı yok, diye düşündü." (Samim Kocagöz)

ZAMİR

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Kişi, dönüşlülük, gösterme, soru ve belirsizlik kavramları vererek varlıkların yerini tutan söz, adıl
    • "Ben, sen, o, biz, siz, onlar; kendim, kendin, kendi, kendimiz, kendiniz, kendileri; bu, şu, o; kim, ne; biri."

ZERDE

Kelime Kökeni : Farsça

  1. [isim] Safranla renk ve koku verilen bir çeşit şekerli pirinç peltesi

ZÜYUF

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Kalp veya ayarı düşük paralar

ZABİT

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Rütbesi teğmenden binbaşıya kadar olan asker
    • "Bu karanlık günler, senin gibi genç, ateşli, imanlı zabitlerin gayreti ile aydınlanacak!" (Samim Kocagöz)
  2. [sıfat] Tuttuğunu koparan, dediğini yaptıran

ZİRVE

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Doruk
    • "Dağın zirvesi."
  2. Bir işte ulaşılan en üst aşama
    • "Sanatın zirvesi."

ZÜBDE

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Öz (I)

ZENCİ

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Siyah ırktan olan kimse, siyahi
    • "Avrupalılar arasında, bizi zenci gibi kara zannedenler varmış." (Falih Rıfkı Atay)

ZAMAN

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Bir işin, bir oluşun içinde geçtiği, geçeceği veya geçmekte olduğu süre, vakit
    • "Zaman geçtikçe hafifleyecek yerde, daha ziyade ağırlaşan bir vicdan azabı duyarım." (Ömer Seyfettin)
    • "Nihayet yalnız kaldığım bir zamanı avlayarak yanıma yaklaşıyor." (Reşat Nuri Güntekin)
    • "Kaybolmuş şeyleri bulurum ama sen zamanı geçirmişsin, saatini bulamadım." (Abdülhak Şinasi Hisar)
  2. Bu sürenin belirli bir parçası, vakit
    • "Efendiler, az söylemek çok yapmak zamanı gelmiştir." (Atilla İlhan)
  3. Belirlenmiş olan an
  4. Çağ, mevsim
    • "Gül zamanı. Çocukluk zamanı."
  5. Bir işe ayrılmış veya bir iş için alışılmış saatler, vakit
  6. Dönem, devir
    • "Eski müdür zamanında hayli şımarmış olan bu miskin ve ukala herifi sepetledi." (Haldun Taner)
  7. Bir süre ile ilgili durum ve şartlar
    • "Sigarasını efkârlı olduğu zamanlar yaptığı gibi sık nefeslerle çabuk çabuk içiyordu." (Haldun Taner)
  8. Olayların oluş ve akış sırasını belirleyen, düzenli ve dönemli gök olaylarını birim olarak kullanan sanal bir kavram
  9. Fiillerin belirttikleri geçmiş zaman, şimdiki zaman, gelecek zaman, geniş zaman kavramı
    • "Geldi, gelmiş, geliyor, gelecek, gelir."
  10. Yer kabuğunun geçirdiği gelişimde belirlenen ve fosillere göre dörde ayrılan geniş evrelerden her biri

ZIMNİ

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [sıfat] Kapalı olarak yapılan veya söylenen, dolayısıyla anlatılan, kapalı, gizli
    • "Bu sözün zımni anlamı şudur."
  2. İçerik

ZİGOT

Kelime Kökeni : Fransızca

  1. [isim] Erkek ve dişi gametin birleşmesiyle oluşan döllenmiş hücre

ZİHİN

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Canlının duygu ve davranışlar dışındaki ruhsal süreç ve etkinliklerinin bütünü
    • "Zihnim boşaldıkça daha doğrusu rahat zamanlarımda Türkçenin güzelliklerini, orijinal cilvelerini düşünürüm." (Burhan Felek)
    • "Nezihe ne yapıp yapmış, genç zabitin zihnine girmiş, bir hafta sonra, onunla nişanlanmış." (Reşat Nuri Güntekin)
    • "Günlerden beri bu düşünce, Anadolu'ya geçmek zihnini altüst ediyordu." (Samim Kocagöz)
    • "Bu istifham, bozuk bir plak gibi bütün gün zihnini tırmaladı durdu." (Haldun Taner)
  2. Bellek
    • "Bu yavrucuğa bakarak hayalini zihnimde büyütmeye başladım." (Ömer Seyfettin)
    • "Çünkü teyzesine, oğlanın son senelerinde zihni karışmasın diye dönünceye kadar hastalandığından hatta ölürse ölümünden bahsedilmemesini sıkı sıkı vasiyet etmişti." (Halide Edip Adıvar)
  3. Anlayış, kavrayış
    • "Zihni açık."
  4. Bilinç, dimağ

ZAHİT

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [sıfat] Dinin yasak ettiği şeylerden sakınıp buyurduklarını yerine getiren (kimse)
    • "Bu sualin karşısında, hakikati inkâr olunmuş bir zahit gibi doğruldu." (Ömer Seyfettin)

ZİHNİ
...
ZÜLAL

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Saf, tatlı su

ZARTA

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Yellenme

Kelime Anlamları Kaynağı : Türk Dil Kurumu Güncel Türkçe Sözlüğü