Sonunda t olan 3 harfli 61 kelime var. T harfi ile biten kelimeler listesini inceleyerek aradığınız kelimeleri bulabilirsiniz. Türkçe araştırmalarınızda, scrabble oyununda bu kelimeleri kullanabilirsiniz. Ayrıca İçinde t harfi olan kelimeler listesine ya da başında t harfi olan kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, işlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- AUT
-
Kelime Kökeni : İngilizce
-
[isim]
Dış
- "Aut çizgisinden nefis bir orta..." (Haldun Taner)
-
[isim]
Dış
- ZAT
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Kimse, kişi
- "Tanıdıklarımdan bir zat, meyveleri hiç sevmez." (Ahmet Haşim)
-
Kendi, öz
- "Evvelki gün gelen kadın sizi istiyor, zatınızla konuşacakmış." (Sermet Muhtar Alus)
-
[isim]
Kimse, kişi
- ALT
-
-
[isim]
Bir şeyin yere bakan yanı, zir, üst karşıtı
- "Pantolonlarımızı şiltelerimizin altına seriyoruz, onlar bütün hafta orada ütüleniyor." (Zeki Ömer Defne)
- "İlgili sözleşmelerin altına imzamızı koyarken bu imzaya sadık kalma konusunda ne ölçüde niyetliydik?" (Ahmet Cemal)
- "Bir şey değil, karşıdan bir otomobil filan gelir de altında kalırım diye korktum." (Burhan Felek)
- "Kısa kesmekten yanaydı ama paraları uzatsa altından bir çapanoğlu çıkar mıydı?" (Orhan Kemal)
-
Bir nesnenin tabanı
- "Ayağındaki altları nalçalı koca bahçıvan kunduraları ile ona yetişmesi imkânsızdı." (Osman Cemal Kaygılı)
- "Altından kalkamayacağı suçlamalar ileri sürdüler."
-
Oturulurken uyluk kemiklerinin yere gelen bölümü
- "Altına sandalye çekmek."
-
Bir şeyin yere yakın bölümü
-
Yanan ocağın alevi
- "Fokurdamaya başlayan çaydanlığın altını kapadı." (Haldun Taner)
-
Birine göre alt aşamada olan kimse, madun
-
Sınıflamalarda ikinci derecede olan
- "Alt sınıf. Alt cins. Alt takım."
-
[sıfat]
Birkaç şeyden aşağıda olan
- "Yeleğinin alt düğmesi iliklenmemiş." (Haldun Taner)
-
[isim]
Bir şeyin yere bakan yanı, zir, üst karşıtı
- AST
-
-
[isim]
Alt
-
Birinin buyruğu altında olan görevli, madun
-
Birine göre alt aşamada olan kimse, madun
-
Rütbe veya kıdemce küçük olan asker
-
[isim]
Alt
- BAT
-
-
[isim]
Kurşun boruların ağzını açmakta kullanılan, şimşirden yapılmış, ucu sivri bir çeşit takoz
-
[isim]
Kurşun boruların ağzını açmakta kullanılan, şimşirden yapılmış, ucu sivri bir çeşit takoz
- PAT
-
-
[sıfat]
Yassı, basık
- "Ne de ıslak pat burnundaki mor mor meneviş." (Mehmet Akif Ersoy)
-
[sıfat]
Yassı, basık
- CET
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Dede, büyük baba, ata
- "Nice yıl, cetlerimiz kökleşerek bir yerde, manevi varlığının resmini çizmiş havaya." (Yahya Kemal Beyatlı)
-
[isim]
Dede, büyük baba, ata
- ANT
-
-
[isim]
Tanrı'yı veya kutsal bilinen bir kişiyi, bir şeyi tanık göstererek bir olayı doğrulama, yemin
- "Ant içmiştik, güya büyüyünce evlenecektik." (Haldun Taner)
-
Kendi kendine söz verme, ahit
- "Andım var, bu işi yapacağım."
-
[isim]
Tanrı'yı veya kutsal bilinen bir kişiyi, bir şeyi tanık göstererek bir olayı doğrulama, yemin
- NOT
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Bir şeyi hatırlamak için yazılan kısa yazı
- "Kitaplardan birinin kenarına bir not yazmışsın." (Reşat Nuri Güntekin)
- "Not alıyorum, Türkçeye mısra mısra hemen tercüme ediyorum." (Refik Halit Karay)
- "Cevdet Paşa tezkeresine şöyle bir not düşmek zorunda kalır." (Salâh Birsel)
- "Bunu not edin de unutmayın."
