Başında t olan 5 harfli 385 kelime var. T harfi ile başlayan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe ile ilgili araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Ayrıca İçinde t harfi olan kelimeler listesine ya da sonu t harfi ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz.

Karmaşık harflerden başında t bulunan kelimeleri bulmak için Kelime Bulma Makinesi'ni kullanabilirsiniz.

Harf Sayısına Göre Kelimeler


Kelime bulma makinesi

Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.



Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)

TOKLU

  1. [isim] Bir yıllık kuzu

TIRIK

  1. [isim] Bir nesnenin art arda iki yere çarpmasından çıkan ince ve kuru ses
    • "Kapı tırık diye kapandı."

TOPUR

  1. [isim] Kestanenin dikenli olan dış kabuğu
  2. Fındığın dışındaki yeşil kabuk

TİMÜS

Kelime Kökeni : Fransızca

  1. [isim] Göğüs kemiği arkasında bulunan iç salgı bezi, özden

TOZMA
...
TABAK

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Yiyecek koymaya yarar, az derin ve yayvan kap
    • "Kadın masaya tabak, kaşık koyuyor." (Aka Gündüz)
  2. [sıfat] Bu kabın alacağı miktarda olan

TAŞSI

  1. [sıfat] Taşı andıran, taşa benzeyen, taş gibi, taşımsı

TURFA

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [sıfat] Az bulunur, eski, nadir
    • "Turfa oldu artık eski felsefe." (Yusuf Ziya Ortaç)
  2. Değersiz, değeri düşük
    • "Şehirli dediği bu turfa kalabalığı küçümsediğini her hâliyle belli ederdi." (Haldun Taner)

TUTAR

  1. [isim] Nicelik bakımından bir şeyin bütünü
  2. Para miktarı, meblağ

TAVAN

  1. [isim] Bir yapının, kapalı bir yerin üst bölümünü oluşturan düz ve yatay yüzey, taban karşıtı
    • "Başını kaldırdı, dumanı otobüsün tavanına üfledi." (Haldun Taner)
    • "Gelmeyecek mi? Neden gelmedi? diye sordukları vakit tavan başıma yıkılıyordu." (Memduh Şevket Esendal)
  2. Bir şeyi değerlendirmede kabul edilen en yüksek seviye veya fiyat
    • "Yükseköğrenim görmüş bir devlet memurunun tavanı birinci derecenin dördüncü basamağıdır."
  3. Çatı kiremidi

TIKIZ

  1. [sıfat] Tıknaz
    • "İkisi de tıkız ve aynı boyda." (Haldun Taner)
  2. Çok sıkıştırılmaktan veya çok sıkı doldurulmaktan katılaşmış, sıkı
    • "Bu yastık pek tıkız olmuş."
  3. Yoğunluğu çok, katı
    • "Tıkız hamur."

TAHİN

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Öğütülmüş susamın koyu sıvı durumu

TAPMA

  1. [isim] Tapmak işi

TOSUN

  1. [isim] Danalıktan yeni çıkmış genç boğa
  2. Sağlıklı, tıknaz delikanlı
    • "Yanında oturan nefer, tosun bir oğlan; ona dik dik bakıyor, kızıyor gibi görünüyor." (Memduh Şevket Esendal)

TUTAM

  1. [sıfat] Avuç içi veya parmak uçlarıyla tutulabilen miktarda olan
    • "Öksüzün cebindeki son tutam tütünü sardılar, sıra ile üçer nefes çektiler." (Refik Halit Karay)

TABLA

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Satıcı vb.nin kullandığı tahtadan tepsi
    • "Bir hurmacının tablasında üstlerine vuran güneş ışığıyla parıldayan hurmalara imrenmiş." (Abdülhak Şinasi Hisar)
  2. [sıfat] Bir tepsinin aldığı miktarda olan
    • "Bir tabla balık döküldü."
  3. Soba, mangal vb. şeylerin altına konulan metalden veya tahtadan yapılan tepsiye benzer altlık
  4. Bir şeyin düz ve geniş bölümü
    • "Hokka takımı tablası. Çadır direği tablası."
  5. Küllük
    • "Tablada ruj izli sigara artıkları var." (Refik Halit Karay)
  6. Ağaçtan veya ağaç ürünlerinden hazırlanmış, büyük yüzeyli düzgün parça
  7. Genellikle Hindistan, Pakistan'da kullanılan, darbukaya benzer bir tür çalgı
  8. Makaraların yüzlerini oluşturan dış bölümleri

TERAS

Kelime Kökeni : Fransızca

  1. [isim] Bir yapının damında çevresi, üstü açık yer, ayazlık, taraça
    • "Ayrıca denize bakan bir de büyük terası vardı." (Çetin Altan)
  2. Damın, genellikle çamaşır sermeye yarayan ve üstü çinko ile döşeli bulunan düz bölümü, tahtaboş
  3. Seki

TEPME

  1. [isim] Tepmek işi
  2. Tekme
  3. Suda çiğnenerek keçeleştirilen yünden dokunmuş (kumaş, keçe vb.)

TERFİ

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Derece, makam bakımından yükselme
  2. Yükseltme
    • "Zafer üzerine orduda terfiler yapılmıştı." (Falih Rıfkı Atay)

TALİK

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Asma, yukarı kaldırma
  2. Bir işin yapılmasını herhangi bir şarta bağlı tutma
  3. Belli bir zamana bırakma, erteleme
  4. Arap alfabesinde geliştirilen, yatık olarak yazılan yazı türlerinden biri
  5. [sıfat] Bu tür yazı ile yazılmış
    • "... sonra üç de eski talik levha." (Yusuf Ziya Ortaç)

Kelime Anlamları Kaynağı : Türk Dil Kurumu Güncel Türkçe Sözlüğü