Başında u olan 5 harfli 50 kelime var. U harfi ile başlayan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe ile ilgili araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Ayrıca İçinde u harfi olan kelimeler listesine ya da sonu u harfi ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz.

Karmaşık harflerden başında u bulunan kelimeleri bulmak için Kelime Bulma Makinesi'ni kullanabilirsiniz.

Harf Sayısına Göre Kelimeler


Kelime bulma makinesi

Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.



Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)

UMMAK

  1. [nsz] Bir şeyin olmasını istemek, beklemek
    • "Umarım ki siz de mayıs hakkındaki bu sevgimi benimle paylaşırsınız." (Burhan Felek)
  2. Sanmak, tahmin etmek
    • "Tereyağı kokusu olmadığını kuvvetle umduğum bir yağ kokusu." (Sait Faik Abasıyanık)

UYARI

  1. [isim] Herhangi bir konu, sorun üzerine ilgi çekme, ikaz, ihtar, tembih
    • "Kentin yaşlılarının da düşüncelerini aldılar. Onların uyarılarına uydular." (Haldun Taner)
  2. Organizmada uyarım yaratan güç

UYMAK

  1. [-e] Ölçüleri birbirini tutmak
    • "Ayakkabı ayağına iyi uydu."
  2. Renk, biçim vb. yönünden birbirini tutmak, uygun düşmek
    • "Kravat ceketine uymuş."
  3. Zevke, anlayışa uygun düşmek
    • "Sizin tutumunuz bizim görev anlayışımıza uyuyor."
  4. Bir inanca, bir anlayışa, bir duruma veya egemen bir güce uygun davranışta bulunmak
    • "Şu acayip sevdaları bırak, muhite uy, zamana uy, hayatını mükemmel kazanırsın." (Peyami Safa)
  5. Bağlı kalmak, tabi olmak
    • "Birtakım kayıt ve şartlara uymak zorundaydı."
  6. Uygun düşmek, münasip olmak
    • "Her cihette birbirine uyacak kadın erkek bulmak dünyada kabil değildir." (Hüseyin Cahit Yalçın)

UZMAN

  1. [sıfat] Belli bir işte, belli bir konuda bilgi, görüş ve becerisi çok olan (kimse), mütehassıs, kompetan
    • "Biz de işte para kazanmanın, iyi yaşamanın uzmanıyız dostum." (Haldun Taner)
  2. Belli bir bilim dalında lisansüstü öğrenim derecesine sahip kimse
  3. [isim] Bilirkişi

UÇKUR

  1. [isim] Şalvarı bele bağlamak veya torba, kese vb. şeylerin ağzını büzmek için bunlara geçirilen bağ
    • "O sabah evvela pijamanın uçkuru kördüğüm oldu." (Burhan Felek)
  2. Cinsel duygu veya ilişki
    • "Doktorlar falan filan hap, banyo ve uçkur perhizi tavsiye etmiş." (Burhan Felek)

URGAN

  1. [isim] Keten, kenevir, pamuk, jüt gibi türlü dokuma maddelerinden yapılan ince halat
    • "Kadınının boynunda pembe urgan gibi bir yemeni var." (Halide Edip Adıvar)

UĞRUN

  1. [zarf] Gizlice

UÇMAN

  1. [isim] Pilot

ULAMA

  1. [isim] Ulamak işi
  2. Ulanan parça, ek, katkı, ilave
  3. Konuşmada art arda gelen kelimelerden birincisinin sonundaki ünsüzün, ikincisinin başındaki ünlüye ses bakımından bağlanarak söylenmesi: Ayırt etmek, ağaç altı, tertip etmek, art arda gibi
  4. [sıfat] Ulanmış

UNVAN

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Bir kimsenin işi, mesleği veya toplum içindeki durumu ile ilgili olarak kullanılan ad, san
    • "Deme bana Oğuz, Kayı, Osmanlı / Türk'üm, bu ad her unvandan üstündür." (Ziya Gökalp)

USANÇ

  1. [isim] Usanma duygusu, bıkma, bıkkınlık, melal
    • "Çehremde usanç alametlerinin arttığını sezen kâhya sustu." (Refik Halit Karay)
    • "Efendim, Tanrının günü aynı pilava kaşık sallamaktan usanç getirmişsindir." (Ercüment Ekrem Talu)
    • "Binlerce kahraman, bu yazın usanç veren günlerini de ateşe, ısınmış demire karşı ve kızgın toprak üstünde geçirecekler." (Falih Rıfkı Atay)

UYGUN

  1. [sıfat] Yakışır, yaraşır, mutabık, mütenasip
    • "Rıza Efendi'de yerine, zamanına ve konusuna uygun hikâyeler vardır." (Tarık Buğra)
    • "O zaman da haydutlar rıhtım kapısına daha önce gitmeyi uygun buldular." (Tarık Buğra)
    • "Umduk, bekledik, düşündük. Hangi şey umduğumuza uygun düştü?" (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
    • "İşte Ahmet Kerim, ilk bakışında Ömer Beyefendi'nin bu eserini yırtıp sepete atmak üzereyken bu ihtimale dayanarak onun gazeteye konulmasını uygun görmüştü." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
  2. Elverişli, yarar, müsait, muvafık
  3. Orantılı, oranlı
    • "Bu, bizim kızın yaradılışının, ablamın koyduğu yeni töreye uygun gelmeyişidir." (Memduh Şevket Esendal)

USKUR

Kelime Kökeni : İngilizce

  1. [isim] Pervane
    • "Boğaz'dan uskur gürültüleriyle köpük köpük geçen bir vapura dalmış." (Atilla İlhan)

UĞRAŞ

  1. [isim] Bir insanın yaptığı iş veya meslek, meşguliyet
  2. Bir güçlüğü yenmek için gösterilen sürekli çaba, mücadele

UYLUK

  1. [isim] Kalçadan dize kadar olan bacak bölümü
    • "Kalçalarının ve uyluklarının her basamakta aldığı şekil, kalbinde dayanılmaz heyecanlar alevlendiriyordu." (Ömer Seyfettin)

ULEMA

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Bilginler
  2. Sarıklı din bilginleri
    • "Bursa uleması bütün memleketçe tanınır ve sevilirdi." (Tarık Buğra)

UĞRAK

  1. [isim] Çok uğranılan yer
    • "Bingöl bugün de şahinlerin yaylağı, çobanın uğrağı ve Türk'ün sevgisidir." (Etem İzzet Benice)
  2. Yol uğrağı
    • "Yol boyundaki bütün uğraklarının aksine bu nahiyeye karşılanarak girmişlerdi." (Tarık Buğra)

UŞŞAK

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Türk müziğinde ana makamlardan biri

UYMAZ

  1. [sıfat] Aykırı, başka türlü, mugayir

URBAN
...
Kelime Anlamları Kaynağı : Türk Dil Kurumu Güncel Türkçe Sözlüğü