-
Okullarda öğrencinin dersle ilgili bilgi ve beceri düzeyini göstermek üzere öğretmenlerce verilen sayı, derece
-
Bir şeyin niteliği üzerine edinilen kanı
-
[isim]
Bir şeyi hatırlamak için yazılan kısa yazı
- AİT
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[sıfat]
İlgilendiren, ilişkin, ilişik, ilgili
- "Burasını, kendisine ait olsa bu kadar canla başla çevirmeye uğraşmazdı." (Kemal Tahir)
-
[sıfat]
İlgilendiren, ilişkin, ilişik, ilgili
- KÜT
-
-
[sıfat]
Kısa ve kalınca
- "Küt parmaklar."
-
Keskin olmayan
-
[sıfat]
Kısa ve kalınca
- SUT
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Eskiden bazı bitkilerden, bugün sodyum klorürden elde edilen sodyum karbonatın ticaretteki adı
-
[isim]
Eskiden bazı bitkilerden, bugün sodyum klorürden elde edilen sodyum karbonatın ticaretteki adı
- HİT
-
Kelime Kökeni : İngilizce
-
[isim]
Liste başı
- "Her şarkı hit oluyordu."
-
[isim]
Liste başı
- PUT
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[isim]
Bazı ilkel toplumlarda doğaüstü güç ve etkisi olduğuna inanılan canlı veya cansız nesne, tapıncak, sanem, fetiş
- "Onu ben, büsbütün başka bir hayranlıkla âdeta bir puta taparcasına seviyordum." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
- "Düşündüklerimi lakırtı ile gayet kolay anlattığım hâlde kalemi ele alınca put gibi tutuluyorum." (Reşat Nuri Güntekin)
- "Görmediniz mi, adını söyleyince herkes put kesiliyor." (Ahmet Hamdi Tanpınar)
-
Haç
-
[isim]
Bazı ilkel toplumlarda doğaüstü güç ve etkisi olduğuna inanılan canlı veya cansız nesne, tapıncak, sanem, fetiş
- ROT
-
Kelime Kökeni : İngilizce
-
[isim]
Motorlu taşıtlarda direksiyon ile tekerlek arasındaki bağlantıyı sağlayan demir çubuk
-
[isim]
Motorlu taşıtlarda direksiyon ile tekerlek arasındaki bağlantıyı sağlayan demir çubuk
- ZIT
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[sıfat]
Karşıt, ters
- "... devam ediyor, birbirine zıt birçok şeyler söylüyordu." (Ömer Seyfettin)
- "... ahlakını az çok bilirim, onunla zıt gitmeye gelmez." (Ahmet Haşim)
- "Niçin babanın zıddına basıyorsun evladım, seni hiç incitmemiş bir baba, bir gün bir fiske vurmadı, bir dediğin iki olmuyor." (Halide Edip Adıvar)
- "Yalnız akrep kuyruğu gibi bükülmüş pomatlı ibrişim bıyıklar zıddıma gidiyor." (Reşat Nuri Güntekin)
-
[sıfat]
Karşıt, ters
- TUT
- ...
- LOT
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Tutam (II)
-
[isim]
Tutam (II)
- GUT
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Organizmadaki ürik asidin atılmayarak vücudun bazı yerlerinde, özellikle ayak başparmağında, topuk ve eklem yerlerinde birikmesinden ileri gelen, ağrı ve şişlerle ortaya çıkan hastalık, damla hastalığı, nikris
-
[isim]
Organizmadaki ürik asidin atılmayarak vücudun bazı yerlerinde, özellikle ayak başparmağında, topuk ve eklem yerlerinde birikmesinden ileri gelen, ağrı ve şişlerle ortaya çıkan hastalık, damla hastalığı, nikris
- BOT
-
Kelime Kökeni : İngilizce
-
[isim]
Küçük gemi
- "Şu botta bu kadar er var, içlerinde gözüm bir seni tuttu." (Haldun Taner)
-
Ağaç, plastik veya kauçuktan yapılmış küçük sandal
-
[isim]
Küçük gemi