Başında u olan 4 harfli 71 kelime var. U harfi ile başlayan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe ile ilgili araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Ayrıca İçinde u harfi olan kelimeler listesine ya da sonu u harfi ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz.
Karmaşık harflerden başında u bulunan kelimeleri bulmak için Kelime Bulma Makinesi'ni kullanabilirsiniz.
Harf Sayısına Göre Kelimeler
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- UFUL
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Yıldızın batması
-
Ölme
-
[isim]
Yıldızın batması
- UMDE
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
İlke
- "Dilenecek bir insan vaziyetine gelmemek, işte umde budur." (Falih Rıfkı Atay)
-
[isim]
İlke
- UĞUT
-
-
[isim]
Çimlenmiş buğdayın kaynatılmasıyla yapılan bir çeşit yemek
-
[isim]
Çimlenmiş buğdayın kaynatılmasıyla yapılan bir çeşit yemek
- USLU
-
-
[sıfat]
Toplumu, çevresini rahatsız etmeyen, edepli, müeddep, yaramaz karşıtı
- "Uslu ve çekingen huyum ne kendimi ne de nafakamı herhangi bir sert hareketle savunmaya asla müsait değildi." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
- "Sizin gitmeyeceğinizi bildiği için uslu oturacaktır." (Aka Gündüz)
-
[zarf]
Uysal bir biçimde
-
Akıllı, zeki
- "Gören bizi sanır deli / Usludan yeğdir delimiz." (Anonim şiir)
-
[sıfat]
Toplumu, çevresini rahatsız etmeyen, edepli, müeddep, yaramaz karşıtı
- UÇAK
-
-
[isim]
Kanatlarının altına havanın yaptığı basınç yardımıyla yükselip ilerleyebilen motorlu hava taşıtı, tayyare
-
[isim]
Kanatlarının altına havanın yaptığı basınç yardımıyla yükselip ilerleyebilen motorlu hava taşıtı, tayyare
- UTLU
-
-
[sıfat]
İffetli
-
[sıfat]
İffetli
- UÇMA
-
-
[isim]
Uçmak işi
-
[isim]
Uçmak işi
- UTMA
-
-
[isim]
Utmak işi
-
[isim]
Utmak işi
- UMAR
-
-
[isim]
Çare
-
[isim]
Çare
- UĞUR
-
-
[isim]
Bazı olaylarda görülen ve insana iyilik getirdiğine inanılan belirti veya bazı nesnelerde var olduğuna inanılan iyilik kaynağı
- "Onlar da uğurlar dilediler, aralarında konuşmaya başladılar." (Memduh Şevket Esendal)
- "Emeti ile evlenmek, Satılmış'a uğur getirmişti." (Ercüment Ekrem Talu)
-
Bu nitelikte olduğuna inanılan şey
-
Meymenet, kadem
-
Talih, şans
-
[isim]
Bazı olaylarda görülen ve insana iyilik getirdiğine inanılan belirti veya bazı nesnelerde var olduğuna inanılan iyilik kaynağı
- ULAK
-
-
[isim]
Haberci, haber veren kimse
- "Az sonra ulaklar oba beylerine haber ulaştırmak için atlanmışlardı." (Nezihe Araz)
-
[isim]
Haberci, haber veren kimse
- UYUR
-
-
[sıfat]
Uyuyan
-
Durgun (su)
-
[sıfat]
Uyuyan
- URUM
- ...
- UYGU
- ...
- ULAŞ
- ...
- URLA
- ...
- UFKİ
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[sıfat]
Yatay
- "Hep ufki vaziyette durabilmek için elleriyle birtakım hareketler icat etmeye başladı." (Haldun Taner)
-
[sıfat]
Yatay
- UZAK
-
-
[sıfat]
Gidilmesi çok süren, çok ötelerde bulunan, ırak, yakın karşıtı
- "Mualla, uzaklardan bir ses duyar gibi oldu." (Peyami Safa)
- "Çocuklar ilk günü senden uzak durmuşlardı, nasıl bir kişi olduğunu kestiremiyorlardı." (Tarık Dursun K)
- "Ben uzak düşmemeye çalışır, karşılarında bir yere ilişirdim." (Yusuf Ziya Ortaç)
-
Arada çok zaman bulunan
- "Uzak bir gelecekte neler olacağı bilinmez."
-
Eli, gücü veya hükmü yetişmez
- "O böyle işlerden pek uzaktır."
-
İhtimali az olan
- "Ben bu işi çok uzak görüyorum."
-
Ayrı, birbiriyle yakın ilgisi olmayan
- "Ne iyi! Sizinle birlikte uzak şeylerden bahsedebileceğiz." (Peyami Safa)
-
[isim]
Yakın olmayan yer
- "Fazla uzağa gitme."
-
[sıfat]
Gidilmesi çok süren, çok ötelerde bulunan, ırak, yakın karşıtı
- UMUR
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Aldırış etme, önem verme
- "Kim aldırır? Annesi umurumda mıydı benim?" (Atilla İlhan)
- "Gece partileri için arkadaşlarını buldu mu artık dünya istediği gibi dönsün, umurunda olmazdı." (Abdülhak Şinasi Hisar)
-
[isim]
Aldırış etme, önem verme
- UMUM
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[sıfat]
Bütün, tüm, kamu
- "Onun umum kumandanlığı, boş çöller içinde bedevi şeyhlerine verilen fahri paşalıklar gibi bir şey idi." (Falih Rıfkı Atay)
-
[zamir]
Herkes, halk, ahali
- "Üçü de kısa bir boyun kırışıyla umumu selamladılar." (Peyami Safa)
-
[sıfat]
Bütün, tüm, kamu