Başında z olan 4 harfli 30 kelime var. Z harfi ile başlayan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe ile ilgili araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Ayrıca İçinde z harfi olan kelimeler listesine ya da sonu z harfi ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz.

Karmaşık harflerden başında z bulunan kelimeleri bulmak için Kelime Bulma Makinesi'ni kullanabilirsiniz.

Harf Sayısına Göre Kelimeler


Kelime bulma makinesi

Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.



Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)

ZİFT

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Katran ve diğer organik maddelerin buharlaşmasından veya damıtılmasından elde edilen, kolay kırılan, az ısı ile eriyen, katı, siyah, parlak madde, karasakız
    • "Sağ elinin iki parmağı sigara ziftinden kararmıştı." (Memduh Şevket Esendal)

ZIRH

Kelime Kökeni : Farsça

  1. [isim] Savaşlarda ok, kılıç, süngü vb. silahlardan korunmak için giyilen, demir ve tel levhalardan yapılmış giysi
  2. Savaş gemilerinin veya bazı araçların dışına kaplanılan çelik levha

ZERK

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] İç itim

ZEVK

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Hoşa giden veya çekici bir şeyin elde edilmesinden, düşünülmesinden doğan hoş duygu, haz
    • "İçtik bu nadir içkiyi yıllarca kanmadık / Bir böyle zevke tek bir ömür yetmiyor yazık." (Yahya Kemal Beyatlı)
    • "Sokaktaki adam kişiliğine bürünmekten çok zevk alırdı." (Haldun Taner)
    • "Terfi ümidinde olmadıklarından resmî işlere ehemmiyet vermezler, zevklerine bakarlardı." (Refik Halit Karay)
  2. Güzeli çirkinden ayırt etme yetisi, beğeni
  3. Tat, lezzet
    • "Batı edebiyatında şarap içmekten, onun zevkinden hiç bahsedilmez." (Burhan Felek)
  4. Eğlence
    • "Su gibi para harcıyor, zevkine zevk, rahatına rahat katıyor." (Necati Cumalı)

ZEKİ

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [sıfat] Anlama, kavrama yeteneği olan, zekâsı olan, zeyrek
    • "En zeki hayvan maymundur."
  2. Çabuk ve kolay kavrayan
    • "Bildiğim, onun zeki bir genç olduğu ve ara sıra sevimli, ufak şiirler yazdığıdır." (Memduh Şevket Esendal)
  3. Zekâ varlığı gösteren
    • "İnce, zeki bir kalemi vardı." (Yusuf Ziya Ortaç)

ZONA

Kelime Kökeni : Latince

  1. [isim] Deride, sinirler boyunca, özellikle gövde, bacak ve yüzde birtakım ağrılı fiskelerin dökülmesiyle beliren, mikroplu bir hastalık

ZAAF

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Düşkünlük, eksiklik, yetersizlik, zayıflık, dayanamama
    • "Kendisine zaafımdan ziyade metanetimi gösterdiğim kadın içeriye girdi." (Peyami Safa)
    • "Öteki, bütün bunları bir zaaf sayarak bu sefer ondan borç almış, ödememiş." (Sait Faik Abasıyanık)
  2. İrade zayıflığı
    • "Her Havva kızı gibi övünmek onun da zaafıdır." (Haldun Taner)

ZARA
...
ZEKA
...
ZİNA

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Aralarında evlilik bağı olmayan kişiler arasındaki cinsel ilişki

ZAYİ

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Kaybolma, yitme
  2. [sıfat] Kayıp
  3. [sıfat] Yok olmuş, elden çıkmış, mahvolmuş
  4. [sıfat] İşe yaramayan, yararsız, boş

ZİLE
...
ZEDE
...
ZADE

Kelime Kökeni : Farsça

  1. [isim] Oğul, evlat
    • "Şimdi bilmem ne zade namı altında, İstanbul'un en büyük zenginlerinden biriydi." (Ömer Seyfettin)
  2. [sıfat] Doğmuş

ZAZA
...
ZAPT

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Zor kullanarak ele geçirme
    • "Bizans'ta Sırp memleketlerini zapt ettilerse de bir müddet sonra bazı kısımlara geniş otonomiler verdiler." (Falih Rıfkı Atay)
  2. Tutma, hâkim olma
    • "İşte o vakit ben zaptı imkânsız bir vahşi kedi hâline girmişim." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
    • "Neveser bir sevinç çığlığını zor zapt etmişti." (Atilla İlhan)

ZINK

  1. [isim] Hızla giden bir şeyin birdenbire durduğu an çıkardığı ses
    • "Askerî bir cip, Camekân Sokağı'nı sarsıla sarsıla geçti, apartmanın kapısı önünde zınk diye durdu." (Atilla İlhan)

ZONK

  1. [isim] "Zonklamak" anlamındaki zonk zonk atmak, "vücudun bir yeri çok zonklamak" anlamındaki zonk zonk zonklamak deyimlerinde geçer
    • "Sağ koluma bir ok saplanmıştı sanki, bir yerden bir sinir zonk zonk atıyordu." (Nazlı Eray)

ZAMK

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Akasya, kitre, sütleğen vb. ağaçların kabuklarından sızarak donan, eriyiği yapıştırıcı olarak kullanılan, renksiz veya sarı kırmızımtırak renkte amorf madde
  2. Bu maddenin yapıştırıcı olarak kullanılan eriyiği

ZOKA

Kelime Kökeni : Rumca

  1. [isim] Büyük balıkları tutmakta kullanılan, küçük balık biçiminde, ucu iğneli kurşun parçası

Kelime Anlamları Kaynağı : Türk Dil Kurumu Güncel Türkçe Sözlüğü