Sonunda t olan 6 harfli 461 kelime var. T harfi ile biten kelimeler listesini inceleyerek aradığınız kelimeleri bulabilirsiniz. Türkçe araştırmalarınızda, scrabble oyununda bu kelimeleri kullanabilirsiniz. Ayrıca İçinde t harfi olan kelimeler listesine ya da başında t harfi olan kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, işlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi

Harf Sayısına Göre Kelimeler


Kelime bulma makinesi

Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.



Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)

DEVLET

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Toprak bütünlüğüne bağlı olarak siyasal bakımdan örgütlenmiş millet veya milletler topluluğunun oluşturduğu tüzel varlık
    • "Türkiye Devleti."
  2. Bu tüzel varlığın yönetim organları
    • "Devlet hizmetinde epeyce ileride sayılanlardan olsa gerek." (Memduh Şevket Esendal)
  3. Büyüklük, mevki
  4. Mutluluk
    • "Halk içinde muteber bir nesne yok devlet gibi / Olmaya devlet cihanda bir nefes sıhhat gibi." (Muhibbî)
  5. Talih

YAPSAT

  1. [isim] Bina yapıp satma işi
    • "Bir uygarlığın üzerine biz bir yapsat mimarisi kuruyorduk." (Selim İleri)

HALVET

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Issız yerde yalnız kalma
  2. Issız ve kapalı yer
  3. Hamamlarda çok sıcak küçük yer

TEVRAT
...
KAYŞAT

  1. [isim] Kayşama sonucu yerinden kopmuş parça

SADİST

Kelime Kökeni : Fransızca

  1. Başkalarına acı çektirerek cinsel doyum sağlayan (kimse), elezer
  2. Sadistlik niteliğinde olan (kimse), elezer
  3. Başkalarına acı çektirmekten zevk duyan (kimse), elezer

ŞERBET

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Meyve suyu ile şekerli su karıştırılarak yapılan içecek
    • "Biraz sonra gümüş bir tepsi içinde ahududu şerbeti getirdiler." (Ahmet Haşim)
  2. Belli törenlerde konuklara sunulan şekerli içecek
    • "Hemen o haftalarda bir sabah Muhsin Beylerin evinde nikâh şerbetleri içildi." (Memduh Şevket Esendal)
  3. Bazı maddelerin suda eritilmişi
    • "Gübre şerbeti. Çimento şerbeti."
  4. Sözlenmek veya nişanlanmak üzere tarafların anlaşması durumunda tören yapılarak içilen içecek

SOHBET

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Dostça, arkadaşça konuşarak hoş bir vakit geçirme, söyleşi, yârenlik, hasbihâl
    • "Biraz evvelki sükûtu şimdi hararetli bir sohbet takip ediyordu." (Hüseyin Cahit Yalçın)
    • "Sofra başında sohbet etmeyi sever..." (Abdülhak Şinasi Hisar)
  2. Söyleşi
    • "Tam fikir ve sanat sohbetlerine yakışan bir çerçeve içindeyiz." (Ahmet Haşim)

BERBAT

Kelime Kökeni : Farsça

  1. [sıfat] Kötü
    • "Eskisinden daha berbat, iyileşmek ne gezer." (Mehmet Akif Ersoy)
    • "Bu işi nasıl berbat ettinse gel yine öyle kendin temizle." (Hüseyin Rahmi Gürpınar)
  2. Bozuk
    • "Yol berbat, toz toprak üstümüze savruluyor." (Sermet Muhtar Alus)
  3. Çirkin, beğenilmeyen
    • "Sanatta politika ne kadar berbatsa politikada sanat da o kadar iğrenç olur." (Burhan Felek)
    • "Muhitin değişen, bozulan her şeyi gibi terbiyesi de berbat olmuştu." (Ömer Seyfettin)
  4. Darmadağın, bakımsız, perişan, viran
    • "Berbat bir han odası." (Yusuf Ziya Ortaç)

İMALAT

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Ham madde işlenerek yapılan her türlü mal
  2. İşlenerek yapılan üretim
    • "Bu paketler satılsın, imalata ondan sonra devam edilecekti." (Çetin Altan)

KOBALT

Kelime Kökeni : Fransızca

  1. [isim] Atom numarası 27, atom ağırlığı 59 olan, boyacılıkta kullanılan, nikel ve demire benzeyen, gümüş renginde bir element (simgesi Co)

MAİŞET

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Geçim, geçinme
    • "Elindeki para kendini bir sene geçindirebilirdi. Bir müddet için artık onun ensesine şaklayacak maişet kamçısı kalmıştı." (Hüseyin Rahmi Gürpınar)

NAMZET

Kelime Kökeni : Farsça

  1. [isim] Aday
    • "Ben kalkar, namzedin yüzüne dik dik bakarım." (Ömer Seyfettin)
  2. Sözlü, yavuklu

TEMCİT

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Recep, şaban ve ramazan ayları süresince, sabah ezanından sonra minarelerden okunan ve Allah'ın ululuğunu belirten dua

HASRET

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Özlem
    • "Vatan ve kardeş hasretini birbirimizde gideriyoruz." (Haldun Taner)
    • "Ada'ya gelince İstanbul'u özler ve oraya gidince Ada'ya hasret çekerdi." (Abdülhak Şinasi Hisar)
    • "Sonra ver elini ana baba ocağı. Hem hasret giderecektim hem de ruhumla dinlenecektim." (Cahit Uçuk)
    • "Ben dört sene onun hasretini çektim." (Aka Gündüz)

RİKKAT

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] İncelik, naziklik
    • "Himmetin, nezaket ve rikkattin bu derecesine nasıl hayran olmaz." (Refik Halit Karay)
    • "Yıllardır devam eden bağlılıkları, kendilerini bilenler için rikkat verici bir manzaraymış." (Abdülhak Şinasi Hisar)

ŞİRKET

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Ortaklık
    • "İtalya'da büyük bir şirketin acentesiyim ben..." (Reşat Enis)

MERBUT

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [sıfat] Bağlı, bağlanmış
    • "Kulaklarında yekdiğerine beyaz ibrişimle merbut pırlanta, ufak menekşe abdest küpeleri..." (Hüseyin Rahmi Gürpınar)
  2. İlişik, ilişkin

HATTAT

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Çok güzel el yazısı yazan sanatçı
  2. Mesleği hattatlık olan kimse

İBADET

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Tanrı buyruklarını yerine getirme, Tanrı'ya yönelen saygı davranışı, tapınma
    • "Babamla gittiğim bayram namazlarından başka ibadet bilmezdim." (Yahya Kemal Beyatlı)

Kelime Anlamları Kaynağı : Türk Dil Kurumu Güncel Türkçe Sözlüğü