Başında u olan 6 harfli 120 kelime var. U harfi ile başlayan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe ile ilgili araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Ayrıca İçinde u harfi olan kelimeler listesine ya da sonu u harfi ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz.
Karmaşık harflerden başında u bulunan kelimeleri bulmak için Kelime Bulma Makinesi'ni kullanabilirsiniz.
Harf Sayısına Göre Kelimeler
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- URODEL
-
Kelime Kökeni : Yunanca
-
[isim]
Kuyruklular
-
[isim]
Kuyruklular
- UTKULU
-
-
[sıfat]
Muzaffer
-
[sıfat]
Muzaffer
- UFLAMA
-
-
[isim]
Uflamak işi
-
[isim]
Uflamak işi
- UNLAMA
-
-
[isim]
Unlamak işi
-
[isim]
Unlamak işi
- USTUKA
- ...
- UYARLI
- ...
- USULCA
-
-
[zarf]
Yavaşça
- "Hadi çekici al da perdeleri sök. Usulca çıkar ki duvarlar bozulmasın." (Memduh Şevket Esendal)
-
Sessiz bir biçimde
- "Ayfer, Nuran'ın düşürdüğü mendili usulca yerden aldı." (Mahmut Yesari)
-
[zarf]
Yavaşça
- UYUMAK
-
-
[nsz]
Uyku durumunda olmak
-
İlaç etkisiyle ağrı duymayacak kadar derin uykuya dalmak
- "Hasta uyuyunca ameliyata alınacak."
-
İşlem görmemek, durgun kalmak, el sürülmemek
- "Bu eski gururu ta canevinde uyurmuş meğer." (Tarık Buğra)
-
Çevresindeki olayları fark etmemek, görmemek
- "Ben de sizler gibi adam olurdum, okurdum; okumak bilsem okurdum da uyumazdım." (Sait Faik Abasıyanık)
-
[nsz]
Uyku durumunda olmak
- UYUTMA
-
-
[isim]
Uyutmak işi
-
[isim]
Uyutmak işi
- UFACIK
-
-
[sıfat]
Çok ufak, küçücük
- "Ufacık, minyatür bir yüzü, aynı ufaklıkta vücudu vardı." (Sait Faik Abasıyanık)
-
[sıfat]
Çok ufak, küçücük
- ULANTI
-
-
[isim]
Ulanan şey
-
[isim]
Ulanan şey
- UPUSLU
-
-
Çok uslu
- "Yepyeni, ... belden büzmeli dört peşli elbisesi içinde Nina upusludur." (Refik Halit Karay)
-
Çok uslu
- URFALI
- ...
- UYKUCU
-
-
[isim]
Uykuyu seven, çok uyuyan kimse
-
[isim]
Uykuyu seven, çok uyuyan kimse
- USULEN
- ...
- UNUTUŞ
- ...
- UÇURUM
-
-
[isim]
Dik ve derin yamaç
- "Üç arkadaş, arabanın gidebileceği bütün köyleri, dereleri, uçurumları aradılar." (Aka Gündüz)
-
Felaketli sonuç
- "Bir gün bencileyin, bir uçuruma yuvarlanırsanız artık her şey burada bitti, sanmayınız." (Memduh Şevket Esendal)
-
Büyük fark, ayrılık
- "Karargâhla siper arasındaki derin uçurumu bu kadar yakından sezmemiştim." (Falih Rıfkı Atay)
-
[isim]
Dik ve derin yamaç
- USANTI
-
-
[isim]
Usanç, usanma durumu
-
[isim]
Usanç, usanma durumu
- UFAKÇA
-
-
[sıfat]
Oldukça ufak, ufarak
-
[sıfat]
Oldukça ufak, ufarak
- UZATIM
-
-
[isim]
Uzatma işi
- "Süre uzatımı."
-
[isim]
Uzatma işi