Sonunda t olan 6 harfli 461 kelime var. T harfi ile biten kelimeler listesini inceleyerek aradığınız kelimeleri bulabilirsiniz. Türkçe araştırmalarınızda, scrabble oyununda bu kelimeleri kullanabilirsiniz. Ayrıca İçinde t harfi olan kelimeler listesine ya da başında t harfi olan kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, işlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- İZAHAT
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Açıklamalar
-
[isim]
Açıklamalar
- MÜHLET
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Bir işin yapılması veya bir borcun ödenmesi için gösterilen süre, vade, mehil
- "Hatta merkez kumandanı kendisine üç gün mühlet vermiş, hemen yola çıkması için diretmişti." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
-
[isim]
Bir işin yapılması veya bir borcun ödenmesi için gösterilen süre, vade, mehil
- DÜRÜŞT
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[sıfat]
Sert, gücendirici, kırıcı
- "Ömründe bir defa kimseye dürüşt bir söz söylememişti." (Yahya Kemal Beyatlı)
-
[sıfat]
Sert, gücendirici, kırıcı
- FRİJİT
- ...
- MONİST
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[sıfat]
Tekçi
-
[sıfat]
Tekçi
- NAZİST
- ...
- KASKET
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Genellikle erkeklerin giydiği, önü siperli başlık
-
[isim]
Genellikle erkeklerin giydiği, önü siperli başlık
- SKAVUT
-
Kelime Kökeni : İngilizce
-
[isim]
Çok hızlı gidebilen bir tür keşif gemisi
-
[isim]
Çok hızlı gidebilen bir tür keşif gemisi
- DEHŞET
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Bir tehlike veya korkunç bir şey karşısında duyulan ürküntü, yılgı
- "Olduğum yerde korkudan ve dehşetten donmuştum." (Sait Faik Abasıyanık)
- "Oyun, okuyanı hiçbir tarih kitabının etkilemeyeceği kadar kuvvetle Fransız İhtilali'nin amansız, dehşet saçan günleriyle karşı karşıya bırakır." (Necati Cumalı)
- "Korkunç jestlerle yaptığı kara bulut tasvirleri bizi yeniden dehşete düşürdü." (Reşat Nuri Güntekin)
- "Ev sahibi dehşete kapılmış gibiydi." (Tarık Buğra)
-
[sıfat]
Olağanüstü
- "Sen büyüdükçe dehşet bir şey oluyorsun." (Reşat Nuri Güntekin)
-
[ünlem]
Olağanüstü şeyler karşısında şaşma anlatan bir söz
- "Dehşet, bu ne güzellik!"
-
[isim]
Bir tehlike veya korkunç bir şey karşısında duyulan ürküntü, yılgı
- FERYAT
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[isim]
Haykırış, çığlık
- "Bu, bir hayat kurtarma feryadıdır." (Burhan Felek)
- "Feryat ederek gözlerini açan Satılmış, şaşkın şaşkın etrafına bakınıyordu." (Ercüment Ekrem Talu)
- "Pencereden kopardığım feryadı pek geç işittiler." (Reşat Nuri Güntekin)
- "Oradan küçücük bir fakir çocuk gibi feryadı bastığını işitirsiniz." (Sait Faik Abasıyanık)
-
[isim]
Haykırış, çığlık
- ABSÜRT
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[sıfat]
Saçma
- "Şam'daki caminin Ayasofya ile boy ölçüşebileceğini düşünmek bile absürt olur." (Aydın Boysan)
-
[sıfat]
Saçma
- JORJET
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Bürümcük görünüşlü, çok bükümlü, genellikle pamuk iplikleri ile dokunmuş bir kumaş
-
[sıfat]
Bu kumaştan yapılmış olan
- "Jorjet etek."
-
[isim]
Bürümcük görünüşlü, çok bükümlü, genellikle pamuk iplikleri ile dokunmuş bir kumaş
- KRAVAT
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Bir ucu ince, diğer ucu daha geniş, gömlek yakasının altından geçirilerek önde üçgen biçiminde bağlanan, özel kumaştan yapılan giysi aksesuarı, boyun bağı
- "Muallim Bey, kravatınızın rengi gömleğinize uymamış, dedi, suratıma güldü." (Falih Rıfkı Atay)
-
[isim]
Bir ucu ince, diğer ucu daha geniş, gömlek yakasının altından geçirilerek önde üçgen biçiminde bağlanan, özel kumaştan yapılan giysi aksesuarı, boyun bağı
- ŞAVŞAT
- ...
- SUBRET
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Komedilerde hafifmeşrep genç kadın veya işveli hizmetçi rollerine çıkan kadın oyuncu
-
[isim]
Komedilerde hafifmeşrep genç kadın veya işveli hizmetçi rollerine çıkan kadın oyuncu
- HIRVAT
- ...
- KELKİT
- ...
- KALSİT
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Billurlaşmış doğal kalsiyum karbonatı
- "Tebeşir bir tür kalsittir."
-
[isim]
Billurlaşmış doğal kalsiyum karbonatı
- MİLLET
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Çoğunlukla aynı topraklar üzerinde yaşayan, aralarında dil, tarih, duygu, ülkü, gelenek ve görenek birliği olan insan topluluğu, ulus
- "Bu eser, Türk milletinin hürriyet ve istiklal fikrinin layemut abidesidir." (Atatürk)
-
Bir yerde bulunan kimselerin bütünü, herkes
- "Millet tütün paralarını alınca borcunu öder." (Necati Cumalı)
-
Benzer özellikleri olan topluluk
- "Şu kadın milletinin kıskançlığının hiç sonu yok." (Ahmet Mithat)
-
[isim]
Çoğunlukla aynı topraklar üzerinde yaşayan, aralarında dil, tarih, duygu, ülkü, gelenek ve görenek birliği olan insan topluluğu, ulus
- PÜRİST
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Özleştirmeci
-
[isim]
Özleştirmeci